Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '11

 
Kategori
Spor
 

Beşiktaş'a tarihin tekerrürü uyarısı

Maç sonundaki görüntülerde ve Lig TV kameraları önünde Carvalhal’in yüzü gülüyordu; birinde 9 kişi kalmış olmasına ve kötü futbola karşın Gaziantepspor deplasmanından 1 puan almanın, diğerinde de Burcu Esmersoy ile karşılaşmanın verdiği heyecanı vardı.

Hiç eleştirmeyelim; siz futbol programının içine Burcu Esmersoy’u getiriyorsanız, Carvalhal’in de yorumuna ondan başlamasına bir şey demeyeceksiniz.

Kaç maçtır üst üste izliyoruz, konuşuyoruz, yazıyoruz, artık netleşmeye başladı; Beşiktaş’ın Portekizlileri maçın ikinci yarısının hemen başında oyundan düşüyorlar.

Dün Quaresma milli maç karışıklığı nedeniyle zaten sahada yoktu, Simao kendisini sol çizgiye dayadı, maç boyunca da orada saklandı durdu. Bir kere orta alana geleyim de bir top alıp ileriye doğru atak geliştireyim demedi.

Çizgide etkili miydi?

Hayır.

Gerisinde Aurelio, yanında Necip varken Fernandes’in bu takımda ne yapıyor olduğunu anlamak hiç kolay değil.

Bütün maç 60-70 metre içinde bir oraya bir buraya koşturmaktan Necip’in başı o kadar döndü ki kontrolü kaybedip son adama çarptı, tuttu, indirdi ve kırmızı kartı gördü.

Necip’in yeteneklerini tartışabiliriz ancak niyetini asla!

Yeri gelmişken cümlemizi tamamlayalım; Necip ve İsmail’in kırmızı kart gördüğü pozisyonlarda dahi Gaziantepsporlu oyuncuların gol atmaya niyetleri ve güçleri yoktu.

Necip’in rakibe müdahalesi sırasında genç oyuncunun nereden çıkıp nasıl hamle yaptığına bakalım bir de onun çok daha önünde ve çevresinde olanlara…

İşte bu Portekiz grubunun maçlarda oyundan çabuk düşmesi Beşiktaş’ın ikinci yarılardaki zorlanışının temel meselesidir.

Carvalhal, Bursaspor deplasmanında bu duruma müdahale etti ve maçı çevirdi. Dün kırmızı kart pozisyonlarına takıldı değişiklikleri.

Simao’nun bu kadar inisiyatifsiz ve sorumluluk almayan oyununu anlamak mümkün değil; kenarda bunu izliyor olmak daha büyük bir sorun olsa gerekir.

Gaziantepspor’a bir şeyler olduğunu, Fenerbahçe karşısında görmüştük ama sezonun başlangıcına vermiştik; Beşiktaş maçındaysa artık kel ortaya çıktı. Zaten Tolunay Kafkas’ın bu kadar kolay pes etmesi de normal değildir.

Olcan Adın olsaydı ne değişirdi?

Evet, belki atak oyunları daha bilinçli gelişebilirdi ancak Gaziantepspor’un en az Olcan kadar etkili oyunculara sahip olduğunu biliyoruz. Geçen sene Wagner’i Alex ile kıyaslayanlar vardı ülkemizde. Popov, Sosa ve özellikle de Cenk Tosun tüm beklentileri üzerlerinde toplayan oyunculardı.

Dün bu oyuncular sahte pozisyonlar yarattılar, hiçbiri inandırıcı olamadı.

Maçın kahramanı olarak Rüştü’yü yazan çok kişi vardır; oysa şöyle bir hatırlayalım kaç tane etkili şut çıkardı? Genellikle kanat ortalarını topladı durdu ki antrenmanlarda dahi arkadaşları herhalde Rüştü’yü bu kadar rahat bırakmıyordur.

İkinci kırmızı karttan sonra bile Beşiktaş’ın gole daha yakın akıllı hamleler yapacağını, pozisyonlar üreteceğini “hâlâ” düşünebiliyordum.

9 kişi kalmış bir takıma karşı ne yapacağını hiç bilmeyen bir Gaziantepspor izledik dün akşam.

Beşiktaş bir takım olmanın çok ötesinde parçalı görüntüler sunuyor. Bu parçalar kendi aralarında anlaşıyor olabilir ancak bir bütün haline gelemiyor.

Beşiktaş dün duran topları da etkili kullanamadı. Oysa Gaziantepspor özellikle ilk yarı kendisine oldukça fazla malzeme verdi bu konuda. Hele bu bölümde gördükleri sarı kartlar akıllı işi değildi.

Bu tespiti yapmak için erken olabilir; ancak takımın bir golcü sıkıntısı yaşadığı da gerçek.

Kuşkusuz daha ligin beşinci haftası tamamlanıyor ve takımlar arasında belirgin kopuşlar yok; ancak Beşiktaş’ın son iki sezonda yaşadığı şeyleri tekrar etme lüksü de olmamalıdır. Tarihin tekerrür etmesine izin vermek en büyük hata olur.  

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..