Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '08

 
Kategori
Eğitim
 

Bir eğitimcinin anıları

EĞİTİM İLE İLGİLİ (ROMAN) ANILAR (50)

Yazarı: Hesabali Turan

Yazar bu kitapta, kendi hayatını en ince ayrıntılarına kadar anlatır. Yalnız kitabını çıkarmaya ömrü yetmez. Kitabın müsveddesi, ölümünden sonra oğulları tarafından bulunur ve yayınlanır.

Yazar ilk başta ailesini anlatır. Baba ve anne arasında dayanışma vardır. Babanın kazanç için gurbete gittiği günlerde evin tüm iç ve dış işlerini anne yürütür.

Yazarın eğitim hayatı köy hocasının medresede verdiği Kur’an eğitimiyle başlar. Yazarın Kur’an öğrenmesinde annesinin yardımları etkili olur. Kur’an hatmi yapıp on kez tekrar yaptıktan sonra medrese kapanır. Böylece, yazar da Mushaf’ı kapayıp kutusuna koyar ve elli üç yıl kabında öylece kalakalır.

Yazar ilkokula dokuz yaşında başlar ve bu dönemde Latin Alfabesi yeni kabul edilir. Bu dönemde öğretim, harf yöntemi ile yapılmaktadır. Yazar ilk başta sınıfın geri öğrencileri arasındayken, bir anda sıçrama yapar ve başarılı öğrencilerin arasına geçer. Böylece hayatı birinciliklerle devam eder. Yazarın 5. sınıf öğretmeni Hayri Bey gözleme, deneye çok önem vermektedir. O devrin bütün imkansızlıklarını yenip, basit araçlardan yararlanarak yaptığı zor deneylerle öğrencilere faydalı olmaktadır. Yazarın, Artvin’de ortaokula başladığının üçüncü günü, Fen Bilgisi öğretmeni çarıkla okula girilemeyeceğini, ayakkabı ya da iskarpin giyilmezse okula alınmayacağını söyler. O da okuma arzusuyla, cebinde olan 115 kuruşun 100 kuruşuyla ayakkabı alır. Çünkü, Ortaokulu bitirmenin, kendisine ekmek kapısı açacağını düşünür. Bu yüzden okulu başarılı bir şekilde bitirebilmek için bütün gayretiyle çalışır. Ortaokuldan sonra Erzurum’da Öğretmen Okulunda, Öğretmen Okulundan sonra da Yedek Subay Okulu’nda okur.

Yazar askerliğini yedek subay olarak yapar. Kendisine erlere eğitim vermesi söylendiğinde, talimatnameye uygun eğitim verir. Hatta bu kuralcılığı komutanıyla arasını açar. Komutan kendi istediği şekilde eğitim verilmesini istediği için yazara kızar. Ama komutan talimnameyi okuduktan sonra hatasını anlar ve artık eğitimler talimnameye göre yapılmaya başlanır. Yazar askerlikte de başarısını devam ettirir ve çeşitli görevlere atanır. Bu görevlerden, 2. Bölük Takım Komutanlığı baki kalmak üzere yedek subaylığının devam ettiği Mayıs 1942 - 23 Nisan 1945 tarihleri arasında aşağıda sıralanan hizmetlerde de çalışır:

1. Sıhhıye Takım Subaylığı

2. Karacabey Hava Meydan Muhafız Komutanlığı

3. Manyas – Kızaksa Hava Meydan Muhafız Komutanlığı

4. 10. Bölük Komutan Vekilliği

5. Emir Subaylığı

6. İaşe Subaylığı

7. Tahkimat Komutan Yardımcılığı

8. Muhtelif Tarihlerde 2. Bölük Komutan Vekilliği

9. Havan Takım Komutanlığı.

Yazarın askerlikte de çalışkanlığını kanıtlayan bir anısı şöyledir: Tabur Emir Subayı Mahmut Taylan izne ayrılır ve Emir Subaylığı boş kalır. Taburdan gelen bir emirle Mahmut dönünceye kadar Emir Subaylığı kendisine verilir ve İdare hakkında en küçük bir bilgi dahi verilmez. Karargaha gider ve göreve başlar. Daktilodan, evraktan bihaberdir. Yazıcı bir er vardır fakat, beceriksiz ve daire işlerinden bihaberdir.

