Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '09

 
Kategori
Bayramlar
 

Bayram koçağı

Bayram koçağı
 

Bir Bayram Yemeği sonrası hatırası.


Bayram dendi mi, aklımıza, genellikle Dini Bayramlar gelir. Oysa ki, bizim çok miktarda Milli Bayramlarımız da var. Fert olarak, Milli ve dini Bayramların tamamını coşkuyla kutlamaya çalışırız. Hele bu coşku, çocukken daha bir yürekten olur. Bizler de, ilkokulda okurken özellikle Milli Bayramlara mutlaka katılmak isterdik. Çünkü, o gün ne ders var ne de, öğretmen dayağı. Evet! O zaman, öğretmenler çok döverdi çocukları. Hatta ellerinde kalın sopalarla minik ellerimize hiç acımadan var güçleri ile vururlardı da, biz ailemize söyleyemezdik bile, çünkü, bir de ailemiz kızmasın "Kim bilir ne yaptında dövdü, sonra öğretmenin vurduğu yerden gül biter." diye. Evet, vurduğu yerde gül bitiyordu pembe pembe, kırmızı kırmızı, sopa ve tokat izleri. Neyse, bugün yine Bayram ve bütün öğretmenlerimin ellerinden öpüyor ve Bayramlarını kutluyorum. Beni döven öğretmenlerime, dayaktan doğan bir hakkım var ise helal da ediyorm. Sadece köy okullarında mı dayak vardı, yoksa o zamanki milli eğitim müfredatı mı dayak merkezliydi bilemiyorum?

Dersten ve öğretmen stresinden uzak durmak için çocuklar sık sık okuldan kısa süreli veya uzun süreli kaçarlar ama Bayram törenlerine ise mutlaka katılırlardı. Okuldan kaçsalar da, bayram coşkusunu paylaşırlardı. Biz de bu okuldan kaçıp da bayrama katılmaktan geri kalmayanlara "okul kaçağı bayram koçağı" diyerek onlarlı utandırmaya çalışırdık.

Ramazan Bayramını da ayrı bir severim. Ben de oruç kaçağı bayram koçağıyım. Kendi evimde de, Özellikle Ramazan bayramında çocukken yaşadıklarımı devam ettirmeye çalışıyorum. Bayram Yemeği (Kahvaltı) şimdiki anladığımız cinsten çay- peynir değilde, yemek şeklinde olurdu. Erkekler Bayram namazından geldiğinde kadınlar yemekler hazırlar ve sülalenin en yaşlısının evinde toplanılır. Her aile ne pişirmiş ise o eve götürür önce erkekler, ya da kadınlar ayrı erkekler ayrı yer sofrasında yemekler yenir. Sofraya, ilk olarak, şehriye çorbası, arkasından sahanda tereyağlı yumurta, sonra mantı ve son olarakta sütlü(ütlaç) gelir ve iştahla yenirdi. Sonra, kalkılır toplu bayramlaşma törenine müteakip, çocuklar şeker toplama seferine çıkar, toplanan şekerler yenilir, harçlıklarla mantar tabancasına mantar ya da çata-pat alınarak o günü çocuksu bir coşkuyla geçirirdik. Bu Bayram yemeğinde, bizim evde o günleri anımsatan sadece sahanda yumurta vardı, ama bizden (çekirdek aileden) başka kimse yoktu... Tüm dostların Ramazan ve bundan sonra olacak Dinii ve milli bayramlarını coşkuyla kutluyorum ve bayramların Ülkeme ve tüm insanlığa, dostluk, kardeşlik, barış ve huzur getirmesini diliyorum.

Mustafa Delikanlı

 
Toplam blog
: 50
: 1009
Kayıt tarihi
: 03.04.08
 
 

Ben Delikanlı Aksaray ili Balcı Kasabasında hayli zaman önce doğup, ilk ve dahi orta okulu burada, ..