Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '12

 
Kategori
Güncel
 

Bayan vekile dayak yada çatışmacı eğilimlerimiz

Bayan vekile dayak yada çatışmacı eğilimlerimiz
 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın bir afişi (aile.gov.tr)


Atalarımızın söylemiş olduğu gibi ‘ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş’ olmazmış. Sanırım TBMM tarihinde ilk olarak bir bayan milletvekilinin eşi tarafından ‘dap edildiğini’ öğrenmiş bulunuyoruz. Bugün öğrendiğime göre geçen yıl yaşanılan bu olay yenice ortaya çıkmış. İnanın üzülmemek elde değil. Olaya adı karışan bayan milletvekiline uygulanan 'aile içi şiddet'e karşı savaş açtığını öğrenince sorunun geçmiş yıllara dayanmakta olduğu geldi birden aklıma.

Bazı gazetelerde üzgün fotoğraflarının yer alması karşısında ne kadar üzüldüğümü anlatamam. Çünkü bu yüzden yaşanılan acılar, boşanmalar ve geride kalan çocuklar yüzünden her yıl en az elli bin kadar yuvanın dağılmış olduğunu sanıyorum. Bu süreçlerde ne yazık ki kişilikler bozuluyor, çevre ile sağlıklı ilişkiler kurulamadığından mutsuz, saldırgan, çatışmacı, tartışmacı, kavgacı, söz dinlemez, gergin hatta cinayet işleyebilecek düzeyde kinci bir topluma dönüşmeye başladığımızı bilmem anlayabiliyor muyuz?

Toplumsal ve kültürel sorunlarımız bir dağ gibi çoğalıyor

Bence kendini bilmez bir eş yüzünden yüksek siyasetin üzerine  'kapkara' bir leke daha düşmüştür. Bana göre yüksek siyaset ne yazık ki toplumumuzu için için kemiren kadın, çocuk, genç, işsizlik, bireysel silahlanma, israf, besicilik, organik üretim, silahlı terör, gıda terörü ile trafik terörü konularında gerekli etkin çalışmaları yerine getirememektedir. Sorunların ekonomik desteklerden yoksunluğu kadar denetim aksaklıkları ile yeterli görsel kamuoyu oluşturma çabalarının da çok düşük düzeyde yada hiç uygulamaya geçilmediğini görüyorum.

Ancak her şeye rağmen bu konuda özellikle ‘kadına karşı şiddete hayır’ diyerek yola çıkan Hükümet dışı örgütlenmeler (HDÖ) ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in  geçen yıl başlatmış olduğu ‘Şiddete hayır’ kampanyasını başından beri gönülden desteklemekte olduğumu da burada belirtmek isterim. Geçen yıl boşanmalar ve kadına şiddet konusundaki bir araştırmamda da görmüş olduğum gibi ne HDÖ (kimilerince STK’lar) ne de ilgili bakanlık söz konusu şiddet yanında çocuklar ve gençler için var olan nice olumsuzluklar için yeteri kadar çalışmamaktadırlar.

Vekile göre ‘boşanma süreci doğru’ ancak ‘şiddet olayının varlığı’ yanlış

Söz konusu haberden Sayın Milletvekili eşi ile geçen yıl ‘evliliklerinde yaşadıkları sorunlar’ yüzünden ‘şiddete maruz kaldığını’ ve eşi  ‘tarafından dövüldüğü’ için ‘evinde tadavi edildiğini’ öğreniyoruz.