Alay manevraya hazırlandığı için, hazırlıkla ilgili yazışmayı muntazam yürütmek gerekmektedir. Azarlanmak, cezalandırılmak işten bile değildir. Böyle bir duruma düşmemek için gece gündüz çalışmak gerekmektedir. Çalışarak acemiliği yenmek zorundadır. Bunun için, işe başladığı gün dosyaları masaya yayar. Muhtevalarını kısmen kavrar. Gelen emirlere cevap yazamaz. Akşam olunca sakinleşir. 5 numara gaz lambasını yakar. Yazı makinesini önüme koyar ve onunla uzun bir tanışma çalışması yapar. Dosyalarla gelen yazıları karşılaştırır. Verilmesi gereken cevapları makinede yazdıktan sonra, sabaha doğru yatmaya gider. İşler, kendisini düşündürmektedir. Uyuyamaz. Erkenden dairenin yolunu tutar. Dosyalar üzerinde incelemelerimi sürdürür. Birkaç gün içinde durumu kavrar. Hiç bir aksaklığa meydan vermeden Emir Subaylığı hizmetini yürütür. Yazışmalar sonuçlanır. Alay manevra için araziye çıkar. Arazide bölük, tabur ve alay manevraları kendisi tarafından yürütülür. Taburun alayla ve bölüklerle haberleşmesini ve irtibatını mükemmel sağlar.

Manevralar tümen seviyesine yükseldiği sırada Mahmut izinden döner. Emir Subaylığı sona erer. Ama aynı gün alay İaşe Subaylığı emrini aldır. Hareket halindeki alayın beslenmesini kendisi temin edecektir. Emrine on yedi adet atlı araba verilir. Her sabah Bandırma’ya gider, alayın ekmek ve diğer erzakını alır, akşama da alaya ulaştırır.

Yazarın öğretmen olarak ilk tayini Samsun’un Gümenüs Köyüne çıkar. Ama, bunu bir türlü kabullenemez. Çünkü, okulu pekiyi derece ile bitirmiş, modern eğitim ve öğretim teknikleriyle yetiştirilmiştir. Onu köy okuluna vermek, uygun olur mu hiç? Okul müdürü, on altı yıllık öğretmen ve yazara göre kendisi olması gerekirken, o makama başka bir adamı oturturlar. Bunun üzerine yazar, adamın mesleğinde yetersiz olduğunu hissettirip onu kaçırmanın yollarını arar. Yazar karşılaştığı olaylar sonucunda kendisinin bir şey bilmediğini, müdürün daha tecrübeli olduğunu kabul eder. Yazar öğrencilerle ilk dersinde tanışma faslından sonra onların seviyelerini tespit etmeye çalışır.

Yazar öğretmenlik hayatında da çalışkanlığını sürdürür, ve o dönemde ülke yokluk içinde olmasına rağmen elindeki imkanları en iyi şekilde kullanarak, iyi bir eğitim vermeyi hedefler.

Yazar Veliköy’de öğretmenlik yaparken, Köy Enstitüsü mezunu birisi “başöğretmen” olarak onun okuluna atanır. Başöğretmen göreviyle gelen kişi bilgisiz ve tecrübesizdir. Yazar, o kişiye yardımda bulunur ve öğrenmesi gereken her şeyi ona öğretir.

Yazar daha sonra “gezici başöğretmenlik” görevine atanır. Gezici başöğretmenlik görevinde bulunurken, çeşitli köylerde okul yapılmasını sağlar ve kendisi de bizzat okulların yapılmasına katkıda bulunur.

Yazar, gezici başöğretmenlik görevinden sonra İlköğretim Kısım Denetmenliği görevine atanır. Yazar ilk önce öğretmenlerin eğitimine önem verir. Kısacası yazarın bölgesinde öğretmenler, öğretmen hüviyetini kazanırlar. Çalışmalarından randıman alan, öğrencilerine faydalı olan kişiler haline gelirler. Yazar, hangi göreve gelirse gelsin, o görevi en iyi şekilde yapmaya çalışır. Öğrenir, öğretir, uygular ve uygulatır.

Yazarın 16 yıl çalıştığı Şavşat ve Ardanuç’ta Milli Eğitim şekillenir ve oturur. Yazar yaptığı teftişlerde gayet adil davranır. Hislerine, duygularına kapılıp adam kayırma yapmaz.

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..