Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '20

 
Kategori
Deneme
 

BİLİNMEZİ ANLAMLANDIRMA

Eğitimle çağ atlamak mümkündür. Eğitim; ehil ellerde ve kararlılıkla uygulandığı zaman bu pekâlâ mümkündür. Kararlılıkta yanlışta ısrar etmek anlaşılmasın. Ancak eşitler arasında uygulanmayan, uygulanamayan demokrasi bir zaman sonra seçkinlerin, örgütlülerin ve toplumları yönlendirenlerin demokrasisine dönüştüğü bir ortamda herkesin mutlu aynı anda sistemden beklentilerinin giderilemeyeceğini de varsaymak gerekir. Dahası kendi sistemini uygulayacak yeterli ve nitelikli kadroları olmayan toplumların bildikleri kadar yapabilecekleri de bilinen bir gerçektir. En nihayetinde herkes bilgisi ve görgüsü ölçüsünde bir şeyleri gerçekleştirebilir. Buradaki anahtar ifade iyi niyet olmak şartıyla sistem ne kadar düzgün de olmasa neticede bir şeyleri başarmak mümkün olur ancak bu toplumda devrim niteliğinde değişiklikler vücuda getirmekten uzaktır.

Mevzu ülkemiz olduğundan gelenekler, görenekler ve hem İslam Dini ve bu dinin tam olarak anlaşılamaması bu dine geleneksel yaklaşım ve bu din elden gidiyor olgusunun toplumun önemli bir kesiminde olan karşılığı öte yandan günümüzde sadece gerçekte adı kalmış Kemalizm yaklaşımını savunanların korkularının oluşturduğu genelde iki kutuplu yaklaşım, toplumu iki renk olarak ayırmaya zorlamaktadır. Tüm bunların zaman zaman karşılığı olsa da dünya dönmekte bugün hemen her şey dünden farklı yaşanmaktadır. Bu ifadeyle dün değersizdir, dünü silip atmalı demek istemiyorum.  Basamaklar üst üste gelir ve alttaki basamak olmazsa üstteki basamak olmaz. Ancak öte yandan bazı yanlışlarda ısrar etmenin de anlamı yok. Bir insan, bir toplum ancak korkularını bir kenara bıraktığında ve adım atmaya karar verdiğinde yanlış dahi olsa ilerleyebilir. Bu ilerleme nasıl olacak? Türkiye’de birçok insanda geçmişten getirdiği inançlar yavaş yavaş terk edilmekte, bu inançlar terk edildiğinde de insan aslında bir anda yok olmamaktadır. Dün doğru olduğu kesinlikle eleştirilmemesi gereken bir konu olan tabular her geçen gün daha da tuzla buz olmakta yine insan yaşamaya devam etmektedir. Dinde, edebiyatta, teknikte bilimde gerçek nedir? Bir kısım insanlar ve görüşler her şeye bilimin karışmasının özellikle dini zayıflattığını savunabilir. Öte yandan bilimde, felsefede, çığır açan insanların dinsiz olduğunu da düşünmek, “İbni Sina, İbni Haldun, Harezmî, Ali Kuşçu, Farabi, Cezeri” ve şu anda aklıma gelmeyen binlerce Türk ve İslam âlimine hakaret olur. Düzenli eğitimin olmadığı bir dünyada geldikleri aşama, zamanlarının şartları da göz önüne alındığında ilham vericidir. O halde felsefe zararlı değildir. Bilim de dinle çelişmemelidir. Neticede Allah yarattığı evrende kendi kurallarını da inşa etmiştir ve bu kurallar bilimle anlaşılıyorsa bilim neden dinle çelişsin?

Bir cümle ister düzenli olsun, ister devrik; içinde özne, nesne, fiil, zarf ve birçok kelimenin bir araya gelerek anlamlı şeyleri anlamlandırmaya yarayan iletişim ve kayıt araçlarıdır. İçinde kullanılan kelimelerin yanlış ve yerinde kullanılmaması nasıl anlamı bozarsa iletişimde de kişinin cümledeki kelimeleri anlamaması anlamı bozar. Söz konusu cümle bu ayet ya da hadis de olabilir; anlaşılmak isteniyorsa bunların manasının anlaşılması duyan, gören için birçok açıdan önemlidir. En nihayetinde oradaki harfler Allah’ın ayetlerini ifade etse de görsel bir figür değildir. Manası vardır. Manası olduğu için, manasından ötürü değerlidir.  Aynı şekilde yabancı dilde yazılmış bir metin, bir makinenin kullanma talimatı olsun bu; okuyan bu dili “tam ve eksiksiz olarak” anlamıyorsa söz konusu belgenin kullanıcıya faydası yoktur. Her iki durumda da anlamak, tam ve eksiksiz anlamakla artı değerlerin inşa edileceği unutulmamalıdır. Bazıları şiirselliği, söz dizilimindeki uyum ve ahengin büyüsünün bozulduğunu ve söz konusu metinlerin asla Türkçeleştirilmemesi gerektiğini iddia ederler. Söz konusu belgeleri sadece uzman insanların anlaması gerektiğini iddia edenler de bizim toplumda hatırı sayılır bir yere sahiptir. Bu durum İslam’ın temel felsefesi ile çelişmektedir. Ruhban sınıfı yoktur ifadesi değiştirilip ruhban sınıfı vardır manasına gelen dine tamamen zıt anlamlar yükleyen ve geçimini bu işi bir sektör haline getirip, bu işi kazanç kapısı yapanları anlamak mümkündür. Bu anlayış; mesajların gerçek anlamlarının kullardan özenle gizlenmesi manasına da gelebilir ki bu durumda Allah’ın kullarının yanıltılması çok daha kolay olur ve olmuştur ve olmaya devam etmektedir. Bunun en son canlı kanlı örneği birkaç yıl önce ve acı bir tecrübe sonucu bu coğrafyada, bu ülkede gerçekleşmiştir.

Bir şeyin öğrenilmesi demek; tam ve eksiksiz öğrenilmesi demektir. Bunun için yüzlerce hatta binlerce soru sorulması gerekiyorsa anlamlı ve anlamsız demeden sorulmalı ve mutlaka her soruya cevaplar aranmalıdır. Soru sormayı bırakan beyin yarı ölüm hali yaşayan bir beyin haline gelir ki bu durumda beyinlerin durağan hale geçmesi gerçekleşir. Beyni sorularla dolu olmayan bir toplumda büyük gelişmeler sağlanması akla zarar, hayalden öte bir beklentiden başka bir şey değildir.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..