Barış sürecinde suç işleyenler ve yasal şemsiye talep edenler...

Göz göre göre suç işleniyor!..

Nasıl mı?

Genelkurmay Başkanlığı terör örgütü elemanlarının yurt dışına çıkışı anında görmezden gelinmesini istemesiyle, bu talimata uyulmasıyla…

Öyle ya; terörle mücadele eden bir kuruma, kanunsuz olarak teröristi görmezden gel diyemezsin! Teröristi görmezden gelen kurum elemanı, yarın kaçakçıyı, öbürküsü gün uyuşturucu tacirini de görmezden gelir.

Kanunsuz emri vermekte, yapmakta suçtur.

Suçu işleyenin biri de Adalet bakanı.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin kendi ağzı ile suç işlediğini ve işlemeye devam edeceğini itiraf ediyor.

Suç işleyen bir diğer kesim BDP’liler…

BDP’liler suç işlediklerinin farkındalar ve bunu yasal bir kılıfa sokmak istiyorlar.

BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak tarihi bir itirafta bulunarak, İmralı’daki teröristbaşıyla yapılan görüşmelerin suç olarak nitelendirilebileceğini söyledi:

İşledikleri suçu itiraf ederken, gerekçesini de şöyle açıkladı:

“Oslo görüşmelerinde MİT Müsteşarı’na ve bu kurumun yöneticilerine soruşturma açıldı. Bizim hakkımızda fezlekeler hazırlandı. Bir savcı da çıkıp İmralı’da yürütülen görüşmeler için dava açabilir. Çünkü mevcut yasalarda Öcalan yasa dışı bir örgüt lideri olarak görülüyor. ‘Bununla kim, niye görüşüyor?’ diye bir savcı çıkıp dava açarsa ne yapacağız? Bunun için yasal güvence istiyoruz, sürecin yürümesi için bu çok önemli...”

Bir diğer suç işleyenler de savcılar:

PKK, BDP kucaklaşmasını görmezden gelip, terör örgütü elamanlarını kurdukları ‘çadır mahkemelerinde’ 7 dakikada aklarken, ülkesinin bütünlüğü için ömürlerini veren görevlileri terörist ilan edip, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılıyorlar.

Aynı savcılar casusluk davası kapsamında hazırladıkları iddianameyle, silahlı kuvvetlerin en gizli bilgilerini deşifre ediyorlar. Tıpkı Bülent Arınç’a yapılacak suikast iddiası ile ‘Kozmik odaya’ girilmesi gibi…

Başka kimler suç işliyor?

Sözde barış sürecine katkı yapmak isteyenlerin yasal bir dayanakları yok! Televizyona çıkıp terör örgütünü kutsallaştıranları saymıyorum. Onlar zaten her zaman suç işleyen kesimden. Onların tıpkı milletvekilleri gibi dokunulmazlığı olduğu için dokunulmuyor.

Ancak terör örgütü ile mücadele edenlere, Türk Bayrağını sallayanlara anında ceza kesiliyor. Önce biber gazlı, soğuk duş, sonra gözaltı ve zindanlar…

Şöyle bir düşünün; 30 yıldan beri gördükleri silahlı kuvvet mensuplarına, emniyet görevlilerine, kendilerinden olmayanlara saldıran bir terör örgütü var. Bu örgütün mensupları, belli bir anlaşma çerçevesinde ülkeyi silahları ile terk ediyor. Bunu gören ve bunlarla mücadele etmesi gereken kurum görevlileri görmezden geliyorlar…

Neye dayanarak?

Bu konuda yasal bir düzenleme var mı?

Yasal düzenleme olursa, bu kez Terör örgütü uluslar arası arenada kimlik kazanacak(!) (Gerçi zaten uluslar arası arenada kimliği ile onca silahı alıp satıyor.)

O zaman?

Kanunları birkaç kere çiğnemekle bir şey olmaz!

Tıpkı Rahmetli Turgut Özal’ın dediği gibi ‘Anayasayı bir sefer çiğnemekle bir şey olmaz!’