Başbakan Erdoğan'ı karşılama ve faiz lobisi savaşı başlatması

Başbakan birkaç gün önce Kuzey Afrika'ya giderken onu kimse uğurlamadı. O Türkiye'de yokken eylemler sert bir şekilde özellikle Ankara'da devam etti. Eylemler İstanbul'da ise daha yumuşak bir hal almıştı. Gereksiz sert ve kışkırtıcı polis saldırısı ile başlayan ve dalga dalga yayılan eylemler durulmaya yüz tutmuşken Başbakan'ın dönüşünde toplanan onbinlerce AKP'liyi nasıl okumalıyız?

AK partili yöneticiler biz çağırmadık kendileri geldiler desede zaten Başbakan'ı tutan ve özellikle Yiğit Bulut'un açıklamalarından sonra onbinler havalanına akın etti. 

AK parti aslında Gezi Parkı eyleminde derdi ağaç olmayan kesimlere bu toplanma bu onbinlerce karşılama ile şu mesajı verdi. İşte biz onbinleri dizginlemeye çalışıyoruz ama onları kızdırmayın o yüzde elli meydanlara inerse siz meydan bulmazsınız diye bir meydan okumaydı aslında. Aslında burada verilen mesaj asla samimi göstericilere meydan okuma değil, siyasal ve ekonomik ranttan pay kapamayan memnuniyetsiz kitlelerin hedefe alınmasıydı olay.

Başbakan Erdoğan havaalanından çıkışta onbinlerce insan Başbakan'a sahip çıkacaklarının mesajını verdiler. Sanırım RTE'nın Menderes ve Erbakan'dan farkı hiç bir adamını safdışı etmemiş olması, bu durum da tüm taraftarları da RET'yi sahiplenmiş görünmekte. Lakin ordu eski jakoben tutumunda olsaydı ben şu an darbe olacağını düşünebilirdim ve Başbakan'a etrafında ona PATRON diyen yalakaların değil ama REİS diyen ve onu Başbakanlığa taşıyan adamların sonuna kadar sahip çıkacağına eminim.

Başbakan'ın Türkiye'ye dönüşü sanki bir seçim kazanmış gibiydi. "Ülkücü sloganlarına benzer sloganların dışında, özellikle atılan sloganların bir tanesi önemliyidi. "Dik dur eğilme bu millet seninle".

Bu sözü aslında Gezi Parkının arkasına sığınan ve masum göstericileri perdeleyerek ranttan yeterince pay alamayan karşı bir seslenişti. Elbette Başbakan'ın çok hatalı politkaları olsada ona gönül veren kitleler ona sonuna kadar sahip çıkmakta.

Konuşmasının kuşatıcı olması ve özellikle Anadolu'nun köylerine İslam ülkelerinin (Tahran dışında) şehirlerinden bahsedip, sonrada İstanbul'a selamlarını iletip arkasından ziyaret ettiği Afrika Ülkeri ve İslam ülkelerinden destekleri ve selamları sözlerine iliştirdi.

Konuşmasında özellikle şimdiye kadar açıklamadığı işlerin geri planındaki asıl kavgayı açıkladı. "Faiz Lobisi".

Bu kavganın gerisinde bulunan asıl nedenleri açıklaması ifşa etmesi onun şüphesiz oyunu çok arttıracaktır.

Umarım Başbakan, demokrasi gereği, yaşam alanlarına müdehale olan bazı uygulamalarını da ( Çocuk edinme, alkol düzenlemesi, köprü ismi vb) gözden geçirir.

Kalabalığın içinde zaman  zaman "Yol ver gidelim taksimi ezelim" sloganlarını duyan Başbakan kalabalığa "vakar, ihtiyat ve çatışmadan uzak durma mesajı verdi". Üstü kapalı olarak aslında gösterilerde masum ve demokratik hakkını kullanan insanlar olduğunun hatırlatmasını yaptı ve çatışmadan uzak durulmasına işaret ederken amacı gösteri olan ama yakıp yımayan kitlelerede dikkatli olmaları konudunda da uyardı.

Bu konuşma yine her zamanki gibi partinin sevdalılarını kesinlikle tatmin ederken kasıtlı faiz cephesinede meydan okumadır. Bu savaşın ifşası kesinlikle ona olan sevgi ve taraftarlığı attıracaktır. Faiz cephesi savaş açıklaması çok ama çok önemlidir. Bu Osmanlıdan beri bu ülkenin sömürülmesinin temelini oluşturmaktadır. Emperyalizmin karşısında olan herkez bu şaşırtıcı açıklamadan sonra Erdoğan karşıtlığı kesinlikle yumuşayacaktır ve onun arkasında artık milliyetçi kesimden oy ve destek verecektir. Bu çok ilginçolacak zira açılımlarla Sünni Kürtlerin kalbini kazanan Erdoğan, ülkeyi soyan Faiz cephesine karşı başlattığı savaş samimi milliyetçi ve sosyalistleri yanına çekecektir.

"Faiz lobisi borsada bizi tehdit edeceğini sanıyor" Başbakanın bu sözleri kesinlikle çok tartışılacak.