Bazı insanlar ne istediğini bilmez!

Sahiden öyledir, şöyle bir bakın etrafınıza, bir türlü mutlu olamayan insanlardır bunlar, beslendikleri tek şey problemlerdir, işin aslında ise oluşmamış kişilikleri yatmaktadır ve o yüzdendir ki her şeyin altında bir çapanoğlu aramak onların asli görevidir!

Zira ille de çatacak yer ararlar…

Ana muhalefet partisi başkanı Deniz Baykal bir komplo ile karşı karşıya kalmıştır, partisi zarar görmesin diye onuruyla istifa etmiştir ve de yakışan şekilde “Geri dönmeyeceğim, Kurultaya girmeyeceğim, parti bir görüş birliğine varsın” demiştir.

Bundan daha doğru, daha düzgün ne olabilir?

******

Yaşananlar herkes için ani olmuştur, hele ki olaya dahil olanlar, partililer, çalışma arkadaşları için durum bizlere çok daha farklıdır, zira hem başkana yönelik bir komplo vardır, üstelik hedef elbette ki partidir, dirsek dirseğe çalışmalardan doğan doğal bir duygusal bağ vardır, hem de partinin dik durması asıl olandır.

******

CHP ortak bir başkan adayı belirlemese beceriksiz bir parti olacaktı, Deniz Baykal’da bundan nasibini alacaktı!

Parti, içinde yaşadığı duygusal sarsıntıyı belki de erteledi ve toplumsal ve elbette ki partisel amaçlarını öne aldı ve parti içi bir birliktelik sergilendi.

Türkiye de bunu sevinçle karşıladı!

Kemal Kılıçdaroğlu zaten takdir edilen bir isimdi, ancak CHP’nin dirayeti, Baykal’ın onurlu davranışı da bir bütünlük oluşturdu!

******

Buraya kadar tamam, bundan sonrası ise akıllara zarar verecek şekilde: Yok efendim, Kılıçdaroğlu yalan söylemiş!

Ne demiş?

Aday olmam demiş!

Hey Allahım, Baykal’ın istifa ettiği gün soru soruluyor, Kemal Bey de aday olmam diyor, yani “Yaşanan durumdan memnun olmadım, fırsatçı da değilim” diyor…

“Olurum” dese ne değişecekti, o zaman da “Yılan, çiyan!” denilecekti, maksat ortalık karışsın!

******

Deniz Baykal diyeceğini demiş, yok kırıldı, yok gücendi diye ortalığı bulandırmanın ne anlamı var, onu da işte bu ne istediğini bilmemezlik açıklıyor: Gücenmesi pek doğal, zira ortada bir komplo var!

Yıllardır Baykal çekilsin denildi, yıllarını bir partiye harcayan insan ne amaçladım ne oldu, bu komplonun altında daha neler var, ne yapsaydım da daha doğru algılanırdım ya da gerçekten de yanlış bir şeyler mi yaptım diye hangi insan kendini ve yaşadıklarını sorgulamaz?

Sorgulamayanlar varsa, ne için var olduklarını da bilmiyorlardır elbette, o nedenle nereye çekilirse gidiyorlardır ve bir türlü de aradıklarını bulamıyorlardır; zira ne olduğunu bilmeyen bir insan ne istediğini de bilemez, nihayetinde!

******

CHP’nin acil durum karşısında analitik düşünüp de uygulaması pek takdir edilecek bir durumken, Deniz Baykal da bunu istemişken, sanki bir ihanet söz konusuymuş gibi suçlamalar başladı!

Hey Allahım!

Deniz Baykal geri dönse sanki alkışlayacak bunu diyen insanlar!

O zaman da tükürdüğünü yaladı diyecekler, istifa etmese hem şahsına hem de partiye yüklendikçe yüklenecekler; başbakan en iyi örneğidir, yani…

******

Bazı insanlar gerçekten de ne istediğini bilmezler, aslında ne olduklarını bilmemekten gelir bu durum; ne olduğunu bileceksin ki tercihlerin olsun!

Ne olduğunu bileceksin ki, dik durasın!

Dik duracaksın ki, insanlığından utanmayacaksın; hatalarını da kabul edeceksin, dürtülerini de, duygularını da…

Ayıpladığın, ya da göğe çıkardığın insanı ancak kendini anladığında anlayacaksın, empati diyorlar kısaca, kendini koy bakalım o eleştirdiğin kişinin yerine, sen ne yapardın?

Gülgün Karaoğlu

Mayıs,20/2010