Benim dünyama hoş geldiniz...

Anlamlarını derinler de sakladığım bir çok ihaneti gömdüm kalbime... İçtim geçmişi hatırlatmayacak ve yarınları düşündürmeyecek kadar... İçtiğim sigaranın sonunu da bulamadım... Gittiğim yolların ucu bucağı olmadı... 

Daha ne kadar ihaneti göğüsleyerek kaç şişe , kaç sigara ve umudumu çöpe atacağım.Daha kendimi kaç defa söz vereceğim kötü olacağıma dair.Yaşamın kıyısında kaç gece daha sahte sevişmelerle kendimi otel odalarından dışarı atacağım.Özlemini duyduğum sadakat kavramını kaç kişide daha sorgulayacağım..... 

Kimseyi sevemiyorum artık... > Yoruldum... Korkularımın esiri oldum. Esrarengiz bakışlarımla yoluma bakıyorum. Kimi zaman kendimi tanımakta bile zorlanıyorum. Kendi kendime konuşuyor düşünüyor ve hareket ediyorum... Anlam vermek istemiyorum anlamsız hayatlara. Hakikatlerden kaçmıyorum tam aksine üstüne gidiyorum yılmadan. Serseri ruhumu kontrol edemiyorum eskisi gibi. Patlamaya hazır bir bomba misali fünyenin ateşi ile oynuyorum. Annem'in verdiği hayat dersinde ateşle oynama kuralını ben bozmuştum bir kere. Benim hayatım bir ateş olmuş cehennem gibi yanan benliğimde. Aslında bana dokunan yanacağının farkında değil... 

Bitmeyen gururumun efendisiyim şimdi. Hayat beni uslanmaz bir çocuk gibi durmadan yere düşürüyor ama ben her seferin de ayağa kalkıyorum ve meydan okuyorum. Daha ölmedim diyorum. Azrail'e sesleniyorum gökyüzüne bakarak haykırıyorum al bu canımı kurtar beni diye ama oda duymuyor sesimi. Ölmeyi deniyorum her gece yıldızların altında... 

Aslında bana kaderimin hediyesi olan ölüm, yaşarken ölmekten başka bir şey olmadığını anlıyorum şimdi. Yaşayan bir ölü.... 

Benim dünyama hoş geldiniz....