Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '11

 
Kategori
Eğitim
 

Başarılı bir öğretmenlik üzerine düşünceler (Üçüncü Bölüm)

Başarılı bir öğretmenlik üzerine düşünceler (Üçüncü Bölüm)
 

Prof.Dr.Öner Samanlı'dan, Öğretme ve öğrenme teknikleri üzerine açıklamalar. (Eğitim Dünyası)


"Öğretmenin daha iyi yapılabilmesi ve öğrenmenin de kolaylaştırılması”  

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 

ÖĞRETMEN İLE ÖĞRENCİ İLİŞKİLERİ 

Önceki bölümlerin Özeti:  

Öğretme insanoğlunun bir yeteneğidir. Bu nedenledir ki, öğretme yeteneği evrensel bir uğraştır. Herkes birbirine bir şeyler öğretir, yanı sıra da bir şeyler öğrenir.  

Bu makale, "Öğretmenin daha iyi yapılabilmesi ve öğrenmenin de kolalaştırılması”nın sağlanması amacıyla kazanılmış bilgilerimize yıllar içerisinde elde ettiğimiz deneyimlerimizi de katarak, daha iyisi nasıl sağlanabilir düşüncesiyle oluşturulmuştur. 

‘Öğretme’nin daha iyi yapılabilmesinde temel başlangıç, “nasıl daha etkili yapılabilir” sorusunun sağlıklı yanıtlanabilmesidir. Bu yanıtı verebilecek temel kapasite de, “öğreten” de saklıdır. Öğreten önce bireyin sonra herkesin etkisini arttırarak, toplumsal eğitilmişlik, öğretilmişlik etkisinin ve modelinin ortaya çıkmasını sağlayacak vazgeçilmez bir insan özgesidir. 

Türkiye’nin bugünkü, tarihi, turistik, doğal, madensel, tarımsal, hayvansal, yer üstü ve yer altı tüm coğrafik zenginlikleri göz önünde bulundurduğumuzda, bu denli yüksek ekonomik varsıllıkları bulunan bir ülke(miz)de geçmiş gelecek penceresinden şöyle bir bakıldığında, 1923 - 2010 süreci sonralarındaki dünya çıtasındaki yerinin ABD yahut Çin’in statik, ekonomik, dinamik ve sosyal argüman değerlerinin çok üstünde olması gerekmekteyken, somut durum bunun tam tersidir. 

Eğitimdeki öğretmenlik eğitimi sonrası, gerek devlet ve gerekse de özel okullarda eğitimcilik yapan öğreticilerin birçoğunun olması gerekli, "Öğretmenin daha iyi yapılabilmesi ve öğrenmenin de kolaylaştırılması” yetisinden kesinlikle uzak olduğu ‘öngörümüzü’, sürekli bu yazımız ve öncelerinde dillendirmiş bulunuyoruz. 

Başarısızlığın kesin nedeni, "Öğretmenin daha iyi yapılabilmesi ve öğrenmenin de kolaylaştırılması”nda, icracı siyasi hükümetlerce yanlış yolların izlenmiş olmasındandır. 

Öğretme-Öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için öğreten ve öğrenen arasında çok özel bir ilişkinin kurulması gerekir. Öğretmedeki amaç, öğrencilerin büyümesi ve gelişmesi, geliştirilmesidir.  

Bugünkü Milli Eğitim politikalarında, birçok öğretmen tarafından kullanılan ve okul idareleri tarafından belirli kurallar zinciri dahilinde empoze edilen öğretme yöntemleri, öğrencilerin bağımlı, gelişmemiş ve çocuksu kalmalarını sağlamaktan ileri gitmeyen ilkel bir eğitici ve öğretici sistemdir. Diğer bir anlatımla, çağın öncelerinde geçerli iken, günümüzde geçerliliğini ve vizyonunu yitirmiş olan bir eğitim öğretim modelinde ısrarcılıkla eski yol ve yöntemlerin devamının sağlanılmasıdır. 

