Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Aralık '11

 
Kategori
Kitap
 

Bir tatlı "Huzur"...

Bir tatlı "Huzur"...
 

Huzur’ la yolculuğum çok uzun sürdü ama sonunda tamamlandı. En başta Mümtaz ve Nuran, ardından İhsan ve Suat uzun bir dönem yanımdaydı. Bir ara yoruldum ve bıraktım.  Araya başka hikâyeler, başka kahramanlar girdi. Sonra geri döndüm ve nihayete erdirdim.

Huzur’ a başlamadan önce üzerimde bir baskı oluştuğunu söylemeden edemeyeceğim. Zira Türk edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biri olarak anılan bir yapıtı okurken olumsuz duygular geliştirmek baştan yasakmış gibi geliyor. Ama sıkıldığım, koptuğum ve beğenmediğim bölümler oldu. O zamanlarda insan “ben de bir eksiklik mi var da, anlayamıyor muyum?” diye düşünmeden edemiyor.

Ama aslında durum başka.

Niteliği çoktan belirlenmiş durumların hemen hepsinde aynı durum geçerli oluyor. Bilirsiniz durum komedilerinde nerde gülmeniz gerektiği bellidir.  İşte bir kitabın arkasında da “en…” ile başlayan cümleler varsa, daha kitaba başlamadan onu beğenmek zorunda hissediyorsunuz kendinizi. Belki de yalnızca ben, bilemiyorum.

Uzun tasvirler ve eski Türkçe kelimelerin fazlalığı romanın içine rahatça girmemi engelledi. Ama azmin elinden ne kurtulabilmiş ki?

Yalnızca bunları düşünerek romanı ağır, karmaşık ya da sıkıcı olarak nitelendirmek mümkün ama bu çok basit olur. Bana kalırsa “Huzur” mesai harcanarak okunması gereken bir kitap. İçinde, her seferinde farklı bir şey çıkararak dönüp dönüp okuduğum öyle cümleler, öyle paragraflar var ki, bu son zamanlarda okuduğum kitaplarda rastlamadığım bir şey. Romanın esas gücü de buradan geliyor bence…

Tanpınar’ ın tasvirlerinde çok sık kullandığı bir sıfatı, kendi eserine çok yakıştırdım.

“Huzur” lezzetli bir roman.  

 
Toplam blog
: 22
: 588
Kayıt tarihi
: 08.12.06
 
 

Sabun köpüğüne alerjili organizma! Ankara' nın en sert kışlarından birinde doğmuşum ki zaman ..