Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '18

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Biz de Tanrıçalar Geçidi'ndeydik

Biz de Tanrıçalar Geçidi'ndeydik
 

Tanrıçaların dansı. (Fotoğraf: Gülçin ERŞEN)


Geçenlerde Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ZurnaZen Festivali ile ilgili paylaşım yaparken; “Müziğin ve sanatın evrensel dilini konuşabilen ve / veya anlayabilenler, dünyaya barışı getirip, yaşamı güzelleştirir” demiştim. Sanki bu sözümün ödülüymüşçesine hemen ertesi gün yine sanatla iç içe bir gün geçirdim…

Güllük’te oturan bir öğretmen arkadaşımın kız kardeşi ressam. Bodrum Alazeytin’de Sanatçı Ender Güzey’in bu yıl ilkini 7 Eylül – 31 Ekim tarihleri arasında düzenlediği Tanrıçalar Geçidi Festivali için İstanbul’dan geldi. Etkinlik öncesinde yapmaya başladığı duvar resmini de etkinliğin ilk günü tamamlayarak, katılımcılara canlı bir gösterim sunmuş oldu. Hafta sonu Güzey’in bahçe, atölye, sergi salonu ve konutu kapsayan, kendi tasarımı olan ve ARThill adını verdiği yerine gittik. Buranın önünden geçen Karya – Leleg yolunun antik çağda Tanrıçalar Geçidi / Ana Tanrıçaya Giden Yol” olarak anılması, Güzey’in bu projesine esin kaynağı olmuş.

Bolca fotoğraf çektikten sonra; Ender Güzey ile görüşüp bilgi aldım. 1951 İstanbul doğumlu Güzey, Münih Güzel Sanatlar Akademisi’nde Prof. Mac Zimmermann’ın asistanlığını yapmış. Mönchengladbach VHS’de Güzel Sanatlar ve Yaratıcılık Bölüm Başkanlığı ve Doçentlik görevine getirilmiş (1978 – 1982). 1990’ların başında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde performans dersleri vermiş. 1990’ların ortalarında da İstanbul Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin kuruluşuna destek olup, orada da hocalık yapmış. 1982’den bu yana çalışmalarını Münih, İstanbul ve Bodrum’daki atölyelerinde bağımsız sürdüren sanatçının gerçekleştirdiği, katıldığı çok uzun bir yayın, sergi, proje listesi var.

“Sanatı hak edenler alır”
Ender Güzey, 40 yılı aşan sanatçılık geçmişinin ardından, Bodrum’daki bu müzesini 2015’te açmış. Aslında burada sürekli kendi eserlerini sergiliyor, ilk kez böyle bir karma sergiye yer veriyor. Bu etkinlik için; Bodrum Belediyesi, Kempinski Otel, Goethe Enstitüsü, Bodrum Ticaret Odası, Colortone Boyaları, UGM (Ünsped Gümrük Müşavirliği)’nden ve tanıtım konusunda da Feza Fırat’tan destek aldıklarını belirten Güzey, şunları söyledi:

“ Suyu susayana verdiğiniz gibi, sanatı da ilgilenenlere, meraklılarına verirsiniz. Yaz-kış burada yaşıyorum. Sanatçının emekliliği olmaz, yaşam boyu üretir. Türkiye’de kültür en alt seviyede. İnsanların kültür ve sanatla alışverişi o kadar azaldı ki; bu ülkenin imajına zarar veriyor. Yurt dışında ‘Türkiye’de sanat yapılıyor mu?’ diye soruyorlar. Hükümetler, devlet sanata önem vermezse, bundan en fazla ülke ve halk zarar görür. Ne yazık ki; dünyanın gidişhatı da sanata doğru değil. Oysa, dünyayı sanat kurtaracak…”

Sanatın tüm dalları bir arada
Türk ve Alman sanatçıların resim, heykel, duvar resmi, fotoğraf, seramik, Land Art (Arazi Sanatı) eserlerinin sergilendiği etkinliğin açılışında hoş bir sürpriz vardı: Güzey’in tasarımladığı kostümler içindeki dansçıların, yine seramik sanatçılarının yaptığı çalgılar ve canlı müzik eşliğindeki gösterileri epey ilgi çekti. Etkinliğin ilk gününde Adnan Saygun anısına Piyanist Elif Önal kısa bir konser verdi. Festivalin diğer günlerinde de konserler, film gösterimleri ve konferanslar sürecek.

Ayrıca, hergün 17.30 – 21.00 arasında ARThill’in agora bölümünde Alazeytin kadınları kendi ürünlerini pazarlıyor.

Oğlum, bu sanat festivalinin açılışındaki tek çocuk olmakla övündü. Çocuklara ücretsiz olan etkinliğe katılmak isteyenlerlerden girişte 20 TL ücret simgesel bir ücret alındığını da belirtmekte yarar var.

Gelecek vadeden genç ressam
Sergideki tek duvar resmini etkinlik sırasında tamamlayan 1983 doğumlu Sevtap Yılmaz, “gelecek vadeden genç ressam” nitelendirmesini fazlasıyla hak ediyor. 12 yıldır resim yapan ve 8 yıl önce İstanbul Cihangir’de kendi atölyesini açan Yılmaz, sanat geçmişini şöyle özetledi: Üniversitede Resim Bölümü’nü bitirdikten sonra, Ekrem Yalçındağ ile çalışmaya başladım. İki yıl sanat danışmanı Nadir Erenler ile çalıştım. 2012’de Bedri Baykam’ın Pramid Galerisi’nde karma sergiye katıldım. İlk kişisel sergimi 2013’de Çukurcuma Artist Galeri’de açtım. Geçen yıl İtalya ve Hollanda’da karma sergilere katıldım. Mart 2018’de Adahan Tarihi Sarnıç’ta ikinci kişisel sergimi gerçekleştirdim. Çiçek konseptiyle çalışıyorum. Çiçek benle çok özdeşleşti…”

Tanrıçalar Geçidi Festivali’ne, Bodrum’daki birkaç etkinlikte karşılaşıp, tanışmış olduğu Ender Güzey’in teklifi üzerine, severek katıldığını belirten Yılmaz, sergideki duvar resminin baharı temsil eden ve üflediği her şeyi çiçeğe dönüştüren Flora Tanrıçası’nı anlattığını açıkladı. Roma Mitolojisi’nde geçen bu Tanrıça’yı kendisine yakın bulduğunu açıklayan Yılmaz, sanata ve gelecekteki çalışmalarına ilişkin şöyle konuştu: “Çiçeklerle Anadolu motiflerini işleyeceğim. Genel anlamda insanların kendi kültürlerinden uzaklaşıp, bozulmasını işlemeye çalışıyorum. Çünkü, her ülkenin sanatçısı kendi ülke motiflerini işlerken, bizdekilerde kopuş ve başkalarına özenti var… Eğitim vermem konusundaki istekleri, kendi çalışmalarımı aksatır endişesiyle kabul etmiyordum. Ama, artık eğitim vermeyi de düşünüyorum. Ayrıca, duvar resmine de devam etmek istiyorum.”

Atatürk’ün “Sanatçı alnında ışığı ilk hisseden insandır” bilgece sözüyle ve ‘Sanat yaşamımızdan hiç eksilmesin, daha da ARTsın’ dileğiyle, sizleri her türlü sanat etkinliğine, uğraşına katılmaya çağırıyorum.

Gülçin ERŞEN -  9 Eylül 2018  / Güllük

 
Toplam blog
: 134
: 869
Kayıt tarihi
: 06.07.11
 
 

Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu (İletişim Fakültesi) Radyo ve Televizyon Bölümü mezun..