Bilek güreşini kim başlattı?

Cumhuriyetimizin kurucu Partisi CHP büyük sancılar yaşıyor.

Referandum öncesi referandum ve referandum sonrası gelişmelere bir göz atarsak vesayetten kurtulmak için bütün müesseselerde olağan üstü gelişmeler yaşanıyor.

53 yıldır iktidar yüzü görmeyen CHP Liderini olağan olmayan bir yolla değiştirmek zorunda kaldı.

Bu durum kamuoyunda CHPde değişim diye pompalandı, CHPnin oylarında gözle görülür bir artış medyanın da pompalaması ile meydana geldiği yazıldı, çizildi.

Ama bazı çevreler ısrarla Kılıçdaroğlunun Önder Sav'ın gölgesindeki liderliğinin partiyi iktidara taşımayacağına olan itirazları vardı. Açıkçası iktidarda bu gelişmeyi sakin bir şekilde içten içe sevinerek karşılıyor dalaşmaları fazla ileri boyuta taşımıyordu. Kılıçdaroğlunun liderliğini ispat için iktidara kontrolsüz saldırıları İktidarın puanlarının artmasına CHP oylarının düşmesine neden oldu.

Bu arada beklenmeyen bir gelişme daha yaşandı. Cumhuriyet Başsavcısı tüzüğünle ilgili bir uyarı yayınladı.

Bu uyarıyı Kılıçdaroğlu muhalifleri Deniz Baykal dahil fırsat bildiler ve yeni tüzüğe göre parti meclisini toplayarak Önder Sav ve arkadaşlının hakimiyetini perçinleme hesabı yaptılar.

Cumhuriyet Başsavcısı öyle demedim istediğim yeni tüzüğe göre partinin yeniden yapılandırılmasının yeterli olacağını açıklayınca CHPdeki çatlak depreme dönüştü.

Neden?

Neden Cumhuriyet Başsavcısı devreye girmişti.

Kılıçdaroğlu satır aralarında Ecevitvarı mesajlar vererek partinin bu yolla iktidara geleceğini düşünüyordu ve haklıydı ama parti içinde yerleşik hakim gurup rahatını bozmama adına ve hakimiyetini sürdürme adına, değişime direnme adına çeşitli enstrümanları devreye sokarak karşı durduğunu beyan etti.

Bu akılla CHPnin iktidar olması mümkün değildi.

Toplumsal meselelere uzak bir parti iktidara gelemezdi.

Ama hemen kurultay deyip rakiplerini yerle bir etme fırsatı yerine bizzat kendisi tarafından yapılan bir listeyle rakiplerini ekarte edip liderliğini ispatın peşine düştü.

Kemal Kılıçdaroğlunun en büyük yanlışı bu bana göre.

Bilerek yapılan bu yanlışların arka planında büyük bir hesap var.

Bu hesap PKK nin sivilleşmesi ile ilgilidir.

Her ne olursa olsun, CHP ülkeyi federasyonlara götürecek, açılım adına Kürtlere geniş özgürlükler verecek düzenlemelere evet diyemez.

Kılıçdaroğlunun başörtüsü ve terör konusunda referandum ve sonrasına ortaya attığı görüşlerin geniş bir tabanda yankı bulması ihtimali statükocu kesim tarafında bilerek dumura uğratıldı.

Bunları gören Kılıçdaroğlu liderliğini, Gandiliğini ispat etmeye çalışırken Gorbaçev’e benzedi.

Gorbaçev Sovyetleri devirdi. Parçaladı böldü ve gitti.

Kılıçdaroğlu seçime 8 ay kala partisini yönetenleri iktidar olamaya ve parti içinde muktedir olmaya ikna edemedi.

Şimdi bu çalkantı ve depremden sonra CHP nin yurt dışından pompalanan çözümlere garanti verme şekline göre Kılıçdaroğlu devam edecek veya silinip gidecektir.

CHP olası bir iktidar ihtimaline karşı çeşitli olasılıklara hazır hale getirildi.

Sadece düğmeye basılacak.

Durduk yere neden tüzük ve tüzüğün uygulama şekli piyasaya sürüldü?

Doğal olarak parti liderini değiştirip 53 senelik başarısızlığın sonuçlarını değerlendirse ve tedbirlerini alsa, iktidardan bıkan yüzde elli insanımızın umudu olabilirdi ve Ecevit varı bir sıçrama yaşayabilirdi.

Ama öyle olmadı maalesef.

Tetiği başkaları çekti. Ama içerden, ama dışardan.

Bu sağlıklı, ülke yararına olan bir durum değildir.

İstanbul’da oturan, Ankara’da oturan il başkanları ile başarı yakalanamaz.

Cahil il başkanları ile bu başarı yakalanamaz.

Kılıçdaroğlu, “ya hep ya hiç” diyerek ilk günden lider olma yolunda kendi özgür iradesi ile adımlar atsaydı bütün hesaplar alt üst olabilirdi.

O nedenle “Bilek Güreşini Kim Başlattı?” sorusu ile başladım yazıma.

PKK silahlı güçlerini Kuzey Irak’a çekiyor güya. Teslim etmiyor, Demokles’in kılıcı gibi başımızın üstüne tutuyor.

Seçime kadar eylemsizlik kararı almış.

Oyunu ben görüyorum. İnşallah milletimiz de görür.

Sevgi ve saygılarımla