Beklenen ortak açıklama...

13 Şehidimizle birlikte yüreğimiz de yandı...

Askerlerimizin böyle kolay hedef haline getirilmesi hepimizin kafasını karıştırdı ve yeni tartışmaları da gündeme getirdi... Bazı işler yolunda gitmiyor gibi... Savunma teknik ve taktiklerinin en son teknolojilerle donatıldığı, nokta hedeflerin vurulduğu ve gözlendiği bir durumda bu saldırılarda onüç askerimizin şehit olması, ister istemez kafaları karıştırdı... Gerçi, Dünya’nın her tarafında olduğu gibi; vur - kaç taktiğiyle, gerilla hareketi yapan grupların ne zaman nerde ne yapacakları belli olmadığından ve vicdani bir sorumlulukta taşımadıklarından; düzenli birliklere karşı zaman zaman bu tür saldırılar yapabildikleri biliniyor...Türkiye gibi terörden canı yanmış bir ülkenin askerlerinin bu tuzaklara düşmemesi gerekirdi...

Yaşadığımız bu acı durum, siyasi partileri de anında birleştirdi... Bu ülkemiz adına sevindirici bir durumdur... Aynı anlayışın, ülkemizin sorunlarının çözülmesi yolunda da gösterilmesi en büyük dileğimizdir...

AKP, CHP ve MHP Grup başkan vekillerinin ortak imzalarıyla yapılan açıklamada:

“Milli güvenliğin sağlanmasından Yüce Meclisimize karşı sorumlu olan

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin, hukuk devleti, demokrasi ilkeleri ve insan haklarına saygı çerçevesinde terörle ve bölücü girişimlerle mücadele için seferber edeceği her adımda yanında olacağız” denildi.

Gönül isterdi ki; bu ortak açıklamaya BDP’ de katılsın...

DTK’nın (Demokratik Toplum Kongresi) Demokratik özerklik açıklamasının da aynı güne denk gelmesi birçok açıdan düşündürücüydü... Birileri bir yerlerden düğmeye basmış gibiydi...

Peki bu demokratik özerklik neyin nesiydi, ne anlam ifade ediyordu:

Bunun genelde ki anlamı şu: Bir devletin çatısı altında siyasi egemenliği değil ama yönetim yetkilerinin önemli bir bölümünü yerelde seçilmiş temsilcilere – yapılara- devretmek anlamını taşıyor...

Salt etnik ve toprak temelli özerklik anlayışı yerine kültürel farklılıkların özgürce ifade edildiği bölgesel ve yerel yapılanmanın da adı oluyor... Bayrak ve resmi dil tüm Türk ulusu için geçerli olmakla beraber özerk bölge yerel dilini kullanabilecek ve geliştirebilecek...

Demokratik Özerkliğin Dünyada örnekleri de oldukça fazladır... Moldavya’nın “Gagavuz bölgesi ile Ukrayna’nın “Kırım” bölgesini buna örnek gösterebiliriz...

Tüm bu gelişmeler kafa karışıklığı yaratmaya devam ederken, çok değişik ve farklı açıklamalar, oyun içinde oyun olduğunu, bazı senaryolardan da bahsediliyor olması toplumumuzu germiş durumdadır... Belki de istenen de budur...

Acımız çok büyük ama, sağ duyulu hareket etmek zorundayız... Birileri bir iç kargaşa çıkarmanın peşinde olabilir... Bunun tüm bağlantıları dış güçlerce de tezgahlanmış olabilir...

Tüm bunların ışığında üç siyasi partimizin ortak açıklamalarını çok önemli bir birliktelik ve duyarlı bir davranış olarak görüyorum... BTP’de bu açıklamaya süreç içinde katılırsa; birlikte yaşama, ülkemiz ve demokrasimiz adına önemli bir iş yapmış olur...BTP’nin de her şeye rağmen dışlanmasına veya BTP’nin de dışlanmışlık hissine kapılarak kendi içine kapanmasını doğru bulmuyorum...

TBMM, tüm çözüm yollarının merkezi olmalıdır... Meclid dışı yol arama yöntemleri bizi bir yere götürmediği gibi derin yaralar da açabilir...

Zaman, birlik beraberlik zamanıdır. Tahriklere kapılmadan, sağlıklı düşünerek, çözüm yollarını bulabilmektir