Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '10

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Birçok din ve kültürün barındığı, doğunun göz bebeği; Şam

Birçok din ve kültürün barındığı, doğunun göz bebeği; Şam Boma ve Bizans gibi topraklarından bir çok devletin geçtiği Şam’ı görüp de hayran olmayanyok gibidir. Osmanlı’dan kalma bir alışkanlık olarak bizlerin “Şam”, Araplar’ın ise “Dımeşk” dediği bu tarihi beldedir. Şam’ın sokak ve caddeleri gezerken ana vatandan çok uzaklarda hissetmezsiniz kendinizi. Çünkü bu şehir farkında olmadan sizinle bir ruh bütünlüğü kurar, hayal ve isteklerinize yepyeni manalar yükler. Bir gülün yapraklarını açışı gibi kapılarını ziyaretine gelenlere açar.

Doğusu cami, batısı kilise idi…

Şam’a nereden gelirseniz gelin Emevi Camisi karşılar sizi. Şam Kalesi’nin yanında şehrin merkezinde yükselen bu cami, İslam dünyasının ayakta kalabilen en eski mabetlerinden biridir. Şam’ın tarihi kadar eski olan Emevi Camisi, yeryüzünde bulunan camilerin en büyükleri arasında yer alıyor aynı zamanda.
Güzelliği, ihtişamı, sanatsal ve tarihi değeriyle eşi ve benzeri bulunmayan Emevi Camisi’nin geçmişi milattan önceye kadar dayanır. Hıristiyanlık öncesi Roma’da üçüncü yüzyılda Jüpiter tapınağı inşa edilir. Roma, Hıristiyanlık dinini kabul ettikten sonra tapınak dördüncü yüzyılda John The Baptist (Vaftizci John) adına kiliseye çevrilir. Şam’ı fetheden Müslümanlar Hz. Ebu Ubeyde b. Cerrah’ın (r.a) gözetimi altında 635 yılında camiye çevirir. Bu tarihten sonra yapının doğu tarafı cami olarak müslümanlara hizmet eder, batı tarafı ise kilise olarak Hıristiyanların mabedi olmaya devam eder. Yetmiş yıl boyunca aynı yapı hem kilise hem de cami olarak iki dinin ibadethanesi olur. Müslüman nüfusun zaman içinde artması sonucu cami olarak kullanılan bölüm yetersiz kaldığından binanın tamamı camiye çevrilir. Ancak Emevi Halifesi Velit b. Abdulmelik, Hıristiyanların şehrin muhtelif yerlerinde kiliseler yapmasına izin vererek onların da hakkını gözetir.

Cennet ve Cehennem’i sembolize eden figürler
Bu tarihi yapı Müslümanlar tarafından restore edilirken avlusunda bulunan, Hıristiyanlara ait göz alıcı mozaik resimlere sanatsal ve tarihi değeri olduğu için dokunulmamıştır. Mabedin dışı figürlerle, camları da birbirinden güzel renklerle bezenmiş küp şeklindeki taşlarla süslenmiştir. Hıristiyanlar kendi hayal dünyalarında oluşturdukları cenneti, caminin avlusunda bulunan sütun ve kapılar üzerine sanatsal bir incelik içinde işlemişler. Bir bölümü zamana yenik düşüp tahrip olsa da bu tasvirlerin bazı örnekleri günümüze kadar ulaşmış.


Caminin 3 minaresi ve 4 ana kapısı bulunmaktadır. Doğu tarafında burç üzerinde yükselen minare “İsa Minaresi” diye bilinir. Bir rivayete göre Hz. İsa’nın (a.s) yeryüzüne teşrif ettiğinde bu minareye ineceğine inanılır. Kuzey tarafında kalan “Gelin Minaresi”ni ise efsaneye göre zengin bir adam kızını evlendirirken yaptırmıştır. Bu minareye Gelin Minaresi denilmesinin bir diğer sebebi ise gelinin düğün yerinin tam ortada durması gibi minarenin de avlunun ortasında bulunmasıdır.

Hz. Yahya’nın kabri, Hz. Hüseyin’in mübarek başı bu camide

Müslümanlar için Emevi Camisi’ni önemli kılan nedenlerden biri de cami içinde Hz. Yahya’nın (a.s) kabri. Hz. Zekeriya’nın (a.s) oğlu olan Hz. Yahya (a.s) Yahudileri hak dine davet ettiğinde onların zulmüne uğrayarak öldürülmüştür.

Tarihi seyir içinde birçok değişime maruz kalan yapılar gibi Emevi Cami’nde de değişiklikler olur. Bir ara hanımlar bölümünde büyük bir yangın çıkar. Bunun üzerine birçok kadın ziynet eşyalarını vererek bölümün yeniden inşa edilmesine katkıda bulunur. Hıristiyanların döneminde çocukların vaftiz edildiği su kuyusu da bu bölümdedir.

Duvarlarını Hz. Hud’un (a.s) yaptığı rivayet edilir

Emevi Camisi’nin fazilet ve ünü bütün İslam dünyasınca bilinir ve büyük bir hürmet gösterilir. Aynı zamanda duvarlarının Hud (a.s) tarafından yapıldığı da rivayetler arasında yer alır.

İbn-i Batuta bu mescidin öğretmen ve öğrencilerinden bahsederken ilginç bilgiler verir. Hem çocuklar hem de büyükler için bir eğitim ocağı olduğunu söyler. Çocuklar için yazı hocası ve okutma hocası ayrıdır. Çocuk önce okumayı öğrenir sonra yazmayı. Bu şekilde eğitilen öğrencilerin yazılarının daha güzel olduğuna inanılır.

Beşinci asrın imamı ve müceddidi, İslam alimlerinin en büyük yıldızlarından biri olan İmamı Gazali (k.s) eserlerinden birkaçını bu camide yazmıştır.

Her köşesinden tarih akan Emevi Camisi, sayfalar dolusu kitap yazdıracak kadar zengin bir kültürel geçmişe sahip. Emevi Camisi’ni ziyaret ettiğinizde kısa bir süre de olsa yüzyıllar ötesine yolculuk yapar, geçmişle günümüz arasında bir köprü kurarsınız. Bu büyük mabet tıpkı Şam’da bulunan diğer tarihi yapıtlar gibi zamanın eskitemediği duruşuyla bir masal gemisine benzer.

Şam’ı merak edenler için yazmaya devam edebilirim.
 
Toplam blog
: 19
: 850
Kayıt tarihi
: 23.01.10
 
 

Trabzonluyum. Doğu dilleri fars dili ve edebiyatı mezunuyum. Çocuk edebiyatı özelliklehikaye ve mas..