Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ben lavaboya kadar gidiyorum

Ben lavaboya kadar gidiyorum
 

Uzun yıllar oldu trene binmedim. Severdim aslında trenle seyahati. Ta ki tren kazalarına kadar... Eskiden hiç kaza olmazdı hatta en güvenilir taşımacılıktı bile denilebilir.

Trene her bindiğimizde görevli gelir Mert’in elindeki bileti yırtardı. Mert salya sümük... Baktık bizim evlat her defasında hüzne boğuluyor, fazladan bilet alırdık ki biletçi çocuğun elindeki bileti yırtmasın diye.

Çok kalabalık olurdu trenler. Galiba otobüse minibüse göre de daha ucuzdu. Sadece istasyonlarda durduğu için de zamandan tasarruf etmek isteyenlerin tercihiydi.

Yoktu eskiden öyle it kopuk takımı... Tinercisi hırsızı sapığı...

Trenlerin en vazgeçilmezleri çocuklardı. Biletsiz binip görevliyle köşe kapmaca oynarlardı. Bu oyun yüzünden kaç çocuk trenden düşerek hayatını kaybetmişti...

Banliyö trenlerinin dışında şehirlerarası trenler de zevkliydi. Kompartıman vardı, tanımadığınız 5-6 kişiyle aynı yerde gidilirdi. Yapılan alakasız sohbetler de cabası.

Dün bizim evlat trenle İzmit’e gitti gece geldi. Sabah kahvaltıda anlatıyor...

- Yanımda oturan adam bana döndü, “ben lavobaya kadar gidiyorum” dedi. İçimden “manyak mıdır nedir” dedim ve “iyi gidersen git napim” diyerek kafamı salladım. O anda karşımda oturan adamla gözgöze geldik ve adam anlamadığımı farkederek “yerime bak demek istedi" deyince ikimizde gülmeye başladık...

Sigara içmeye diye kalkanlar öfkeyle geri geliyorlarmış. Malum sigara yasağı... "Yol boyunca konumuz sigaraydı"... " diyor.

Bir tanesi de “izmarit yere atmak 25 TL. Ben vermem o parayı" diyormuş. Bir diğeri de “atma o zaman” diye karşılık vermiş. Uyuklayan diğer adam gözünü açıp “yahu böyle şey olur mu nerde içeceğiz bu zıkkımı diye hayıflanmış.

- Onları dinleyince sigara kullanmamakla ne kadar iyi etmişim dedi ve ekledi. “Hayatımda yaptığım en güzel yolculuklardandı, anne bigün beraber gidelim”

Aslında hiç fena fikir değil ama bir saat boyunca alakasız muhabbetleri Mert’le aynı ortamda dinleme durumu beni düşündürdü. Kesinlikle onla gözgöze gelmemeliyim. Aksi halde yol süresince güleriz rezil oluruz.

Bir de insanların ciddi görünme takıntıları yok mu işte o beni öldürüyor...

:) İyi bayramlar...

http://www.esmakahraman.com/ben-lavaboya-kadar-gidiyorum/

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..