Beceriksizlikten yana, GANA

2010 Dünya kupasında çeyrek finalinin tek Afrika temsilcisi olarak kalan Gana’nın, Uruguay’a oldukça dramatik bir şekilde elenmesi, aslında olaya futbol dışı duygusallıktan sıyrılarak bakmayı gerektiriyor. Futbol bütünüyle bir şans oyunu değildir. 

Futbolun size sunduğu şansı değerlendirmeyi beceremezseniz, o şans sizi terk eder, küser, rakibinize gider. Futboldaki ‘’atamayana atarlar’’ sözünün diğer bir açılımıdır bu. 

120 dakikalık nefes kesen bir mücadeleden, tam kazandığını düşündüğü sırada, 120 dakikanın uzatmasında 7.32 eninde, 2.44 boyundaki kaleye tek atımlık bir vuruşu başaramayan Gana’nın kendi iç GANAmasıdır bu ve üzüntü komasına, depressiona girmeye, kafalarını yerlere vurmaya hakları yoktur. Böyle tek maçlık Dünya Kupası maçlarında sonucu penaltılara kalan maçların olacağını bilmek için T.Direktör olmaya bile gerek yoktur. Penaltıya gidilen G.Kore-Paraguay maçında atılan 10 penaltının 9 tanesi gol oldu. Bir tanesi aynı Gana’lı Gyan’ın vuruşu gibi direğe çarpıp gitti o kadar. Dünyanın en iyi futbolcusu olsanız bile penaltıyı atamayabilirsiniz.. Özel çalışma gerektirir. Bu nedenle de en önemli penaltıları da en önemli futbolcular kaçırır. İsimsiz Paraguay’lı futbolcular penaltıları hep kalenin ortasına attılar ve hepsi de gol oldu. 

Uruguay’lı Suarez, 120+1 de içeri girmekte olan topu bilinçli veya bilinçsiz eliyle çıkararak artık elenmiş olan takımının bu şansını en azından kalecisinin becerisine, ya da rakibin beceriksizliğine indirgemiş olurken, tur için takımına ne kadar önemli bir fırsat sağladığından haberi var mıydı bilinmez ama sonuçtan anlaşıldığı gibi, o şansı, olası bir fırsatı takımına yaratmasını bilmişti. 

Gana takımı, gücünün üstünde mücadele eden sempatik bir takımdı. Turu geçmesini isterdim ama futbolun fırsatları , yine futbolun kendi kuralları ile çözümleniyor. Penaltı ve penaltıyı atabilmek de futbolun vazgeçilmez fırsat ve kurallarından biridir ve frikiki bile penaltı gibi gol yapabilen Forlan’ın takımının, Gyan Asamoah'ın kaçırdığı penaltıdan sonra, günün galibi olacağı nasıl da belli olmuştu?... 

Gana, insana hayatta bir kere ya kısmet olan, ya olmayan bir büyük ikramiyeyi yakaladı, yarı finali gördü, elindeki bileti ise ikramiyeyi tahsil edene kadar muhafaza edemedi düşürdü, kaybetti… 

Bilmiyorum, buna üzülmek mi gerekir, kızmak mı?. 

Penaltı atmayı gerektiren yetenekten mahrumsa o Uruguay’ın derdi değil, Gana’nın kendi iç GANAmasıydı…O nedenle bu takımın elenmesine üzülmedim. Futbolda şans başka bir şey, şansı değerlendirmek başka şeydi. Yoksa vuvuzela gürültüsüyle tur atlamak mümkün olsaydı, Güney Afrika takımı bugün finalde olurdu.