Birileri bizi düdüklüyor mu?

“Hapı yuttuğumuzun resmidir” desem yeridir arkadaşlar. Ben ki “iyimserlikte” kantarın topuzunu kaçıranlardanım ama bu yeni “durum” karşısında dehşete kapıldığımı itiraf etmeliyim!

Oysa yavaş yavaş da olsa alışıyordum Milliyet Blog’un Beta şeyine… Hoş; insan zamanla nelere alışmıyor ki? Sevgili Beran Uzer Hanım’ın kulakları çınlasın; onun da dediği gibi “yazmak isteyen her yerde yazar” elbette! Üyeler de ara vermeden “yazılarını” yazıyorlar gördüğünüz gibi. Ve hatta okudukları yazılara “Eline, yüreğine sağlık” diye yorum bile gönderiyorlar; “mesajlar” aracılığınla bir güzel “kaynatıyorlar”, eskiden olduğu gibi!

Ama ve lakin şu “mesaj” işinde trafik biraz karışmış gibi… “Teknik bir aksaklık” deyip geçmek de pek mümkün değil!

Değerli üye Ohannes’in mesajı geldiğinde pek önemsememiştim. Ohannes usta şaka yapıyor zannetmiştim.

Şöyleydi değerli tertibimin mesajı:

“Sevgili kardeşim Ömer Faruk Memcikyılmaz, merhaba. Sizin yorumunuza mesaj yazmıştım, bugün baktığımda silinmiş olduğunu gördüm, çok özür dilerim. Bu akşam bir daha yazmaya çalışırım. Saygı ve sevgilerimle… Kendine iyi bak, sağlık ve esenlikler dilerim. Kardeşin Ohannes!”

E ben de şaka sever bir üye olduğumdan hemen çöktüm klavyenin başına ve Ohannes ustanın mesajını bir güzel yanıtladım:

“Merhaba Sabiha Rana Hanım! Silinmiş mesajınızdan inanın ki haberdar değilim. Madem tekrar yazacaksınız, o zaman özür dilemeniz de gerekmiyor bence. Ne var ki şu “Ömer Faruk Memcikyılmaz” meselesini pek anlayamadım! İşin içinde bir de “Ohannes” kardeşim var ki ört ki ölem yani! Sanırım birileri bizi düdüküyor! Ne diyeyim, Allah yardımcımız olsun.”

Durum; Ohannes ustanın ikinci mesajıyla açıklığa kavuştu tabii. Ömer Faruk Bey’e göndereceği mesajı yanlışlıkla bana göndermiş! Her ikimiz de “olur böyle şeyler” deyip geçiştirdik olayı. Konuyu tam unutmuştum ki “A-Blok” rumuzlu üyeden de bir mesaj gelmez mi? Şöyle diyordu A-Blok rumuzlu üye:

“Bloğunuzu inceledim, gördüm ki; Milliyet Blog’un çok popüler yazarlarındansınız, beni fark etmeniz bile benim için onur oldu. Belirtmek istedim.”

Ne yalan söyleyeyim dostlar; mesajı okuyunca koltuklarım kabardı! Tam “ağzımdaki peyniri” düşürüyordum ki “Kendine gel salak oğlum” dedim! “Sen bu üyeyi tanımıyorsun ve henüz tek bir yazısını da okumadığından onu fark etmen mümkün değil…” Ne var ki mesaj pek hoştu arkadaşlar! E ben de bozmadım ve bu güzel mesajı yanıtladım tabii:

“ ‘Popüler’ ne demek, A-Blok Hanım? Ben bu sitenin kralıyım yahu! Sizi ben fark etmeyeceğim de kim fark edecek? Buraları benden sorulur amaaa; sizi pek çıkaramadım nedense! Neyse artık! Tarafımdan fark edilmeniz önemli. Başarılarınızın devamını dilerim.”

Sayfasına gidip incelemediğimden “A-Blok Bey’e” “hanım” diye hitap etmişim ki affedilir bir yanlışlık olmasa gerek! Bu vesileyle kendisinden özür diliyorum tabii!

Tam bu olayın şokunu üzerimden atmıştım ki, değerli üye “sennur” Hanım’dan bir mesaj gelmez mi?

Üstelik bayram değil, seyran değil!

Sennur Hanım’ın gönderdiği mesajı da sabırla okudum tabii…

“Maksut Bey, geçen gün muhtar hanıma gittim saat dokuzu geçiyordu ama yerine gelmemiş. Aradım durdum. Kendime güzellik salonu için bir yer arıyorum bilginiz olsun. Mahallenin güzel bir yerinde mütevazi bir güzellik merkezi açacağım da bende “alet edavat” çok fazla olduğundan çok da küçük olmasın. Yardımlarınızı bekliyorum. Baktım siz de çay ocağında yoksunuz. Ali Haydar da balık almaya gitmiş. Size bu notu bırakıyorum. Selamlar.”

Evet arkadaşlar; bir takım dolaplar dönüyordu ama ne? Acaba şahsıma yönelik bir “komple” teorisi mi söz konusuydu? MB ahalisi birlik olmuş beni ayar mı etmeye çalışıyordu? Hiç bozuntuya vermeden Şennur Hanım’ın mesajını da yanıtladım tabii:

“Demek ‘olmuşken büyüğünden olsun’ diyorsunuz, Şennur Hanım. Öyle ya; sizde alet edevat fazla! Maksut Bey’i tanımam ama Ali Haydar’ı görürsem söylerim tabii. Sanırım onu ‘güzelleştireceksiniz’. Selamlar, saygılar.”

Gördüğünüz gibi değerli arkadaşlar. Sanırım bu tür yanlışlıklar sadece benim başıma geliyor. Tamam! Milliyet Blog Beta’nın yeni yüzü bir tasarım harikası ama bu “mesaj” trafiğinin karışması pek de hayırlara vesile değil!

Mesaj bölümünün işlevi oldukça kapsamlıydı biz üyeler için!

Artık gönül rahatlığı ile kaynatmak; pardon mesajlaşmak pek “güvenilir” olmasa gerek!

“Yanlışlıkla” gelen bir mesaj daha vardı ama anında sildim mesela… Sanal aşklara saygım sonsuz ama söz konusu mesaj oldukça “cik cikliydi” yani!

Allah’tan ben varım da bu tür “yanlışlıklara” parmak basabiliyorum.

Ne demişler; “balik bilmezse halik bilir” işte!

Sanırım “arızayı” kısa zamanda düzeltirler.

Haaa! Bana kalırsa düzeltmeseler de olur…

Bilirsiniz; severim ben şenliği!

Güzel pazarlar efendim.

Not: Söz konusu mesajlar sayfamdadır. Ü.C