- Kategori
- Çocuk Psikolojisi
Bebeğin Beyni ve İnsanın Doğası (Fıtratı)
Olan ilgimle izlemeye çalıştığım insan ve topluma dair; okuduğum ‘Gelecek 50 yıl Bilim ve Yaşam’ katılımcısı olduğum Küresel Değişimin Geleceği (Futuristanbul), 5. Zekâ ve Yetenek Kongresinden sonra SUM A.Ş. House of Human’ın 9 Ocak’taki aylık geleneksel KOÇ’LAR buluşmasının toplamı bana İNSAN DOĞASI ve POTANSİYELİ olgusunu (kavramını) yeniden bir bütün düşündürdü.
Artık bir kadın doğum yaptıktan sonra yapılan bebeğiyle fotoğrafının çekilmesini bir başka boyutta düşünmeye başladım.
Bir annenin doğum yaptıktan sonra yapılan fotoğraf çekimine paralel annenin, babanın ve çocuk un beyninin haritası çıkarılabilir mi?
Bırakın anne ve babayı sadece bebeğin beyninin kimyası, ana fonksiyonları, zekâ düzeyleri, kişilik analizi tanımlanabilse; potansiyelinin temeli, doğası, fıtratı belirlenerek hayata nasıl başladığı ve nasıl ilerlemesi gerektiği tanımlanarak bireyin kendini verimli yaşaması sağlanabilir.
Bu analizler doğarken yapılmasa bile anaokuluna başlarken yapılarak bireyin kendiyle barışık verimli gelişmesi tüm toplumun barışıklığını ve verimliğini kökten etkiler.
Özetle; insan doğası (fıtratı) doğarken sahip olduğu beyindir, bu tanımlanmadıkça eğitim modelinin, psikolojik analizin ve psikiyatrik müdahalelerin dayanaksız olduğunu düşünüyorum.
Neredeyse her yıl değişen eğitim modelinin neye göre yapıldığını, psikolojik analizlerin veya psikiyatrik reçetelerin neye dayandığını merak etmemek mümkün mü?
Kadri KANPAK