- Kategori
- Siyaset
Başlık: “Dili durdu, gözü baktı” mı?
Bugün saat tamı tamına 11.22.14…
Bilgisayarım zaten açıktı, <ı>“ÇÖPÇÜ” ı>klasörünü açtım, hazır olan <ı>“Başlık”ı> dosyasına tıkladım, yazımın başlığını da attım…
İlk başlığım<ı> “Dur bakalım n’olacak?” ı>oldu.<ı>ı>
Aslında bu fıkrayı bilenler <ı>(fıkra müstehcendir, yazamıyorum) ı>sonunda n’olacağını bilirler. Ama bizim <ı>“Millet” ı>olarak ne yazık ki <ı>“Son”ı>un veya <ı>“Sonumuzun”ı> nereye gittiğini bilmemiz olası görünmüyor.
Aydınlığa mı gidiyoruz, karanlığa mı, belli değil.
Başbakan bugün Genelkurmay başkanı ile makamında bir görüşme yapıyor. Konu belli, son gündem, yani <ı>“AKP ve Gülen’i bitirme”ı> üzerine Genelkurmay’da hazırlandığı iddia edilen plan.
Görüşme, şu satırları yazdığımda bitti, basın ordusu açıklama bekliyor.
Bakalım <ı>“N’olacak”, ı>açıklamada ne denecek. Yoksa bir önceki Genelkurmay Başkanı ile Dolmabahçe Sarayındaki görüşme gibi, içeriği <ı>“Mezara kadar”ı> başbakanda kalacak mı?
Yazıya biraz ara verip bekleyelim şimdi…
<ı>XXXı>
Bekledik…
Başbakan, partisinin gurup toplantısında birçok konuya değindikten sonra, sözü<ı>“AKP ve Gülen’i bitirme”ı> üzerine Genelkurmay’da hazırlandığı iddia edilen plana getirdi.
Elbette konuşmasında Genelkurmay Başkanı ile yaptığı konuşmanın içeriğinden söz etmedi. Yuvarlak laflar etti, demokrasiyi savunduklarını ve konunun <ı>“Yargı” ı>makamlarınca sonuçlandırılması gerektiğini, olayın takipçisi olacaklarını ifade etti.
Başka bir şey de beklenemezdi…
Bunun üzerine ben de tahminlerim doğrultusunda yazımın <ı>“Esas başlığını” ı>atıyorum izninizle…
<ı>“Dili durdu, gözü baktı…”ı>
Evet, başlık bu…
Tanıdığımız, üslubunu bildiğimiz Başbakan, eğer bu görüşmenin sonunda <ı>“Esasa taalluk eden”ı> bir noktayı yakalamış olsaydı, bunu gurup toplantısı için kürsüye çıktığında üzerine giderdi. Aslanlar gibi savunur, gereğini her zamanki üslubu içinde değerlendirirdi.
Öyle olmadı… Aynen şöyle oldu: <ı>“…ı><ı>Bu ülkeye bedel ödetmeye kimsenin hakkı yoktur. Genelkurmay başkanı konuya çok duyarlı davranmıştır. Belgenin doğruluğu ispat edilirse sorumluların cezalandırılacağı güveni verilmiştir.”ı><ı>ı>
Demek oluyor ki, karşısına gelen Genel Kurmay Başkanı <ı>“Boş” ı>gelmemiş… Türk Silahlı Kuvvetlerinden de ben zaten başka bir tavır beklemem. Her zaman ve her şeye hazırlıklı olduklarını biliriz.
Başbakanlık gibi, misafirler gelirken serdikleri <ı>“Kırmızı halı”ı>nın temizliğini, serdikten sonra yapmazlar. Kaldırırken yaparlar ki, gerek olunca <ı>“Temiz” ı>olsun diye. Öyle ulu orta, milletin gözü önünde, temizlik işçisine <ı>“Elle” ı>temizlik yaptırmazlar…
Öyle anlaşılıyor ki, bir zaman daha bekleyeceğiz. Genelkurmay’ın bu konudaki hassasiyetine biz emindik de, demek oluyor ki <ı>“İktidar”ı> da ikna olmuş durumda…
Bir nokta…
Benim bir endişem var bu konuda…
Şayet bu belge <ı>“Düzmece” ı>çıkarsa, o zaman başbakan ve partisinin davranışı n’olacak? Çünkü konuşma içerisindeki şu cümle çok önemli, başbakan <ı>“Herkese düşen bu iddiaların neticesini beklemektir”ı> diyor. Demesine diyor da, partisinin il toplantılarında öyle demiyordu, sonucu beklemeden <ı>“Dava açacağız” ı>diyordu. Hatta demeye de devam ediyor.
Tabana mesaj vermek için gerçekler çarptırılmaz, ama ne yazık ki ülkemizde her kesimde böylesi <ı>“Çarpıtmalara” ı>çok sık tanık oluyoruz.
<ı>16 HAZİRAN 2009ı>