Basılmamış kitaba mektup

Orda bir kitap var uzaklarda
Basmasakta, görmesekte, okumasakta o kitap bizim kitabımızdır…
Merhaba basılmamış kitap nasılsın iyimisin?
Ben bu satırları yazarken sen çok uzaklarda olacaksın, yani yok olacaksın…
Gerçi yok olacak sen misin yoksa kitap okumayan bizlermiyiz bunu zaman gösterecek. 

Bilirim
Sadece hava olsun diye para verilip alındıktan sonra bir kenarda unutulduğunda…
Yazın plajda dosta düşmana entel gözükmek için plaj çantalarında havlu gibi taşındığında…
Evde kütüphane boş kalmasın, gelen misafirler “amma çok kitabı var” desinler diye yıllarca çürümeye terk edildiğinde…
Kendi okumadığı kitabı arkadaşına “oku bak harika bir kitap” diye verdikten sonra arkadaşta unutulduğunda…
Ego tatmin etmek için sadece yazar desinler diye kaleme alındığında…
Vapurda, trende, otobüste elinde tuttuğu halde adın bile bilinmediğinde…
Hiç kızmazsın, küsmez darılmazsın…
Sayfaların lime lime koparılıp nehirlere atılsa bile…
Sobayı tutuşturmak için her gün bir yaprağın koparılsa bile…
Ortası delinip kumbara yapılsa ya da delinip bomba düzeneği yerleştirilse bile…
Yerlere atılsan, duvarlara çarpılsan, şiddetle ısırılsan bile…
Hiç ses çıkarmazsın, kızmassın, şikayet etmezsin… 

Benim bizzat bir sefer kitaba şiddet uygulamışlığım vardır.
Khaled Hosseini’nin yazdığı efsane kitap Uçurtma Avcısı’nı okurken kitaba kendimi çok kaptırıp duvarlara çarpıp yerlerde tekmelemiştim.
Hatta hızımı alamayıp dişlerimi etine geçirene kadar ısırmıştım. 

Biri bana aynı şeyleri yapsa doğru karakola gider şikayetçi olurdum, ama sen yapmadın, sesini bile çıkarmadın… 

Yazarını kelepçeleyip götürdükleri, seni imha ettikleri halde yine kızmadın, küsmedin, şikayetçi olmadın, ses etmedin… 

Ama bu gün duydum ki zafer yine seninmiş…
İşte seni yok sayanların hep yanıldığı gibi, yine seni yok edememişler…
Gerçi bu sefer daha öncekilerden daha adi bir yöntemle geldiler ama olmadı…
Yazarını kelepçeleyip seni yaktıklarında herşey bitecek sandılar, zafer kendilerinin olacak sandılar, ama yanıldılar…
Bu gün bütün düyada aynı anda yayımlandın internetten…
Şimdilik internetten…
Adresini bilmediğim için bende internette yayımlıyorum bu mektubu, yakında görüşürüz nasılsa…
Hoşcakal… Bir okuyucun