Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '09

 
Kategori
Siyaset
 

Başlık: “Dili durdu, gözü baktı” mı?

Başlık: “Dili durdu, gözü baktı” mı?
 

Bugün saat tamı tamına 11.22.14…

Bilgisayarım zaten açıktı, <ı>“ÇÖPÇÜ” klasörünü açtım, hazır olan <ı>“Başlık” dosyasına tıkladım, yazımın başlığını da attım…

İlk başlığım<ı> “Dur bakalım n’olacak?” oldu.<ı>

Aslında bu fıkrayı bilenler <ı>(fıkra müstehcendir, yazamıyorum) sonunda n’olacağını bilirler. Ama bizim <ı>“Millet” olarak ne yazık ki <ı>“Son”un veya <ı>“Sonumuzun” nereye gittiğini bilmemiz olası görünmüyor.

Aydınlığa mı gidiyoruz, karanlığa mı, belli değil.

Başbakan bugün Genelkurmay başkanı ile makamında bir görüşme yapıyor. Konu belli, son gündem, yani <ı>“AKP ve Gülen’i bitirme” üzerine Genelkurmay’da hazırlandığı iddia edilen plan.

Görüşme, şu satırları yazdığımda bitti, basın ordusu açıklama bekliyor.

Bakalım <ı>“N’olacak”, açıklamada ne denecek. Yoksa bir önceki Genelkurmay Başkanı ile Dolmabahçe Sarayındaki görüşme gibi, içeriği <ı>“Mezara kadar” başbakanda kalacak mı?

Yazıya biraz ara verip bekleyelim şimdi…

<ı>XXX

Bekledik…

Başbakan, partisinin gurup toplantısında birçok konuya değindikten sonra, sözü<ı>“AKP ve Gülen’i bitirme” üzerine Genelkurmay’da hazırlandığı iddia edilen plana getirdi.

Elbette konuşmasında Genelkurmay Başkanı ile yaptığı konuşmanın içeriğinden söz etmedi. Yuvarlak laflar etti, demokrasiyi savunduklarını ve konunun <ı>“Yargı” makamlarınca sonuçlandırılması gerektiğini, olayın takipçisi olacaklarını ifade etti.

Başka bir şey de beklenemezdi…

Bunun üzerine ben de tahminlerim doğrultusunda yazımın <ı>“Esas başlığını” atıyorum izninizle…

<ı>“Dili durdu, gözü baktı…”

Evet, başlık bu…

Tanıdığımız, üslubunu bildiğimiz Başbakan, eğer bu görüşmenin sonunda <ı>“Esasa taalluk eden” bir noktayı yakalamış olsaydı, bunu gurup toplantısı için kürsüye çıktığında üzerine giderdi. Aslanlar gibi savunur, gereğini her zamanki üslubu içinde değerlendirirdi.

Öyle olmadı… Aynen şöyle oldu: <ı>“…<ı>Bu ülkeye bedel ödetmeye kimsenin hakkı yoktur. Genelkurmay başkanı konuya çok duyarlı davranmıştır. Belgenin doğruluğu ispat edilirse sorumluların cezalandırılacağı güveni verilmiştir.”<ı>

Demek oluyor ki, karşısına gelen Genel Kurmay Başkanı <ı>“Boş” gelmemiş… Türk Silahlı Kuvvetlerinden de ben zaten başka bir tavır beklemem. Her zaman ve her şeye hazırlıklı olduklarını biliriz.

Başbakanlık gibi, misafirler gelirken serdikleri <ı>“Kırmızı halı”nın temizliğini, serdikten sonra yapmazlar. Kaldırırken yaparlar ki, gerek olunca <ı>“Temiz” olsun diye. Öyle ulu orta, milletin gözü önünde, temizlik işçisine <ı>“Elle” temizlik yaptırmazlar…

Öyle anlaşılıyor ki, bir zaman daha bekleyeceğiz. Genelkurmay’ın bu konudaki hassasiyetine biz emindik de, demek oluyor ki <ı>“İktidar” da ikna olmuş durumda…

Bir nokta…

Benim bir endişem var bu konuda…

Şayet bu belge <ı>“Düzmece” çıkarsa, o zaman başbakan ve partisinin davranışı n’olacak? Çünkü konuşma içerisindeki şu cümle çok önemli, başbakan <ı>“Herkese düşen bu iddiaların neticesini beklemektir” diyor. Demesine diyor da, partisinin il toplantılarında öyle demiyordu, sonucu beklemeden <ı>“Dava açacağız” diyordu. Hatta demeye de devam ediyor.

Tabana mesaj vermek için gerçekler çarptırılmaz, ama ne yazık ki ülkemizde her kesimde böylesi <ı>“Çarpıtmalara” çok sık tanık oluyoruz.

<ı>16 HAZİRAN 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..