Milli Eğitim stratejistleri de, bu yaklaşımları ve uygulamalarıyla, başarılı bir eğitimci modelinin ortaya çıkmasına (özde) engel bir gizli görüntü içerisindedirler.  

Özellikle 1960 ve sonrası, devam eden yıllardaki merkez sağ ve aşırı sağ hükümet iktidarları süreçlerinde, din (siyasi yandaş olanlara destekli) alandaki eğitim ve öğretim modellerine ve öğretmenlerine her türlü sosyal ve finansal destekler, dış ülkelere açılımlar, akademik yönlendirmelerin tüm destekleri arayış içerisinde olunmaksızın verilmiştir. 

Çağdaş öğretmenlik sistemi içerisinde yer alan bilimsel Öğretmenlik formasyonu sağlayan akademik çevrelerce günümüzde geliştirici ve hedef eğitilecek kitleler üzerinde etkin (söz sahibi olabileceği kesin) eğitimcilerin yetiştirilebildiği uzmanlık alanları tabiî ki bulunmaktadır.  

Ancak bu donanımların kazandırıldığı öğretmenler, sonuç itibarıyla kendilerini yönetenlerin yönetsel boyunduruğu altında girmek zorundadırlar. Bu yönetim kadroları ise siyasetin piyonlarıdırlar. Bu piyonların sürekli beklentileri ise, sadakat ve hizmet esaretlerinin karşılığında bir üst yada daha üst makamlara gelebilmek arzusudur. 

(İkinci bölümden devamla) 

İYİ ÖĞRETMEN TANIMLARI ÜZERİNE 

İyi öğretmen tanımları genelde çok kişi tarafından kabul edilmiş yaygın inançlara dayanır. 

Örneklerimize Bakalım: 

1. İyi öğretmen sakin bir yapıya sahiptir kesinlikle panik yapmaz, sinirlense de bunu belirgin hale getirmez, soğukkanlı ve çözüm üretebilendir. 

2. İyi öğretmen kesinlikle önyargılarından arınmıştır ve yanlı değildir bunun sonucunda da tüm öğrencilerine eşit davranır. 

3. İyi öğretmen her şeyden önce fikirleri ve eylemleriyle bir bütünlük ortaya koyar yani tutarlıdır. Değişmez kararlarını verirken aklının süzgecinden defalarca geçirmiş ve sonrasında değişmez kararını vermiştir bun nedenle de hata yapmaz. 

4. İyi öğretmen ilköğretim birinci sınıftan üniversitenin her basamaklarına kadar olan süreçlerde öğrencisinin belleğinde daima anımsanır ve asla unutulmaz. 

5. İyi öğretmen her sorunun cevabını bilebilecek kadar motive olmuş ve bilgi potansiyeline erişmiştir. 

6. İyi bir öğretmen salt eğitim ve öğretim düzeyinde çözümleyici olmakla yetinmez, öğrencilerinin kişisel ve sosyal hayatları ile de düzeyince ilgilenmeyi başarabilendir.  

7. İyi bir öğretmen kendisini toplum içerisindeki yaygın inanç modellerine göre değerlendirirken daima kendisini başarısız kabul ederek, öğrenme tekniklerini ilerletir. 

8. İyi bir öğretmen eğitim ve öğretim arenasındaki rolünü en iyi oynamak zorunda olduğunun bilinciyle, kişisel ve sosyal hayatta örnek bir modeli de oluşturur. 

ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER 

Öğretmen ile öğrencileri arasındaki eğitim ve öğretim alanındaki ilişkilerin iyiliği, başarılı bilgi aktarımının gerçekleşmesi ve verilen bilginin alınıp alınmadığının denetiminde aşağıdaki faktörler önem taşır. 

1. Birbirine ihtiyaç duymak olgusu. 

2. Önemsenmek ve kabullenilmek aidiyeti. 

