Başkaları için de istediğin kadar mutlu olursun

Herkes kendi hakkına razı olsa sorun yok.

Asıl sorun herkesin hakkına talip olmakta.

Bir düşünür “Bana tek başına Cennete gitmek isteyen adamı gösterin bende size tek başına Cehenneme gidecek bir adamı göstereyim” der.

Bugün dünyanın çektiği ıstırap tek başına mutluluk bekleyenlerden kaynaklanıyor.

Herkesin ‘ben’ dediği bir dünyada hepimiz tehlikedeyiz demektir.

Rahmetli N. Fazıl Kısakürek “Bir kişiye tam dokuz dokuz kişiye bir pul, Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa” diyor ya.

Hah işte öyle.

Kurtların bile yapamayacağı haksız taksimi bugün insanlar birbirlerine yapıyor.

Çok yazık.

Oysa dünya hepimize yeter de artar bile.

60 yıllık ömre 600 yıllık istihkakın peşindeyiz.

Elimizden gelse yerdeki karıncaya, gökteki serçeye dünyayı dar etmeye çalışıyoruz.

Yazımda hepimizin bildiği olumsuzlukları tekrarlayarak ruhunuzda gerilim oluşturmak amacında değilim.

Bu defa da beğendiğim bir öyküyü sizinle paylaşmak istiyorum.

" Dünya hayatında hep kötülük işleyen bir adamı ölünce cehennem kapısında bir melek karşıladı. Melek adama şöyle seslendi: "Hayatta iken tek bir gün bile birisine
iyilik yaptıysan buraya girmeyeceksin. " Günahkâr adam uzun süre düşündükten sonra, bir keresinde ormanda gördüğü örümceği hatırladı. Balta girmemiş ormanda yürürken önüne bir örümcek ağı çıkmıştı. Adam ağı bozmamak
ve örümceği ezmemek için o gün yolunu değiştirmişti. Heyecan içinde o günü meleğe anlattı. Melek adama gülümsedi ve ardından elini şaklattı.
Gökten bir örümcek ağı inmişti. Adam bu ağa tutunarak cennete girebilecekti.
Adam neşe içinde ağa tırmanırken cehennemden bazıları da bu ağa tutunarak cennete gitmeye çalıştılar. Ama adam ağın o kadar çok insanı taşımayacağından
korkarak onları itmeye başladı. Tam o sırada ağ gerçekten koptu ve diğerleri ile
birlikte adam da cehenneme düştü. "Yazık" dedi melek. "Bencilliğin, hayatında işlediğin tek iyiliği de kötülüğe dönüştürdü. O insanlara şefkat gösterebilseydin eğer, ağın herkesi taşıyabileceğini de görecektin."

İşte böyle.

Bir ocağın başına birlikte oturmak isteriz.

Bir filmi birlikte seyretmek, bir çorbaya birlikte kaşık çalmak, güzel bir haberi paylaşmak, hatta bir türküyü birlikte dinlemek isteriz.

Neden?