Bugün basın yayın alanlarında yer alan haberlerde adı geçen bayan milletvekili, Milliyet Gazetesindan Önder Yılmaz ile Türker Karapınar’a ‘boşanma sürecinin doğru olduğunu, ancak şiddet  olayının yaşanmadığını’ belirterek, ‘Eşim tarafından şiddete uğramam ve dayak yemem sözkonusu değil. İddialar gerçeği yansıtmıyor. Bu haberi yazanlar hakkında adli ve hukuki işlem başlatıyorum. Öyle ağır dayak yemem, evde tedavi altına alınmam falan doğru değil. Gayet sağlıklıyım ve günlük işlerimi yürütüyorum’ açıklamasında bulunmuş. Onun bu açıklamasından dolayı kendilerinin adını bu yorumlamamda kullanmak yerine bir toplumsal sorun olması bakımından yaşanılan bu örnek olayın irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum.  

Ne mutlu eşleri ile güzel geçinen babayiğitlere

Evlilik zor bir ilişki türüdür. Ne her babayiğit ne de onun sevgili eşi bu görevi gerektiği gibi yürütemeyebilir. Ne yazık ki çoğu Ortadoğu toplumlarında olduğu gibi ülkemizde de ‘babayiğit’ erkeklerin bir bölümü evliliklerindeki bazı nedenler yüzünden eşlerini döverler. Evlerinden sürerler. Her konudaki sözleri bir emir olarak kabul edilmelidir. Kadınların söz hakkı yok denecek kadar azdır. Hep haklıdırlar. Bu babayiğit kişiliklerin pek çoğunun hiç de iri yarı, vurduğunu duvara yapıştırabilecek güçte olmadığını da gördüm bir kaç örnek olayda. Anlaşılan sorunun içerisinde bir ‘güç’ odağı vardır.  

Kimi babayiğitlerin sabrı bir kez taşmaya görsün

Söz konusu babayiğitler ne yazık ki eşleri ile çocukları üzerindeki iktidarlarını, çevrelerine de gösterebilmek için yeri geldikçe ‘güç gösterisi’ biçiminde uygulamaya çalışırlar. Her istekleri bir emirdir. Bu konuda onlar için geçerli her hangi bir nedenden çok kendilerinin dayatmaları önemlidir. Eşleri onların bir dediğini iki ettirmemeli; sabrını da taşırmamalıdır. Bu yüzden eşlerini evire çevire döverek ne kadar babayiğit olduklarını göstermeye çalışırlar. Bu da bir iktidar göstergesi olsa gerek. Erkeklik göstergesidir onlara göre. Özellikle bir evlilik sevgi, saygı, tatlı tatlı konuşma ve sadakat üzerine kurulmamış ise o evlilikte özellikle babayiğit gibi görülen kimi zavallıların eşlerine güç kullandıklarını görüyoruz, duyuyoruz.

O babayiğitleri hiç bir eğitim süreci değiştiremez

Karşılarındaki eşleri ister müdüre ister daire başkanı ister öğretmen ister milletvekili olsun yeterki bir açıklarını yakalamasın o babayiğit erkek; ossaat eli ile dili ile tekmeleri ile güç gösterisine kalkışmaktan alamaz kendisini. Ne yapsın babasından, atasından yada bir zamanlar önünde yerlere kadar kapandığı toprak ağasından böyle görmüştür. Eşlerine karşı şiddet uygulayarak, ağzını burnunu dağıtmak, gözünü morartmak ve onu yalvartmak bu tür babayiğitlerin şanındandır. Çünkü böyle yetiştirilmiştir. Hiç bir eğitim süreci onun bu tür saplantılarını ortadan kaldırmaz. Eğer bu gibi örnekler var ise ne mutlu ona, ne mutlu onun eşine ve çocuklarına.

Çoğu yurttaşımız gibi ben de her bakımdan sağlıklı bir Türkiye için hiç bir şiddetin yer almayacağı bir aile yapılanmasına doğru gerekli uygulamalar için çok çalışmak gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle AKP Hükümeti bazı binaların bakım onarım işleri ile ‘israf’ denilebilecek pek çok alandaki bol keseden harcamaları bir yana bırakarak söz konusu yüzlerce toplumsal ve kültürel konulara yönelmeye başlasa ne kadar güzel olur değil mi? 

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..