Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '13

 
Kategori
Eğitim
 

Bir dakika engelli olabilir misiniz? - 2 (Tekerlekli sandalye ile kısa bir gezi)

Bir dakika engelli olabilir misiniz? - 2 (Tekerlekli sandalye ile kısa bir gezi)
 

(Tekerlekli Sandalye ile Kısa Bir Gezi)


Düşünün, tekerlekli sandalye’ye mahkûm olmuş bir engellisiniz. Hayatınız boyunca gitmek istediğiniz her yere bu tekerlekli sandalye’yle ulaşmak zorundasınız. Ondan ayrılma şansınız yok ve asla onsuz olamazsınız.

Çarşıya ya da bir arkadaşınızla görüşmeye gitmeniz gerekiyor muhtemelen gideceğiniz birçok yerde uygun bir rampa bulma olasılığınız düşük olacaktır ve tekerlekli sandalyenizle merdivenlerden çıkmanız ya da inmeniz gerekecektir. Bu basamaklar sizin için hiç de kolay olmayacaktır tabi eğer düşmez, bir yerinizi kırmazsanız şanslısınız çünkü tekerlekli sandalyeyle merdivenlerden geçmek bir hayli zorlu hatta imkânsızdır.

Ancak dertler bununla da bitmiyor merdivenleri geçtiniz diyelim bu sefer önünüze kocaman bir kaldırım çıkıyor, hele bir de kaldırımların yüksekliği abartılıysa işiniz oldukça zor demektir. Fakat hedeflediğiniz yere gidebilmek için bu kaldırımları tekerlekli sandalyenizle aşmaktan başka bir çareniz yok.  Belki aşamazsınız ve size bu engel olan kaldırımlarda saatlerce birinin size yardım etmesini beklemek zorunda kalabilirsiniz. Neyse ki sonunda bu kaldırımları da aşıp yola koyulabildiğinizi varsayalım ancak bozuk yüzeyli yollar sizin için tam bir kâbusa ve yol işkencesine dönüşüyor hele bir de kış aylarında bir türlü temizlenmeyen buzlu yolları aşmaksa çok daha büyük bir işkence halini alır. Bu arada paraya ihtiyacınızın olduğunu düşündünüz ve bir bankamatiğe vardınız ancak bankamatiğin alt kaldırımı ve para çekmek için kullanmak istediğiniz ekranın yüksekliği sizin için bir engel kapısı daha ortaya seriyor. Ne kaldırımı aşmak ne de o yükseklikteki ekrana erişmek mümkün değil. Vazgeçiyorsunuz para çekmekten ve bir ulaşım aracına binerek hedeflediğiniz yere daha kısa sürede ulaşmayı istiyorsunuz ancak tekerlekli sandalyeyle ulaşım araçlarını kullanmak isterken çok daha farklı sıkıntılarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Ulaşım araçlarındaki kapıların darlığı ve yüksekliği, araca binebilmeniz için taşıtlarda uygun basamak bulunmaması gibi yetersizlikler size bir kez daha engel oluyor ve istemeseniz de bu fikirden de vazgeçmek zorunda kalıyorsunuz.

Yolun ortasında kaldınız ve iyice sıkılmaya, bunalmaya başlıyorsunuz birde şu kaldırım işgalcilerini önlemek adına yapılan koruyucu mantarlar, zincirlerler yok mu işte onlar tekerlekli sandalyenizle bir yere gidebilmeniz ve yoldan geçebilmeniz için adeta engel olmakta ve geçebilmek tam bir yol işkencesine dönüşmektedir. Neyse ki zar,zor ilerlediğiniz yolun hemen karşı tarafında kocaman bir sinema salonu gözünüze çarpıyor, harika bir film gelmiş ve gitmek herkes gibi sizde bu filmi izlemek istiyorsunuz. Büyük bir hevesle oraya doğru ilerliyorsunuz ancak sinemanın önünde ne engelliler için uygun bir rampa ne de engellilerin rahatlıkla içeriye girebileceği uygun ölçülerde bir kapı bulunmamaktadır. Nasıl çıkar  ve nasıl girersiniz bu merdivenlerden demeden sinema salonları da size engel olmaktadır.

Sinirleriniz ve psikolojiniz iyice geriliyor ama derdinizi de kimseye anlatamıyorsunuz içinizde ki ses adeta sessiz bir çığlığa dönüşüyor ah bir de etrafta acıyarak bakanlar yok mu bilmezler ki siz onların başaramadıklarını başarıyorsunuz. Yaşadığınız hayal kırıklıkları size artık eve dönmeniz gerektiğini düşündürmeye başlıyor zaten etrafta hiç tekerlekli sandalyeyle giden hiçbir engelli de yok. Hem nasıl olsunlar etrafınızda bu kadar engel varken, nasıl dışarı çıkabilsinler diye düşünürken birlikte eğlenen arkadaşları, sevgilileri görüyorsunuz ne güzel el ele tutuşmuşlar cafelerde, parklarda gezip, oturuyorlar. Eşiniz ya da sevgiliniz, arkadaşlarınız aklınıza geliyor birden belki de çocuğunuz ama sizin onlarla cafelerde, parklarda oturmanız hatta gezmeniz bile sırf bu  kaldırımlar, uygunsuz rampalar yüzünden adeta bir hayale dönüşüyor. İçinizdeki ses, sessiz bir çığlığa dönüşürken çığlık daha da yükseliyor ve mırıldanarak söyleniyorsunuz engelsiz bir hayat bizim de hakkımız değil mi?

Sevgili dostlar, Siz hiç tekerlekli sandalye’yle merdivenleri çıkmayı denediniz mi?  Ya da yüksek rampaları aşmaya çalıştınız mı? Çıkamadığınız kaldırımlarda tek başına saatlerce beklediniz mi? Hiç bir ulaşım aracına binmeye çalıştınız mı? Çok istediğiniz halde tekerlekli sandalyeyle Tiyatro, sinema ya da bir konsere gitmeyi denediniz mi?  Sonunda yalnızlıktan sıkılıp arkadaşlarınızla buluşmak istediğinizde bu engeller yüzünden hiç gidemediğiniz ve yapayalnız bırakıldığınız oldu mu? Düşünün…

Bir dakika olsun düşünün…

Çünkü birilerini yalnızlaştırdığımızı ve onlara nasıl engel olduğumuzu bilmek için sadece bir dakika olsun düşünün ve tüm bunların çözümünün yine sizler olacağını bilin. Yaşamak sizin olduğu kadar onlarında hakkıdır.

ANIL YÜCEL

 
Toplam blog
: 49
: 1939
Kayıt tarihi
: 13.04.09
 
 

Malatya İnönü üniversitesi ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi mezunu, Özel Eğitimci-Yazar, çeşit..