Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '10

 
Kategori
Spor
 

Diyarbakırspor düşmek mi istiyor?

Diyarbakırspor düşmek mi istiyor?
 

Diyarbakırspor yönetimi yaşadığı şehirde yaklaşan tehlikenin farkına varıp, önlemlerini alabilse, yükselen tansiyonu düşürmek için taraftarının kalbini okşayacak cümleler kurmuş olsa belki cumartesi günü Bursaspor maçı başlayacak, oynanacak, büyük bir ihtimalle de yeni teknik direktörünün yarattığı heyecan ile Diyarbakırspor rakibini yenebilecekti.

Oysa böyle olmadı; sanki bütün Diyarbakır bu maça kilitlenmiş ve ligin ilk yarısında Bursa’da yaşanan rezaletin intikamını almak için organize olmuşlar gibiydi.

Diyarbakırspor’un bu ligde olması adı konulmamış toplumsal mutabakat sözleşmesi gibi bir şeydir. Çünkü sporun birleştirici, dostluk duyguların güçlendirici etkisinden sonuna kadar yararlanmak istenmektedir. Nasıl Ermenistan ile aynı gruba düşmemizle başlayan ilişkilerde bir yumuşama başlamışsa örnekleri çoktur.

Bu anlamda Diyarbakırspor temelde hiçbir lig takımımızın direkt olarak rakibi değildir.

Yılın hemen başında gerçekleşen yayın ihalesiyle artık Süper Lig’de bulunmanın çok büyük bir ekonomik getirisi de oluşmuştur.

Fenerbahçe için yayın gelirleri belki bütçesinin %15-20 kadarına denk gelebilir; ancak bir Anadolu takımı için bu pay belki de tamamına eşdeğerdir. Öyle olunca özellikle Süper Ligin kendisi, futbol kulüpler ve o şehirler için çok ciddi bir ekonomik kaynak durumuna gelmiştir. Bir anlamda havuzda toplanan para ile şehirlere fon transferi yapılmaktadır.

Bu kaynağın o şehirde nasıl bir dönüşüm yaratacağı da ortadadır.

Sezon arasında sporun gençler için nasıl bir gelecek alternatifi olacağını konuşmuştuk. Kaynak arttıkça kulüplerin bu fonu altyapıya yönlendirmesi gerektiğinin altını çizmiştik.

Lafı uzatmayalım; bu kaynağın Diyarbakırspor için ne kadar önemli olduğunu ayrıca söylememize gerek var mı? Doğu ve özellikle Güneydoğu Anadolu gençleri için spor ekstra bir umuttur. Dünyanın neresine giderseniz gidin en başarılı sporcular ekonomik olarak geri kalmış ülkelerden, bölgelerden, şehirlerden ve varoşlardan çıkar. Ancak Türkiye’de yaşayan gençler bu şansı da hiçbir zaman zorlamıyorlar.

Fransa milli takımının 1990 ile 2008 arasında dünya futboluna damgasını vurmuş futbolcularına bir bakın, nerelerden geliyor, kaynağı hangi ülkelerdir, varoşlardır?

Diyarbakırspor elindeki bu avantajı elinin tersi ile itmeye hazırlanmaktadır.

Bunu daha ligin üçüncü haftasında Fenerbahçe’ye karşı takındıkları tutum sonrasında da yazmıştım.

Peki, Diyarbakır'ın Carlos'la, Türkiye'de henüz üçüncü maçına çıkmış Cristian Baroni, Gökhan Gönül'le ne derdi olabilir? Sahaya atılan yabancı maddelerin arasında domates bile vardı. Çakmak, içi sidik dolu pet şişe, çakmak, beton parçası, taş, kırılmış koltuk...

Ligin üçüncü haftasında küme düşme tehlikesi falan mı yaşıyor? Diyarbakır'a Türkiye'nin en popüler takımı gelmiş, adamlar futbol izlemek yerine onların kanını akıtmaya çalışıyor. Diyarbakır'da bu sefer kara futbol yenildi... 24.08.2009

Diyarbakır’ın derdinin artık sportif olmadığı da ortadadır. Spor kendi örgütlenmesiyle bunu çözmeyi başaramayabilir; çünkü bizim bilmediğimiz bir takım spor dışı etkenlerin burada ön plana çıkmaya başladığını söylemek ya da en azından buna göre hareket etmek gerekir.

Diyarbakırspor öyle ya da böyle kendi dinamikleriyle ligden düşürülmek isteniyor gibi. Sanırım ne demek istediğimiz anlaşılmıştır.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..