Belçika'nın tecavüzcüleri serbest!

Şimdi sizlerle paylaşacağım bilgiler, insanı bazı şüphelere düşürmüyor değil.

Bu haber her tarafta var! Önemli olan haberin her tarafta olması değil, haberin içeriğinin yeterince vurgulanmaması!

Avrupa'nın merkezi orada!

İnsan haklarının beşiği olarak biliniyor ama gelen haber içler acısı.

Nerden mi bahsediyorum?

Bize her zaman insan hakkı dersi ve öğüdü veren, katilleri, teröristleri saklayan, her fırsatta bizi yerden yere vuran, bizleri barbarlıkla suçlayan Belçika.

Bakın bize ders veren Belçika’da neler oluyormuş.

Belçika'da yapılan bir araştırma, 2001-2007 yılları arasındaki 100 tecavüz vakasında sanıkların sadece 1'inin hapis cezası aldığı ortaya çıkmış.

Brüksel'deki Sint-Pieter Hastanesi psikiyatri servisinden destek alan tecavüz kurbanlarını kapsayan araştırmaya göre 100 davadan 51'i, tecavüzcünün kimliği belirlenemediği için kısa sürede düşmüş.

Bizdeki faili meçhuller için söylemediğini bırakmayanlar, çöplerini hep halının altına süpürmüşler.

Saldırganların kimliğinin tespit edildiği 49 davanın çoğu da delil yetersizliğinden sonuçlandırılamamış. Sadece 4 tecavüz vakasında saldırganlar 18 ay ile 3 yıl arasında mahkûm edilirken bunlardan 3'ünün cezası ertelenmiş.

Kişiye karşı işlenen suçların ertelenme olayını anlamak mümkün değil!

Hastanenin psikiyatri servisi uzmanları, tecavüzcüleri adeta teşvik eden yargılamaya etkinlik kazandırılmasını
isteyerek, "Tecavüz vakalarına genelde eski eş ve arkadaşlar arasında rastlandığından şahit bulmak neredeyse imkânsız hale geliyor. Bu boşluk uzman doktorların elde edeceği tıbbi kanıtlara ağırlık verilmesiyle doldurulmalı. Daha sert ve görüntü kayıtlı sorgulama yapılmalı. DNA kayıtları ortak bir veritabanında tutulmalı ve 5 yılla sınırlandırılan cezalar artırılarak caydırıcı hale getirilmeli" demişler.

Gel de, duy da inanma!

Uzmanların bu tavsiyeleri, sanırım “İnsan Haklarına” aykırı bulunmuş olacak ki! Pek dikkate bile alınmamış!

AB ülkelerini şöyle bir incelediğimizde; Sanki “Kâğıttan gemiler” gibiler!

Bazı değerlerin arkasına sığınarak, kendi ülkelerindeki insanlara karşı işlenen suçlara duyarsız kalıyorlar.

“Ele verirler öğüdü, kendileri kırar söğüdü”