Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '09

 
Kategori
Haber
 

Biri yer biri bakar!

Biri yer biri bakar!
 

Başbakan döner yerken, öğrenciler dayak yedi..


Biri yer, biri bakar; kıyamet ondan kopar;

"Bir toplumun sahip olduğu varlıklardan her fert bir adalet çerçevesi içinde yararlanmalıdır. Eğer böyle olmaz, adaletli davranılıp hak gözetilmez, sadece bir kısım insanların yararlanmasına göz yumulup diğer insanların yararlanmasına fırsat verilmezse kargaşa çıkar; kavga baş gösterir, toplumdaki sosyal barış zedelenir, düzen bozulur, insanlar birbirlerine düşer."

6 kafadar üniversite öğrencisi akşam üzeri (malum havalar çok sıcak) Ankara Sakarya Caddesi'nde dolaşıyorlar.

Bulurlarsa koyu gölgeli bir bank oturacaklar.

Evlerinde klima yok, sıcaktan bunalmışlar.

Aslında bir iş bulsalar çalışacaklar.

Zamlı harç paralarını ödemek için aile bütçesine katkı koyacaklar.

Oysa işi olanlar bile işinden oldular.

Sabah kahvaltısıyla duruyorlar.

Saatler akşama ramak kaldığını gösteriyor.

Ellerinde su şişeleri açlıklarını su ile yatıştırıyorlar.

Cadde üzerinde restorantlar sıralanmış.

Beyaz önlüklü aşçılar ellerinde kocaman bıçakları döner keserler.

Caddeden geçenlerden karnı tok olanların bile canı çekecek cinsten.

Parası olmayanlar şöyle yan gözle bakıp geçiyorlar.
Sonra derin bir iç çekiyorlar

Paylarına sokaktaki simitçiden kuru bir simit düşüyor.

Döner kokuları caddeyi bir baştan bir başa sarmış

Sakarya Caddesi kalabalık.

Basın mensupları ellerinde kameraları, Birbirleriyle itekleşerek flaşları patlatıyorlar.

Belli ki önemli bir olay var orada.

Ya da büyüklerden birisi (hani ülke yönetiminde söz sahibi yerli –yabancı olabilir)

6 üniversite öğrencisi merakla koştular.

Kameraların çekim yaptığı yöne baktılar.

Gözlerine inanamadılar.

Karşılarında Başbakan...

Kocaman bir tabakta pilav üstü yaprak döner yiyor.

Yanında bakır maşrapada bol köpüklü buz gibi ayran.

Üstelik kendi partisi milletvekilinin lokantasıymış burası.

Torpilli olsa gerek. (bol kepçe)

Yağsız yerinden (malum kırmızı etin yağlısı kolesterol yapar)
Diyeceksiniz halkımız kemik bulsa suyundan çorba yapıp içecek.
o zaman haline şükretmesini bilecek.

Başbakan yoğun çalışıyor, yorgun elbette en güzelinden döner yemek hakkıdır.

Başbakanı döner yerken gören üniversite öğrencilerinin ağızlarının suyu akmaya başlamasın mı.

Sonrasında Midelerindeki dansözler zil çalıp oynamaya başlamazlar mı?

Midenin salgıladığı açlık suyu midelerini iyiden iyiye yakmaya başlar.

Mide yangınlarını söndürmek, acılarını dindirmek için,
Hazır Başbakanı karşılaaarında görmüşken yardım istemeyi uygun bulurlar.
Hep bir ağızdan.....
Başbakanım yandım... yandım..... yardım.... İmdat.

Açız…… açız…. Midemizde yangın varrrrrr…… Başlamazlar mı çığlık atmaya.

Başbakan siz döner yiyorsunuz ama biz açızzzzzzz.

Birden içlerinden birisi

Biz de Allah kuluyuzzzzz..! şarkısını söylemeye başlayınca hep birlikte eşlik ederler şarkıya.

Sen misin yemek yiyen Başbakanın karşısında şarkı söyleyen. (Öncelikle günah. Yemek yerken şarkı söylenmez. Yılan dahi su içen insanı sokmazmış.)

Üstüne üstlük Sokakları ağız sularıyla ıslatan. Yoldan geçen insanların kafalarını bulandıran

Bir anda gerek Başbakanın korumaları, gerekse halkın can güvenliğini sağlamakla görevli polislerimiz ellerini sedye yaparak, öğrencileri sille tokatlıyarak sonra yere yatırıp, ayaklarını başlarına basarak..

Gözleri yaprak dönerlerini görmesin diye en acılısından biber gazı sıkarak, yaka paça karga tulumba koruma altına alınmışlar.

Gerek cadde ortasında gerekse yol boyunca klimalı polis arabasında, polis amcalarından yedikleri ve içtikleri ile tüm ağrı ve sızıları sona ermiştir.

Halkımızdan kendini bilmez bir takım insanlar polislerin öğrencileri sevmesini hazmedemeyip(kıskançlık parayla mı) tepki göstermişlerdir. Başbakan afiyetle karnını doyurup klimalı makam aracıyla makamına gitmiştir.

Öğrenciler; ağrı ve sızılalırının tam olarak dinmesi için gece boyunca karakolda kontrol altında yoğun bakımda tutulmuşlar.
Sabah olunca kontrol için adliyeye sevk edilen öğrenciler savcılardan sağlam raporu alarak takip edilmelerine gerek kalmadığı gerekçesiyle evlerine gönderilmiştir.

Kulakları iyece çekilmiş, (kulaklarının uzaması çekilmekten değil açlıktan) bir daha Başbakanın bulunduğu ortama gitmemeleri öğütlenmiştir. Ankara'nın göbeğinde, Sakarya Caddesinde başbakan Döner yerken açız diye bağıran öğrencilere haddini bildiren hükümet Demokratik açılım yapacakmış...(Kürt açılımı) mış mış mışıl mışıl uyusunlar sesini çıkaranları biber gazı ile doyursunlar...
Sayın Başbakan; Öğrencileri duyabildiniz mi? Gehleceğimiz gençlerin sesini kısmak yerine dinlemek, anlamak, dertlerine çare aramak demokratik açılımdan sayılmıyor mu? Açız diye bağıran öğrencilere tahammül edemeyenler Demokrasiye nasıl tahammül edebilecek çok merak ediyorum.
En iyisi Tüm bunları cüppeli hocaya sormalı!
Tok açın halinden anlamaz. Ama açlık bir insanı dinden de imandan da eder. Hatta kıyameti bile koparır.
Öğrenciler, biri yer biri bakar; kıyamet ondan kopar atasözünün Anayasa’ya aykırı olduğunu ileri sürerek dava açma hazırlanıyorlar.(Komşusu aç iken tok yatan, [gerçek] mümin değildir.) [Buhari]

http://www.milliyet.com.tr/Guncel/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1124572
 
Toplam blog
: 221
: 1905
Kayıt tarihi
: 27.09.06
 
 

Evli bir kız çocuğu babasıyım. Yüksekokul mezunuyum. Bir kamu kurumunda çalışıyorum.16.03.2017 ta..