Bana gına geldi. Kazlıçeşme, Ankara, Sincan'dan sonra Kayseri

Sürekli aynı şeyi söyleyenleri,

Aynı kafada inat edenleri ve tarihten yaşadıklarından ders almayanları,

Aynı hataları sürekli tekrarlayanları, itici birçok huyundan vazgeçmeyenleri,

Anlamamakta görmemekte ısrar edenleri

Ne güzel bir deyişle tarif eder Türk Milleti “Eski tas eski hamam”

Zaman zaman “tellaklar” değişse de…

***

Bugünkü konuşmalar aynı, kullanılan cümleler aynı,

Hedef aynı işaret ettikleri aynı tehdit ettikleri aşağıladıkları ve ne yazık ki “küçümsedikleri” de aynı…

Halk hareketlerini” ve bu eylemlere katılanları da tanımlarken

Eylemler sırasında söylenenleri, atılan sloganları ve yazılan çizilenleri, kendi kafalarına göre

Yorumlayıp her oluşumun karşısına yalan dolanla bezenmiş soğuk savaş dönemlerinde sıkça rastlanan bir anti oluşum çıkarmaları ve yurt dışı odakları siyasi partileri en ilginci ise yıllarca kendilerini besleyen “faiz lobilerini” hedef almaları çok tuhaf…

***

Delinin biri bir gün eline kâğıt kalem almış, bir şeyler yazıyormuş.

Yoldan geçen kelli felli bir adam sormuş;

“Hayrola, mektup mu yazıyorsun?”

Deli kafasını bile kaldırmadan;

“Evet, mektup yazıyorum” demiş,

Adam tekrar sormuş;

“Kime yazıyorsun?”

Deli;

”Kendime yazıyorum!” demiş

Adam bu sefer gülerek;

“Peki, oku bakalım ne yazdın kendine?

Deli kaldırmış kafasını adamın gözlerine bakarak cevaplamış;

“Nasıl okuyayım, postacı mektubumu daha getirmedi ki!”

***

Var bu işlerde bir iş, şeytan işi olmalı şu politika.

Bu siyasetin işine kimsenin ne aklı alıyor ne de sırlarını anlayabiliyor.

Şimdilerde ortalıkta binlerce kişi “duran adam” eyleminde,

Geride kalan 21 günde ülkenin dört bir yanında sokaklarda parklarda evlerinin balkonunda

Bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar.

Hala iki ağaç üç beş çapulcu, ekonomimiz büyüdü işlerine gelmedi önümüzü kesmek amacında olan

Faiz lobisi ve yabancı güç odakları…

***

Ne Reyhanlı olayının ne de Güroymak patlamalarının müsebbipleri belli,

Ne de Diyarbakır toplantılarının Türk Halkının suratına “balyoz” gibi çarpan söylemleri dillerde…

Ve yine aynı kafalar aynı tip düşüncelerle sadece “eylemcilere” karşı atakta…

Diyorum ki;

Ya mektup yazılmadı ya da yazılan mektup adresinde ulaşmasına rağmen okunmadı…

Fonda ise;

Bir de “cehaletin” kökünü kazıdık hikâyeleri…

“Bana gına geldi” ya size?

***

Hayırlı Cumalar efendim…

Erdoğan ÖZGENÇ