- Kategori
- Şiir
Bir Kadeh...
Anlatılmazlığın, anlatılmışlığın iklimine saklı, “Hayat”
Di’li geçmiş zamanın, “ilkbahar”ı.
Anı’ları / an’ı sonbahara ulaştıran, istasyonun
Kara trenin rayına sıkışan,
Sol yanın sızısı, susuz yazısı.
Bir kadehin içine saklar, içerim “seni”
İçtikçe;
Mevsim kışa döner, bazen.
Bedenim, ev saçağını teslim alan, buz sarkıt soğuğu.
Bazen de masmavi gökyüzünü teslim almış,
Bir martının kanat çırpışında, uçuşan tüyün esintisi
Yansır, ruhuma.
Gelmişini…
Geçmişini…
Sığdıra bilir misin? Bir kadeh’e…
Ay ışığın, denize vuran huzmesin de, oluşan yakamozun
Anlatılmazlığını…
Bir bebeğin, ağlamasındaki, saflığı, yalınlığı ; çıkarsızlığı.
Anlatılmışlığını…
Dört mevsimi, yaşamın iklimine teslim alan,
Günleri… Ayları… Yılları…
Sığdırırsın…! Bir kadeh’e…
İşte o zaman kırılır, bir kadeh.
Batar / kanatır durur, kırılan kadehin parçası,
Ömrünce can evini…
Sedat Çalışkan