Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '10

 
Kategori
İnançlar
 

Bir garip yolculuk...

Bir garip yolculuk...
 

"Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz".


İnsanoğlu, gözlerini açtığı bu dünyada, aslında bize göre uzun Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in Hadis-i Şerifinde; “Bu dünyadaki yaşam, uzun bir yolculuğa çıkmış bir atlının dinlenmek üzere yol üstünde bir ağaç gölgesinde verdiği kısa bir mola kadardır” diye belirttiği üzere kısa bir yolculuğa çıkmış bulunmaktadır. Bu yolculuğun sonunda ahiret hayatı vardır; “Allah hanginizin daha iyi bir amel yapacağını/ihsan kıvamında yaşayacağını denemek için ölümü ve hayatı yaratmıştır” (1) ve “Her nefis bir gün ölümü tadacaktır” (2) buyurmaktadır. 

Ahiret kaygısı taşımadan kötü huylara ve günahlara müptela olmuş ve bunları kendisine hayat standardı haline getirmiş kimseleri Hz. Mevlana Mesnevi isimli eserinde çamura düşen eşeğe benzetmektedir; “Hızla yürürken çamura düşen eşek bile oradan kalkıp kurtulmak ister. Yerleşmek için çamuru düzeltmeye, düştüğü yeri yaşanır hale getirmeye çalışmaz. Çünkü, eşek bile oranın (düştüğü çamur deryasının) yaşanır bir yer olmadığını bilir. Gönlü kötü huy, günah ve arzular çamuruna düşen kimse eşekten daha mı duygusuzdur ki, silkelenip kalkmaz? Üstelik günah işlerken yorumlarda bulunur, kendini haklı bulmaya çalışır ve kendisini alçaltan duygulardan kurtarmak için çaba sarf etmez. Oysa Allah-u Teala, kulunun işlediği günahları bilmekte, kulun vicdanı da günahlardan dolayı kendi kendini suçlamaktadır. Fakat o kör sırtlan gibi gurura kapılmış ve suçlarını (günahlarını) görmemiştir” (3). 

Allah-u Teala, “Settâru’l-uyûb” yani ayıpları setredici sıfatı ile bu dünyada herkesin kusur ve ayıbını setretmekte açığa vurmamaktadır. Fakat mizan kurulduğunda herkes yaptıklarıyla ve söyledikleriyle yüzleşecektir. 

İnsanlar doğumla başlayan, ölümle sonuçlanan yani Allah-u Teala’dan gelip Allah-u Teala’ya doğru devam eden bir yolculuk halindedir. Böylece insan fani olan bu hayatta bir dünya yolculuğu yaşamakta, ama ardından Allah-u Teala’ya dönüşün ifadesi olan ahiret yolculuğuna doğru hazırlanmaktadır. Nitekim Allah-u Teala bir başka Ayet-i Kerimesinde; “O gün nice yüzler vardır ki, apaktır. Nice yüzler de vardır ki, kapkaradır. Yüzleri kapkara olanlara imandan sonra kafir mi oldunuz? denilir. Yüzleri akpak olanlara gelince onlar Allah’ın rahmeti içindedirler. Orada ebedi kalacaklardır” (4) buyurmaktadır. 

Kısaca, ahiretin tarlası olan bu dünyada, bu bilinçle yaşamalı ve bu dünyada her ne yaparsak ahirette karşımıza çıkacağını unutmamalıyız. Malum olduğu üzere, buğday ekilen tarladan buğday biçilir. Siz hiç buğday ekipte arpa biçebileni gördünüz mü?

Hak dostu Yunus Emre’nin bir beytinde dediği gibi;
Verende O, alanda O. Nedir senden gidecek.
Telaşını gören de can senin zannedecek
”.

Hz. Mevlana ise bir beytinde:
"Benim dediğin her şey aslında senin değil, bir emanettir unutma.
Ne kadar çabalarsan çabala, ölüm var sonun da kendini avutma


Rabbim, bizleri doğumla birlikte çıktığımız ve ahiret hayatımızın şekilleneceği bu fani dünyada ahireti ve ölümü unutmadan yaşayan kullarından eylesin İnşaallah...

Bu vesile ile yeni Hicri Yılınızı ve mübarek Muharrem ayınızı tebrik eder. Hakkınızda ve hakkımızda hayırlara vesile olmasını Mevla’mdan niyaz ederim. 

Sağlıcakla Kalın... 

6 Muharrem 1432
12 Aralık 2010
 

DİPNOTLAR:

1- Kur’an-ı Kerim, Mülk Suresi, Ayet No:2.
2- Kur’an-ı Kerim, Ali- İmran Suresi, Ayet No:185.
3- Mesnevi, C. 2, b. 3341-3349.
4- Kur’an-ı Kerim, Al-i İmran Suresi, Ayet No:106-107. 

 
Toplam blog
: 108
: 2366
Kayıt tarihi
: 05.04.08
 
 

1972 Haziranında  Eskişehir'de doğdum. Edirne'de ikamet ediyorum. Duygu ve düşüncelerimi yazıya d..