Bay Rubin uyarıyor: “Amerika arkana dikkat et!..”

Bary Rubin isminde önemli bir Orta-Doğu yazarı var.

Kendileri, İsrail'deki Uluslararası İlişkiler Küresel Araştırma Merkezi’nin “Baş” Direktörü…

Profesör unvanı bulunan Bay Rubin’in, Ortadoğu üzerine kaleme alınmış 40'tan fazla kitabı bulunuyor…

Amacımız bu pek sayın Beyzade’nin reklamını yapmak değil… Aktaracağımız satırları açısından konusundaki ehliyet ve önemini vurgulamak.

İsrail’in en önemli gazetelerinden biri olan The Jerusalem Post’da kaleme aldığı bir yazıda bakın Bay Rubin neler yazıyor?..

Yazının başlığı şöyle: “Amerika, Arkana Dikkat Et!..."

Birlikte okuyoruz:

- Amerikan yönetiminin dış politikasında gerçeklerden çok, populerlik kaygısı yatmaktadır… Ve Washington özelilikle Orta-Doğu’da meydana gelen gelişmeleri doğru okuyamamaktadır.

Örneğin Türkiye politikası bunun en somut örneklerinden birisidir… Türkiye’de 29 Martta yerel seçimlere gidilecektir. Seçimleri yine AKP kazandığı ve özelilikle de, Ankara ve İstanbul gibi kentlerde bu sonuca ulaştığı takdirde Türkiye “Aşırı İslam”a doğru daha da kayacaktır… Bu kayışın en önemli sonucu ise, Suriye, Hamas ve İran “ittifaklar”ın artarak güçleneceğidir…

- Türkiye’nin bölgedeki [İsrail] ve Dünya’daki [Amerika] dostları, daha ılımlı ve geleneksel politika izleyen bir Türk yönetiminden yanadırlar…

YEREL SEÇİMLERİN İRAN DEVRİMİ’NDEN

DAHA ÖNEMLİ SONUÇLARI VAR

- Türkiye’deki gelişmeler, Ortadoğu'yu, 30 yıl önceki İran Devrimi'nden daha çok etkileyebilir. Batı'dan kopup radikal kampa savrulmuş bir Türkiye düşünün. Bu sadece Ortadoğu'yu değil, bütün dünyayı değiştirir!.. Orta-Doğu yanmaktadır… Ve ABD boş boş bakmaktadır!..

Sakın kimse işin kolayına kaçıp, satırlar arasına bir takım haberler serpiştirerek bir yazı devşirdiğimi ve işin içinden de böylece sıyrılmaya kalkıştığımı düşünmesin…

Haber o kadar açık ki… Yorumlamaya dahi gerek yok.

Teşhis o kadar doğru ki, altını çizmek yetiyor ve hatta, artıyor bile…

Ama gelin bu gerçekleri, bir de “yerel seçimin yerel önemi” içinde boğulan türlü çeşitli aday kardeşlerimize ve de onların etrafındaki birinci, ikinci, üçüncü halkayı oluşturan yandaşlarına anlatmaya kalkın…

Yerel seçim, adı üstünde, yerel yöneticileri belirleneceği bir er-meydanıdır… Bu gerçeği yadsıyan yok… Ama bu gerçeğin üzerini örttüğü çok daha önemli küresel nitelikli gerçeklerin bulunduğunu önemle altını çizmemiz gerekiyor.

29 Mart seçimlerini olağanüstü önemli kılan asıl mesele, bu seçimlerin sonuçlarının ortaya koyacağı durumdur.

Örneğin, Didim’in Akbük’ünde belediye başkanı Ahmet ya da Mehmet olacaktır…

Ama aynı anda, Ahmet’e ya da Mehmet’e verilecek oylar, aynı zamanda, Türkiye’nin önünü açacak ya da geleceğini karartacaktır. İşte bu gerçeği iyi ve doğru bir biçimde saptamamız gerekmektedir.

Tarihi konjonktür ve siyasetin ısınan koşulları, önümüzdeki yerel nitelikli seçimi, genel seçimlerden çok daha önemli bir noktaya taşımıştır…

Ya bu gerçeği anlayacağız…

Ya da önümüzdeki karanlık yolda yeniden [ve yeniden] kaybetmeye çeyrek kalan yönümüzü, yeniden [ve yeniden] bulmaya çalışacağız.