Beşiktaş- Fenerbahçe maçını seyretmek istemiyorum!...

İçinde Fenerbahçe sevgisi taşıyan, Fenerbahçe’nin maçlarını kaçırmayan birinden bu cümleyi duyduğunuzda ne düşünürsünüz? Kuşkusuz, aklınıza “Fenerbahçe’nin yenilmesini görmek istemiyorum.” ya da, “İş, işten geçti; yense ne olacak?” gelebilir.
Bunlar, Fenerbahçe’nin bu yılki futbolunun “zevk” vermediğinin ifadesidir.

Turkcell Süper Lig’de “havlu atan” bir Fenerbahçe...
Umutlar bir bir tükenmiş...
Aragones, puan kayıplarının ardından, “Mayısı bekleyin!” mejası veriyordu.
Aragones’in yaşına başına bakanlar, “Mutlaka bir bildiği var!” diye düşünüyordu.
Çünkü “deneyim” konuşuyordu.

İşte mayıs geldi.
Aragones’in “yerli politikacılar” gibi “umut pompaladığı” ortaya çıktı.
Umutsuzluğa düşen, aldatıldığını anlayan ne yapacak?
Tepki göterecek!
Bu, “tepki” gösterecek kişinin/ taraftarın karakterine/ kültür düzeyine göre değişir.
İşte arkadaşım/ komşum, emekli öğretmen Cahit Tosunbaş’ın “tepki”si şöyle:

"Beşiktaş-Fenerbahçe maçını seyretmek istemiyorum."

Arkadaşımın düşüncesi, maç saatine kadar değişir mi, değişmez, bilemem.
Ama bilinen bir şey var: Fenerbahçe, Turkcell Süper Lig maçlarında taraftarını çok üzdü.
Hoş, Beşiktaş’ı yense, ne değişecek?
Taraftarın üzüntüsü, hafifleyecek mi?

İşte mayıs geldi.
Mayısta ilk maç Beşiktaş’la İnönü’de...
29. Hafta’nın puan durumu “ayna gibi” karşımızda; olumlu hiçbir yorum gerektirmiyor.

Sivasspor : 60
Beşiktaş: 59
Trabzonspor: 53
Galatasaray: 52
Fenerbahçe: 48

Turkcell Süper Lig’deki umutlar, bir başka bahara kaldı.
Bu sezondan kala kala Fenerbahçe’nin elinde tek bir umut kaldı:
13 Mayıs’ta İzmir’de oynanacak Fortis Türkiye Kupası finali...
Rakip, Beşiktaş.
Arkadaşıma sordum:
“13 Mayıs’taki maçı...”
“O, kaçmaz!” dedi.
Ve ekledi:
“Tek umudumuz o!”