Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '10

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Bektaşi fıkraları

Yine Ramazan ayında bir camide, İmam vaaz vermektedir, derken kendini vaaza iyice kaptıran imam vaazının illeri ki aşamalarında başlamış ahireti ballandıra, ballandıra anlatmaya ve derken her iyi mümine tanrı tarafından birkaç hurinin armağan edilerek ödüllendirileceğini anlatıyormuş. İşte tamda konunun burasında camide cemaatinin içinde bulunan, şarapla iyice güzelleşmiş Baba Erenlerin biri ah şarap vah şarap diye kendince söylenmeye başlamış, derken bunu duyan imam vay melun ramazan ramazan şu mübarek yeri meyhaneye çevirmeye utanmıyor musun demiş. Bunun üzerine Baba Erenler yapıştırmış cevabı hoca efendi, hoca efendi sen burayı zaten bilmem nereye çevirmedin mi? demiş.


Softanın biri, Baba Erenler'in önüne geçmiş: 'Ey erenler iyisin, hoşsun, ilim, irfan sahibisin bir de oruç tutup, namaz kılsan, bizim nazarımızda da itib arın olurdu, ' demiş. Bektaşi gülerek: “Sizin nazarınızda itibar kazanmak için, Tanrı önündeki itibarımı da zedeleyemem” diye yanıtlamıştır.

Baba Erenler kafayı çekmiştir. Ayakları birbirine dolana dolana, sağa sola yalpalayarak giden, Baba Erenler'i gören komşusu dayanamayıp laf atmıştır: “Hey Baba Erenler, bu halle sırat köprüsünü nasıl geçersin? ” Baba Erenler istifini hiç bozmadan komşusuna cevap vermiş: “Sanki karşı tarafta mor sümbüllü bağlarım var da! ”

Baba Erenler'in yolu camiye düşmüştür. Cami imamı o günkü vaazında içkinin kötülüklerinden bahsetmekteymiş. Cami imamı uzun bir vaazdan sonra cemaate birde örnek vermiştir: “Ey cemaat eşeğin önüne bir kova su, bir kova da rakı koyarsanız hangisini içer? ” diye sormuş. Baba Erenler elini kaldırarak cami imamının sorusuna, “Hocam suyu içer” diye yanıtlamıştır. İmam: “Tabii ki suyu içer, peki neden suyu içer? ” diye sorunca, Baba Erenler cevaplarlar: “Neden olacak hocam, eşekliğinden! ”

Bir gün baba Erenlerin de içinde bulunduğu bir toplumda heyecana kapılan cemaat din elden gidiyor da din elden gidiyor diye başlamışlar söylenip hayıflanmaya. Derken Baba Erenler yahu kardeşim dini alıp kalbine soksana eyer dini eline alırsan tabi ki din elden gider demiştir.

Yine tarihte Baba erenler ve Bektaşi’nin biri diye başlayıp biten bu kıvrak zeka ürünü fıkralar aslında Köklü bir dinsel kültürün, Anadolu Aleviliği’nin sosyal yaşama yansımalarıdır. Kıssadan hisseler.

Kalkıp buraya, Anadolu’nun gerçek malı, Anadolu Aleviliğini sığdırmamı beklemeyin. Fakat özet olarak vurgulamak gerekirse, Anadolu Aleviliği’nin İslamiyet’i sosyal yaşama kazandırdığı kendi yorumu bambaşka bir derinliğe, hoşgörüye ve özellikle sevgiyi dine temel alan bambaşka bir göreceliğe sahiptir.

İşte tamda onun içindir ki bizler Bektaşi fıkralarına gülüp geçerken, Baba Erenlerinde, gerçeklerden uzak basma kalıp yaşayışlarımıza, acaba nasıl baktıklarını da, aklımızın bir yerlerinde sorgulamamız, hiç te fena olmaz sanırım...

07/10/2008 - 18:49

 
Toplam blog
: 64
: 435
Kayıt tarihi
: 20.04.10
 
 

Sinan Adıgüzel, sanatçı yazar, 08.10.1977 tarihinde Adıyaman’da dünyaya gelmiştir. İlköğre..