Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '11

 
Kategori
İnançlar
 

Bayrağı bayrak yapan...

Bayrağı bayrak yapan...
 

İlköğretim 4.sınıf öğrencisinin resmi.


Arıları bir arada tutan nedir? 

Kara kovan mı? 

Fenni kovan mı? 

Sepet mi? 

Arılar içinde yaşadıkları kovanı sevdikleri için bir arada bulunmuyorlar. 

Arıları bir arada tutan, çalıştıran bal yapmasını sağlayan ve de arı neslinin devamını sağlayan “arıbeyi” denilen başka bir arı. 

Görünümü ve rengi diğer arılardan farklı irice boyu uzun bir arı. 

Her kovanda bir tane bulunan “anaarı.” 

“Arıbeyi” ile “anaarı” farklı gibi görünse de ikisi de aynı. 

Her kovanda bir tek olan bu arı öldüğü zaman, kovandaki bütün arılarda ölür. 

Kovan tamtakır kalır. 

Arıbeyinin sırrını ve gücünü siz düşünün artık. 

Bir ülkenin lideri öldüğü zaman, o ulusun fertleri ölmez. Kendilerine yeni bir lider seçerler, olur biter. 

Kısacası; ”Kral öldü, yaşasın yeni kral” olur 

Ülkeler arı kovanına benzemez. 

Hiçbir ülke; “arı kovanındaki nizam ve disipline” sahip olamaz. 

Dikkat ederseniz. 

Dünya’da kaç ülke varsa, o kadarda bayrak vardır. 

Bayrak. 

Bir ulusu temsil eden, kutsal bir sembol. 

Bayraklar, bezden yapılır. 

Bezden yapılırda, bayraklara bez muamelesi yapılmaz. 

Bayrak baş üstünde taşınır. 

Göndere çekilir yada indirilir. 

Bütün bu hareketler belirli bir nizam içinde yapılır. 

Bayrak, savaşan askerin önündedir. Yere düşürülmez. 

Örneği; ”Uluabatlı Hasan” 

Kıbrıs’ta bayrağımızı gönderden indirmek isteyen, öteki Kıbrıslıya ne olduğunu hatırlarsınız. 

“Bayraksız bir millet olamaz.” 

Bayrak gitti mi, yere düştü mü bir millet arı kovanındaki arılar gibi yok olur gider. 

Bizim ilköğretim kitaplarımızda bir şiir vardı. Şairini unuttum. Şöyle bir bölümü vardı. 

“Ne kadar şanslısınız çocuklar 

Ne kadar hür. 

Dünyanın başka yerlerinde bazı çocuklar 

Yabancı bayraklar altında büyür.” 

Herkes bilmeli, anlamaya çalışmalı yabancı bayraklar altında büyümenin zorluğunu. 

Örnek mi? 

Filistin. 

Birçok bayrak şiiri bulup, okumak mümkün. 

Mümkün de, en güzel bayrak şiiri Arif Nihat Asya’nın “Bayrak” şiiridir.(Bence) 

Her insanın aynı şiirden algıladığı duygular farklı olabilir. 

Bu durum o şiirin gücünü gösterir. 

Şiirin başlangıcındaki bölüm, benim isyankar davranış biçimime çok uyuyor. 

Şöyle. 

“Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.

Sana benim gözümle bakmayanın,
Mezarını kazacağım
Seni selamlamadan uçan kuşun,
Yuvasını bozacağım.”
 

Şairin en güzel dizelerinden birisi 

“Barışın güvercini, savaşın kartalı...” 

Bayrağımızın temsil edebileceği en güzel kelime, ”barış” 

Devam ediyor şair; 

“Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim...”
 

Bu sözler bana da uyar ve beni heyecanlandırır. 

Herkes payına düşeni, eşit olarak alsın. 

Ne yazık ki Dünya’da hep savaşlar olmuş. 

Dünya tarihine baktığımızda, savaşlarla geçen zamanlar, barışla geçen zamanlardan çok daha fazla. 

Dünya insanları, savaşlarla geniş dünyayı dar etmişler kendilerine. 

Hiç derste almamışlar. 

Hep savaş düşünmüşler. 

Düşünmeye de devam ediyorlar. 

Bir şiir daha var. Bu şiiri her duyduğumda ürperirim. Şiirin, şiir olarak uyakları çok güzel. 

Anlamıdır beni titreten, korkudan. 

Şiir savaş kokar bence. 

Şair Mithat Cemal Kuntay yazmış şiiri. 

Şöyledir can alıcı bölüm. 

“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır  

Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır…” 

Bayrakların bayrak olması için, gerçekten kanla mı yıkanması gerekir? 

Toprağın bağrına ölüp düşenler olmazsa vatan olmaz mı? 

İllaki ölmek mi lazım? 

Ölmeden kan akıtmadan olmaz mı? 

“Bayrağı bayrak yapan” ölüm ve kan dışında da bir şeyler olmalı. 

Herkesin fikri kendine. 

Olur diyenlerde vardır. 

Olmaz diyenlerde vardır. 

Bizler hâlâ bu vatan için şehit vermeye devam ediyoruz. 

Vatan olamadık mı? 

Ben; 

Kanla boyanmış bir bayrak istemezdim. 

İnsanların toprağa düşmesini, ölmesini istemezdim. 

Benim elimde değil ki hiçbir şey.. 

Biz zorunlu kalırsak düşünmeden gereğini yerine getiririz. 

Buna da kimsenin şüphesi olmasın. 

Gelelim günümüze. 

Biz Türk Milleti’nin acayip bir “bayrak sevgisi” var. 

Arabaların ardına serilmiş, rengi kaybolmuş bayrakları görebilirsiniz. 

Evin önündeki çamaşır ipine serilmiş, Güneş’in soldurduğu, rüzgârın yırtığı bayrakları görebilirsiniz. 

Evlerin balkonlarında, pencerelerinde solgun bayraklar bol miktarda bulunmakta. 

Bakın çevrenize görürsünüz. Simit arabasında susama bulanmış bayraklar bile gördüm. 

Kısacası, bir bez parçası gibi görülen bayraklar var. 

Biraz dikkat. 

Bayrağa saygı lütfen. 

Bayrağımızı, “bayrak imalatçılarının yaptığı şirket bayrağı gibi” kullanmaya başladığımızda işimiz zor demektir 

“Bayrağı bayrak yapan, bayrak imalatçıları değildir.” 

Bir millettir. 

O milletin tarihi geçmişidir. 

Bayrağına sahip çıkan; “tarihine, atasına, yurduna ve geleceğine” sahip çıkar. 

Yoksa arı kovanın dağılır. 

Farklı düşünen varsa, benden uzak dursun. 

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..