Başbakana mektup

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na;

Sayın Başbakanım;

Ben askerliğimi 1995 – 1996 yıllarında Diyarbakır’ın Hani ilçesinde çavuş olarak yapmış şu anda sivil bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Taraflı tarafsız son günlerde yaşanan terör olayları hepimizi çok üzmüştür. Her şeyden önce size ve tüm ulusumuza baş sağlığı mesajlarımı öncelikle iletmek isterim.

Güneydoğuda askerlik yaptım diye burada atıp tutacak değilim. Ne ordu hakkında nede siyaset, terörizm, uluslararası ilişkiler gibi alanlarda hiçbir uzmanlığım bulunmamaktadır. Fakat ben bir insanım fikrim, zekam, görüş ve düşüncelerim hatta acı çeken bir kalbim var.

Son yaşadığımız olaylara ne taraftan bakarsak bakalım kabul edilecek bir durumu yoktur. Artık TÜRK halkının kan beynine sıçramıştır. Sinirler ve duygular en üst seviyelere çıkmıştır. Beyine giden oksijen azalmıştır. Bu halde iken kimse TÜRK halkından mantıklı düşünmesini beklemesin buna siz politikacılarda dahil.

Şu anda konu ve gündem TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’NİN Kuzey Irak'a girip girmeyeceği üzerinde yoğunlaşmıştır. Kuzey Irak'a girilmeli midir? Girilmemeli midir? Bu konuyu elbette siz büyüklerimiz daha iyi bilirsiniz.

Bizlere sorarsanız biliyorsunuz biz TÜRK’lerde korku diye bir kavram yoktur.

Bizlere “Haydi” dediğinizde çoluk-çocuk; kadın-erkek kKuzey Irak’tan girer Kuveyt tarafından körfeze çıkarız Alim Allah. Bunu tüm dünya bildiği için korkuları da ondandır.

Tabiî ki burada sizlerinde düşündüğü gibi az zahiyat vermektir önemli olan. Fakat bilmenizi isterim ki bizler her zaman korkmadan savaşa hazırızdır. “Her TÜRK asker doğar” deyimi boşuna söylenmemiştir yani. Fakat savaşlar artık eskisi gibi cenk meydanlarında göğüs göğüse yapılmıyor hiç şüphesiz. Savaş artık her alanda yapılıyor. Siyasette, teknolojide, ticarette vs. gibi her alanda savaşmak gerekiyor.

Bir TÜRK milleti bireyi olarak sizden şunu istiyorum. Kuzey Irak’la olan tüm ilişkilerimizi bitirelim ya da ciddi bir biçimde askıya alalım. Haberlerde çıkıyor mesela elektriği biz satıyormuşuz, satmayalım. Onlardan aldığımız bir şey varsa almayalım. Onların bizlerden sağladığı tüm kaynakları kapatalım. Tüm ticari anlaşmaları askıya alalım. Bölgesel kürt yönetimini tanımayalım. Bizim Irak'a, Talabani'ye, Barzani'ye ihtiyacımız yok. Teröristlere lojistik, siyasi ve maddi destek sağlayan ülkeleri teşhir edelim ve sert bir dille uyaralım. Gerekirse olmazsa olmazlar uygulayalım. TÜRK ulusu bu siyasi alanda yapılanlardan dolayı doğabilecek her türlü olumsuzluğa razıdır ve her türlü olumsuzluğu atlatabilecek güçtedir.

Bunca şehit acısından sonra henüz gözyaşlarımız kurumadan Barzani'nin çıkıp "Bize saldıranlara biz de karşılık veririz” diyerek kimin tarafında olduğunu açık bir dille söylemesi acımızı ikiye katlamaktadır. Bu tip insanların yüce TÜRK ulusunu kışkırtıcı böyle söylemlerde bulunmaları uluslararası arenada engellenmeli ve hemen sert bir karşılık verilmelidir. Yaralı TÜRK halkının beklentileri bu yöndedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne olan güvenimiz sonsuzdur. Üçüncü cihan harbide çıksa ben ve benim gibi düşünen çoğunluk sizlerin daima arkanızdayız. Yeter ki sizler gerek dünya medyasında gerekse siyasi ve politik hareketlerinizde yüce TÜRK ULUSU’nun başını öne eğmesine izin vermeyiniz.

Şimdiden başarılar temenni eder saygılar sunarım.

MURAT GÜLCEK