Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '12

 
Kategori
Deneme
 

Bir Ödüllü kısa Film - Gülümse

Bir ödüllü kısa film bana bu satırları yazdıran. Kısacık ama konusu öyle derin ki… adeta benim hayat felsefem haline gelen gülümseme ile ilgili. Bir tatlı ve içten tebessümün insanların hayatına yaptığı güzel dokunuşları  ve olumlu değişimleri  anlatan güzel bir film.

Gülümsemeyi es geçenlerin, unutanların, umursamayanların, dudak bükenlerin, gülümseyerek yaklaşanlara karşılık vermeyi çok görenlerin izlemesi ve ders alması gerekli bir film bana göre.

Sarı saçlı dünyalar tatlısı bir kız çocuğu, elinde kağıt mendiller ve yüzünde kocaman bir tebessüm… kısa filmimiz böyle bir sahne ile başlıyor.

Kız çocuğu altı yedi yaşlarında var yok, oldukça sevimli ve güzel. Ama esas güzel yanı gülümsemesi… öyle hoş bir tebessümü var ki, sanki başının etrafında pırıltılı bir güneş taşıyor gibi. Ki o güneş ışıltıları karşılaştığı her insanı mutlulukla sarıyor.

Kız çocuğu sahilde bankta oturan ve ağlayan genç bir kadının yanına yaklaşıyor. Yüzündeki tebessümü bozmadan, elindeki mendili uzatıyor. Genç kadın çok üzgün, çevresindekileri görecek hali yok. Belli ki sevdiğinden yeni  ayrılmış, hüznün pençesinde; etrafına karşı tüm duyularını kapatmış. Bir an gözgöze geliyorlar ve o tebessüm dolu minik yüzün aydınlığı genç kadını  vuruyor ve tebessüm ettiriyor belli belirsiz. Mendili alıyor, çantasından bozuk para çıkarmaya çalışırken; bizim küçük iyilik meleğimiz çoktan yanından ayrılıp tebessümünü başkalarıyla paylaşmak için yoluna devam ediyor. O sırada genç kadın, sevdiğine cepten mesaj atma cesaretini gösteriyor.

Hüznün diğer cephesindeki genç adam, bir meyhanede içkiyle acısını avutmaya çalışırken, gelen mesajla aniden hüznü üzerinden atıp gülümsüyor. Hesabını ödeyip çıkarken, servisini yapan garsona hayli yüklü bir bahşiş bırakıyor. Bahşişe şaşıran ama aynı zamanda çok sevinen garson, iş çıkışı evi için alışveriş yapıyor. Dönüşte kuşlara yem satarak geçimini sağlayan yaşlıca bir kadınla yolları kesişiyor. İçindeki mutluluğu paylaşarak çoğaltmak isteyen garson, kuşlara yem atarken biraz önce aldığı bahşişlin bir kısmını da yem satan kadına bırakıyor. Kendisini mutlu edip gülümseten genç adamın yaptığını yaparken bir yandan da gülümseyerek mutluluğunu paylaşıyor ve bu arada yaptığı güzellik davranışla adeta çoğalıyor.

Yaşlı kadın aldığı para karşısında yarı şaşkın ama çokça mutlu bir halde evine dönerken alışveriş yapıyor. Ve aylarca et girmeyen evine et alıp bir güzel kızartıyor. Sofrayı hazır edip oturduğunda, kapıdan evin minik paylaşımcısı giriyor. Hem evine gelmenin hem de ne zamandır özlemini duyduğu nefis kokunun sevinciyle yaşlı kadına mutlulukla sarılıyor. Bakın şu tesadüfe ki fakir evimizin bu minik paylaşımcısı sabah kocaman gülümsemesi ile insanların  hayatına bir iyilik perisi gibi dokunan sevimli kızdan başkası değil.

İzlerken yüzümde kocaman bir gülümseme, gözlerimde ise yaşlar vardı. Kaleme alıp yazarken yine aynı duygusallıkla kelimeleri ardı ardına sürükleyen elime hakim olamadım. İstedim ki bu güzel film bir iki kişiye daha ulaşsın. Pek çok kişi içten bir gülümsemenin,  hayatını olumlu yönde değiştirdiğini görsün ve bir damlayken deniz olsun.

Yüreğiyle bu güzel esere imzasını atan Sn. Ahmet Şerif İzgören’i tüm kalbimle kutluyor ve bana bu filmi fark etmemi sağlayan Sevgili Sercan Aktaş’a  teşekkür ediyorum.

Sevgiyle hep tebessümle kalın. Ve unutmayın ki BİR tebessüm bir anda BİN TEBESSÜM olur.

Belgin ERYAVUZ

21.02.2012

  

 
Toplam blog
: 437
: 561
Kayıt tarihi
: 09.04.11
 
 

Makine mühendisiyim, bir kız annesiyim. Okumayı, yazı yazmayı, yazarak paylaşımlarda bulunmayı, insa..