Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ruhumu doyurma faslı / II (Sabah)

Ruhumu doyurma faslı / II (Sabah)
 

Bugün, keyifli, huzurlu, dingin ve parçalı bulutlu olsa da güneşli bir gün.

Sabah çok erken saatlerde bir meleğin fısıltısıyla başladım güne. Biraz daha uyusam deyip arkamı döndüm. Bir süre uykuyla uyanıklık arasında bir çizgide gezinip, kalksam iyi olur dedim ve kalktım. Önce güzel bir çay demledim. Uzun zamandır yapmadığım ‘bir gün evvelden giyeceklerimi hazırlamanın’ verdiği keyifle hemen banyodan çıkıp hazırlanma faslına başladım. Makyaj istemediğimi fark ettim ve sade bir kıyafetle kahvaltımı hazırladım. O sırada uyanan annem de bana eşlik eder diye düşünürken, bugünün tembelinin o olduğunu fark ettim. Yılların annemce vazgeçilemeyen dizisinin sabah saatlerinde tekrar yayınlandığını duymuş ama bir türlü onunla izleme fırsatı bulamadığımdan, kahvaltımı (annem çok erken olduğunu düşündüğünden) yalnız Cesur ve Güzel’i izleyerek yaptım. Aman Allah’ım! O dizi nasıl da hala aynı. İnsanlar yaşlanmıyor ve çocukları onların boyuna gelip torunları bile oluyor, tekrar şaşırarak izledim. En son Stephane, Forrester şirketine el koydu, bilgilerinize…

Değişik bir sabah kahvaltısının ardından, çantamı toparlayıp, bitmek üzere olan kitabımın yanına ek bir kitap alarak evden çıktım.

Her sabah çıktığım saatten yaklaşık yarım saat evvel evden çıktığımdan ‘farklı bir yol deneyerek mi işe gitsem acaba?’ diye düşünürken, o saatteki trafiği bilmediğimden kendimi riske atmadım. Her zamanki gibi dolmuşa bindim ve son yolcu olduğumdan dolmuş hemen harekete geçti ve güneşli güzel bir yolculuğa başladık. Yol açık gibiydi, ta ki köprüye yaklaşana kadar. Ben o sırada kitabımı okuduğumdan, o hafif yoğunluktan hiç rahatsız olmadan (bolca da vaktim olduğundan) keyfim devam ediyordu. Sonra bir ara şöyle bir sağdaki penceren dışarı baktım ve hafif bir gülümsemeyle ‘keşke motorla ya da vapurla geçseymişim karşıya’ diye kendi kendime hayıflandım. Ama bugün hiçbir şeyin keyfimi bozmasına izin vermemek adına da olsun deyip manzaranın muhteşem keyfine daldım...

Elbette bu çok uzun sürmedi ve ben kitabıma geri döndüm. Bu sırada da acaba biraz daha ilerleyip bugün Kalamış’ta bir sahil keyfimi yapsam diye düşünsem de, vazgeçip her zamanki yolumdan işime geldim. Ancak olmam gereken saatten yaklaşık yarım saat önce buradaydım ve ofisin hemen önünde bulunan güzel parkın çay bahçesi bana bu sabah çok güzel göründü. O yüzden oturdum ve kendime bir çay söyledim. Kitabıma keyifle devam edip, çayımı da yudumlarken, aslında nasıl da zinde ve nasılda iyi olduğumu fark ettim.
Yaklaşık üç saat süren uyandığım andan, mesai başlangıcıma kadar olan zaman benim için çok keyifli ve güzeldi.

Etkileri hala sürse de işte çıkan küçük pürüzleri bu pozitif halimle kolayca atlattığımı fark ettim. Erken uyanmanın ne menem bir nimet olduğunu bilsem de, bu sabah biraz daha iyi anladım. Hatta bu uzun zamandır yazamayan bana tekrar yazdırmayı başaracak kadar keyifli bir sabahtı.

Gerçekleştirmeyi planladığım yeni projemde ise, akşamları keyifle yaptığım deniz yolculuklarını sabaha taşımak.

Devamını istediğim bu (bin tane sıkıntıma rağmen) huzurlu anlar, sanırım ruhumu doyurmama en iyi gelecek şeylerin başında geliyor

Mutlu sabahların devamı dileklerimle :)

 
Toplam blog
: 33
: 611
Kayıt tarihi
: 05.05.09
 
 

Yazı genelde beni rahatlatır... Ancak yazabiliyorsam... Bazen içimde düğümlenir herşey... Bazen de ç..