Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '11

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Bebeğinizin biyolojik yapısına müdahale

Bebeğinizin biyolojik yapısına müdahale
 

GDO, Bebeğinizin de Yapısını Değiştirebilir!


Yeni Genetiği Değiştirilmiş Ot: Düzenlenmemiş ve Araştırılamaz

New York Times yakın dönemde, GD ekinlere yönelik giderek külfeti artan denetim düzenlemesinden yakınan, profesyonel GDO taraftarı Nina Fedoroff’un kaleme aldığı “Herkes için Mühendisliği Yapılan Gıda” isimli makaleyi yayınladı. Federoff o kadar ileri gitti ki dünyadaki açlığı GDO’larla ilgili düzenlemeyle ilişkilendirdi.
Nature Biotechnology’nin son sayısındaki iki yazıyı okurken onun yazısı geldi aklıma. Aslında her ikisi de geçen ayın haberleriyle ilgili fakat dergi ikisini yan yana basınca, GDO’larla ilgili düzenleme hakkında sıkıntılı bir şeylerin olduğunu anlatıyor. Evet, bunlar bana sıkıntılı geliyor, ve genelde GDO savaşının her iki tarafından gelen ufak uyarılar beni pek etkilemiyor.
İlk önce organizmalar arasında genleri taşımayabilmenin ne kadar devrimsel olduğunu hatırlayalım. Bu teknoloji emekleme döneminde fakat ilk adımlarında bile ilaçlar ve gıda bileşenleri üretebilen bakteriler ile herbisite dayanıklı ekinler ortaya çıkabiliyor, insektisit yapabiliyor. Bilim adamları, besin değerini geliştirmek ve toprağı zehirden arındırmak için ekinler üzerinde; transplantasyon yapılabilen organlar geliştirmek için de hayvanlar üzerinde çalışıyorlar. Genetik mühendislerinin gelecekte daha ne yapabileceklerini tahmin etmek dahi güç. (Kampüsümdeki biri geçenlerde hayvanları tasarlayabileceğimizi söyledi; böylece fabrika çifliklerinde çektikleri işkenceden etkilenmezlermiş. O zaman, çektikleri fakirlikten etkilenmesinler diye insanları da tasarlayabilir miyiz?)
Fakat belli ki genetik mühendisliğinin muhtemel zararı yardım etmek için elinde bulundurduğu güce eşit. Eğer böcekleri öldüren bir ekin üretebilirseniz, insanları öldüren bir ekin de üretebilirsiniz. Eğer toprağı zehirden arındıracak bir ekin üretebilirseniz, toprağı zehirleyecek bir ekin de üretebilirsiniz. Eğer herbisite dayanıklı ekinler üretebilirseniz, kötü yabani otları da herbisite dayanıklı yapabilirsiniz.Eğer insan sağlığına yararlı bir ekin yapabilirseniz, insanları hasta edecek bir ekin de oluşturabilirsiniz. Fedoroff GD ekinlerinin alışagelmiş ekinlerden “daha zararlı olmadığını” söylüyor fakat bir teknoloji nasıl sadece benzeri görülmemiş bir yarara neden olurken benzeri görülmemiş bir zarara neden olmaz?
Genetik mühendisliğine özgü risklerle nasıl başa çıkılacağı günümüzde dünyanın karşı karşıya kaldığı en zor ve acil konulardan biridir.
Birleşik Devletler ve Avrupa Birliği soruna farklı yaklaşıyor. AB, GDO’larla ilgili yeni yasalar tasarlarken, ABD eski birim ve kanunları kullanarak düzenleyici bir sistem oluşturdu. Düzenleyiciler GDO hakkında gerçekten yalnızca iki soru soruyorlar: Çevre ve halk sağlığı için ne kadar risklidir? Fakat hangi gene eklendiği ve bitkinin ne için olduğuna dayanarak, denetim sorumluluğu USDA (ABD Tarım Bakanlığı), FDA (Gıda ve İlaç İdaresi) ya da EPA’ya (Çevre Koruma Kurumu) ait olabilir. Buna Koordine Eylem denir. Koordine, doğru; fakat aynı zamanda düzenleme için karmakarışık, yetersiz ve yavaş. Biyoteknoloji ile ilgilenen hemen herkes ABD düzenleyici sistemin bir işe yaramadığı konusunda hemfikir.
Fakat bu Federoff ve diğerlerinin iddia ettiği gibi “ daha az düzenlemeye” ihtiyaç duyduğumuz anlamına mı geliyor? Peki, şunu düşünün: ABD’de, hiçbir düzenleyici onaya gerek duymadan bir GD bitki yapabilir ve doğaya bırakabilirsiniz, ve sonra bunun sağlık ve çevreye etkileri üzerinde çalışan bir başka kişiyi engelleyebilirsiniz. İşte bu iki makalenin de bahsettiği budur, bu yüzden ikisinin de kısa birer açıklaması aşağıda.
1. GD ot demode kalan ABD Tarım Bakanlığı Denetimini atlatıyor. Uzun süre önce insanlar Koordine Eylemin çatlaklarından sızarak bir GD bitki yapılabilineceğinin farkına vardılar. FDA bitkileri eğer yiyeceklerse kontrol eder. EPA ise eğer Bt geni gibi pestisitler içeriyorsa bitkiyi kontrol eder. USDA, Agrobacterium (bir bitki hastalığına neden olan ve genlerin hedefine eklenmesinde kullanılan bir bakteri) ya da 35S promoter (bir bitki virüsünden) gibi bitki zararlılarıyla yapılmış bitkileri test eder.