3. Açıklık ve netlik. 

4. Farklı kabul edilebilirlik. 

5. Bilgi düzeyindeki varsıl üstünlüğün hissettirilmesi. 

6. Birbirinden ayrı kişiliklerin olduğunun kavranılması. 

7. Gereksinim olan bilgi alışverişinin karşılıklı olarak tatmini. 

8. Bilgi ve örnek model aktarımının alınıp verilmesindeki beceri ve başarı düzeyinin değerlendirilmesi. 

Maddelerinde belirttiğimiz özellikleri içerirse, iyi bir öğretmen-öğrenci ilişkisi kurulmuş demektir. 

Öğretmen-öğrenci ilişkilerinde, öğretmenlerin öğrencilerin davranışlarını kabul edip etmemeleri de çok önemli bir olgudur. Çünkü kabul ve ret çizgisi kişiliklere göre değişkendir ve bu değişimin beş ana sebebi vardır. 

1. Öğretmenin görsel modeli,  

2. Öğretmendeki değişiklikler,  

3. Öğrencideki değişiklikler,  

4. Durum ve çevredeki değişiklikler,  

5. Eğitim ve öğretim modelini etkileyen yönetsel etmenler. 

Öğrenci davranışlarının kabul edilebilir ve edilemez davranışlar arasındaki ayrımı, ilişkilerde ortaya çıkacak sorunların, öğretmenler tarafından çözümlenmesine yardımcı olacaktır. 

Öğretmen ile öğrenci ilişkisinde ortaya çıkan sorun kime ait olduğunun çözülmesiyle netleşir. 

Öğretmenler birincil olarak kendilerini doğrudan ilgilendirmeyen, öğrencinin özel sorunları ile, eğitim ve öğretimlerini doğrudan ilgilendiren sorunları ayırt etmelidirler. 

Çünkü öğretmen sorunu çözebilmek için kendisine şu soruları sorabilmelidir; 

- Bu davranış şeklim benim üzerimde gerçek olarak örtüşüyor ve oturuyor mu? 

- Olumsuz etkilendiğim için mi bu davranışı kabullenmiyorum veya ret ediyorum? 

- Öğrencinin değişik davranmasını benim düşündüğüm şekilde hissetmesini istediğim için mi kabul edemiyorum? 

Son soruya cevap “evet” ise sorun öğrencinindir; eğer bir önce ki iki cevap evet ise sorun öğretmenindir. 

Öğrencilerin okuldan kaynaklanan ya da kaynaklanmayan birçok sorunları da vardır ve bu sorunlarla baş etmeye çalışırlar. Çünkü öğretme ve öğrenme yalnız ilişkinin sorun yok bölgesinde etkili olabilir. 

Kaynakça:  

1) Öner Samanlı, Ankara Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Yüksek Lisans İzlencesi, "Öğretmenin Daha İyi Yapılabilmesi Ve Öğrenmenin De Kolaylaştırılması” 1981 Ders Notları. 

2) Öner Samanlı, Ankara Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Yüksek Lisans İzlencesi, “Başarılı Bir Öğretmenlik Üzerine Düşünceler” 1981 Ders Notları. 

3) Öner Samanlı, Ankara Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitimde Psikolojik Hizmetler Yüksek Lisans İzlencesi, “Öğretmen İle Öğrenci İlişkileri” 1981 Ders Notları. 

 

DÖRDÜNCÜ BÖLÜMLE DEVAM EDECEK 

…… 

…. 

… 

Prof.Dr Öner SAMANLI 

ANKARA – 2011 

…. 

… 

… 

SÖZDE DEĞİL ÖZDE, ROZETTE DEĞİL YÜREKTE,  

TÜRKİYE VE DÜNYANIN EN KAPSAMLI ATATÜRK SİTESİ  

KURUCU EDİTÖRÜ 

http://www.ataturksitesi.com 

 

E-BİLGİ İÇİN: siyasetgundemi@hotmail.com 

 

Yazarın Dipnotu: 

Milliyet Blog sayfalarımdaki yazı ve resimlerim, Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir. 

5846 sayılı, FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU Telif Hakları Yasası kapsamındadır. 

Yazılarımın tüm telif hakları, “CUMHURİYETÇİ ULUSAL HAREKET” adına, http://www.siyasetgundemi.com aittir. 

 

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..