Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '10

 
Kategori
Spor
 

Beşiktaş zirveye bir kere daha yetişti ama...

Beşiktaş zirveye bir kere daha yetişti ama...
 

Futbolun en temel meselesi olan defans yapmayı becerebildiğiniz zaman ister istemez maç kaybetmiyor, becerikli ayaklarınızla da gol bulduğunuzda da puanları üst üste toplamaya başlıyorsunuz. Beşiktaş aynen geçen sene olduğu gibi ve yine sezonunun ilk yarısında Ankaraspor eşiğinden sonra izlediği seriye uygun bir çizgiye oturmak üzere. Öyle olunca da ligin tepesi ile arasındaki fark da kapanmış oluyor.

Bu Beşiktaş’ı bir kere daha şampiyon yapabilir mi?

Açıkçası önünde geçmesi gereken üç güçlü rakibi olduğu için işinin hiç de kolay olmadığını söyleyebiliriz.

Üstelik ortada çok ciddi bir Bursaspor gerçeği var ve Ertuğrul Sağlam çok farklı bir rövanş almak için kolları sıvamışa benziyor.

Diyarbakırspor karşılaşmasının tescili için Federasyonun neyi beklediğini bilmiyoruz; ancak olacağa da çare yok eninde sonunda bu karar verilecek ve maç Bursaspor lehine sonuçlandırılacaktır. Öyle olunca da ligin yeni lideri 52 puan ile Bursaspor olacaktır. Fazlası değil, Bursaspor geçen sene ligin son on haftasında yaptığı 7 galibiyet, 2 beraberlik ve bir yenilgi serisi bile, şampiyonluk için yeterli olabilir.

Mustafa Denizli’nin kendince geçen sene 24. hafta sonunda yakaladığı 48 puana ulaşmış olma hesabının tuttuğunu düşünebilir ancak önünde bu sefer geçen seneki Sivasspor gibi 1 puan değil tam 4 puan fark olacaktır.

Açıkçası Beşiktaş-İ.B.B. maçını izlerken bu düşünceler içindeydim.

On gün önce Fenerbahçe’nin sürekli hata yapan defansı karşısında oynayacak boş alanlar bulan Büyükşehir Belediye takımı Beşiktaş’ın kaya gibi sağlam geri dörtlüsünün arkasına tek bir top bile kaçıramadı. Zaten kadro olarak da eksik olduğundan fazlasıyla zayıf bir takım görüntüsüne büründü. İlginçtir eksiklik Fenerbahçe karşısında fazla sırıtmamışken Beşiktaş'a karşı tam anlamıyla ortaya çıktı. Bu nedenle Büyükşehir Belediye'nin oyununu eleştirmek için yeterince argümana sahip olamıyoruz.

Mustafa Denizli maça defansı ile orta sahasının arasına ekstra İbrahim Toraman’ı ön liberoya koyarak ile başladı. Sanki Ernst’in yokluğunda o bölgedeki olası boşluğu emektar oyuncusunun mücadele gücüyle doldurmak istemişti. Ancak İbrahim Toraman üst üste fauller yaparak ilk yirmi dakika içinde bu işi beceremeyeceğini gösterdi. Ayrıca Beşiktaş’ın dizilişi zaten rakibi kilitlemişti.

Uzun zamandır maç sırasında bir teknik adamın kısa süre içinde oyuncu tercihlerini sahada bu kadar kısa süre içinde değiştirdiğini görmemiştik. Mustafa Hoca rakibin de etkisizliğini gözlemleyerek Toraman’ı yerine sağ beke çekip, orta sahayı Fink ve Necip’e teslim edip, Ekrem’i de sol kanada alarak bizim alıştığımız dizilişe döndü.

Formda Tello ve Holosko’nun etki oyunu, Bobo’nun fırsatçılığı, Necip ve Fink’in görevlerini eksiksiz yapmaları zaten Beşiktaş gibi bir takıma yetti de arttı bile. Taraftar ikinci golden sonra kendinden geçerek havasını attı. Beşiktaş taraftarını keyfi yerindeyken izlemek de başka bir seyir zevki oluyor. Bazen sahada ne olup bitiyor olduğundan çok insan tribünlerde neler yapılıyor daha çok merak ediyor.

Büyükşehir Belediye’deki tanıdık defans oyuncusu Can Arat’ın futbolculuğuna hiçbir şey ekleyememiş olmasını büyük bir ilgiyle izleme şansımız oldu. Kuşkusuz iyi bir stoper kolay yetişmiyor, emek istiyor. Önümüzde bir Servet Çetin örneği varken karar vermek için acele de etmemek gerekiyor ama Beşiktaş’ın hücum silahları karşındaki eksiklikleri fazlasıyla düşündürücüydü.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..