Fakat eğer Agrobacterium kullanmazsanız (bunun yerine gen tabancası kullanabilirsiniz), pestisitli bir gen ya da hastalık geni kullanmazsanız (bunun yerine herbisite dayanıklı bir gen kullanırsınız), ve bitki virüsünden bir destekleyici kullanmazsanız… yaşasın, boşluklardan kurtuldunuz!
Scotts Miracle-Gro tam da bu yaz herbisite dayanıklı GD bluegrass ile bunu yaptı, ve USDA bunun düzenleyici yetki dışında olduğunu tasdik etti. EPA ya da FDA’nın değerlendirmesi için hiçbir temel olmadığından ötürü, 0 düzenlenen ilk GD bitki örneği oldu. Fakat bu bir rastlantı mı? Biraz zor: Scotts bunu görüp de ağzı sulanan diğer şirketler tarafından takip edilecek “düzenleme furyasını alevlendiriyor,”diyor önde gelen biyoteknoloji uzmanlarından biri.
Başka hiçbir ülke değil izin vermek, tamamen düzenlenmemiş GDO’ların doğaya salınmasına izin vermeyi düşünmemiştir bile. Gerçekte, bu ülkede de hiçbir mahkeme ya da yasama organı bunun yapılmasına karar vermemiştir. Bu yalnızca derininden çatırdayan bir düzenleme sistemin sonucudur. Elbette ki bazı iyi bilinen teknolojileri onaylamada fazlaca yavaştır, fakat diğerleri için ise fazlaca hızlı ve bazen de yoktur.
Fakat bilim bize GD bluegrass’ın sağlık sorunları ve çevresel sorunlar doğurup doğurmadığını göstermeyecek mi? İşte tüyler ürpertici kısım bu. Patentler hakkındaki makaleyi düşünün.
2. Myriad’ın patenti destekleniyor. Bir temyiz mahkemesi, Myriad’ın göğüs kanseri gen patentlerini ve esasen tüm gen patentlerini geçersiz sayan bir mahkeme kararını iptal etti. Bu başka daha önce bir makalede yayınlanan çok ilginç bir tartışma. Konu, hakimlerin izole edilmiş DNA’nın doğal DNA’dan tamamen farklı olduğunu düşünüp düşünmemesine dayanıyor. Eğer aynı olduğuna karar verilirse (aslında hukukta belirtilmeyen kriterleri kullanarak), “doğanın ürünü” olarak nitelendirilir ve kimse bunun üzerine iddia ortaya atamaz. Fakat eğer farklıysa, fikri mülkiyet koruması için uygun. Fakat ne tür? Cevap: IP korumasında ki gibi faydalı bir model. Gerçek buluşlar için yapılan faydalı model, buluşun sahibine 20 yıllık bir hak verir ve bu süre boyunca kimse buluşu yapamaz, kullanamaz ya da satamaz. Araştıramaz bile.
“Araştırma muafiyeti” konusu mahkemelerde, özellikle Embrex davası ve Madey v. Duke davasında, tartışıldı, tek muaf tutulan kullanımlar kısıtlı ve biraz da aptalca: eğer bir şirket bir gen ya da bitki üzerinde patente sahipse, harici tüm kullanımları durdurabilirler “oyalanma amaçlı, boş merak ya da tam anlamıyla felsefi bir araştırma.” Patent sahibi genleri ya da bitkileriyle ilgili herhangi bir araştırmadan sizi tamamen alıkoyabilir.
Yapıyorlar da. Bazen patent sahipleri tam da çalışmanın ortasında araştırmayı durduruyorlar. Ekolog Allison Snow, Bt’nin ayçiçekleri üzerindeki ekolojik etkilerini incelediği araştırmasını bırakmaya zorlandı; entomolojist Ken Ostlie kök kurtları üzerine yaptığı araştırmasını bırakmaya zorlandı çünkü bir şirket çalışmanın “onun en alakalı olduğu ilgi alanı olmadığına” karar verdi. Fakat daha sıklıkla, patent sahipleri araştırmanın başlamasına dahi izin vermezler. 2009’da 26 önde gelen bilimadamı, hükümete, patent sahibi şirketlerin onları gerekli araştırmalardan alıkoyduğuna dair anonim bir beyan sundular. (Anonim olarak sundular çünkü patent sahiplerinin gelecekte onları araştırmaları sırasında önlerine daha fazla engel koymalarından korktular.)
Fedoroff, GD düzenlemesinin “masraflı ve külfetli olduğu için yenilikleri dizginlediğini” yazmış. Bu yanıltıcı iddia, insanları, düzenlemenin günbegün daha sıkı olduğunu düşünmeye sevk ediyor. Fakat bugün ABD’de sağlık ve çevre güvenliği değerlendirilmemiş genetiği değiştirilmiş bir ekin üretebilirsiniz ve sonra da herkesi bunun güvenliğini araştırmaktan alıkoyabilirsiniz.
Bu yüzden Fedoroff şu sonuca vardığında; “Ve hepsinin ötesinde, hükümet, bilimsel hiçbir inandırıcılığı olmayan zarar delilleri için genetik değişimin düzenlenmesini durdurmak zorunda.” sadece merak ediyorum: bir insan nasıl bu genetiği değiştirilmiş otun zararına dair bir kanıta ulaşabilir?

 

FSD Grubu’nda yayınlanan ve kendisine teşekkür ettiğimiz Sedef Özgönül’ün tercüme ettiği yazının orjinaline ulaşmak için: http://fieldquestions.com/2011/09/11/new-gm-grass-unregulated-and-unstudiable/  

 
Toplam blog
: 133
: 1992
Kayıt tarihi
: 21.02.10
 
 

Dünya'da ekmekten sonra ikinci ÖNEME sahip gıda olan SÜT ve SÜT Ürünlerinin; 1-Her türlü pake..