Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Biz sustuk, siz söyleyin…

Biz sustuk, siz söyleyin…
 

Ne yazık ki, hukuk faküllerinin birisinde mezun olmuşuz…

Ne yazık ki, içinde bulunduğumuz bu garip dönemde hukuk ile ilgili bir mesleği yapıyoruz.

Çarşıda pazarda, evde, komşuda önüne gelen soruyor.

Soru, alacak-verecek ilişkisi, cinayet, sövme, hakaret ile ilgili olsa, durum vaziyeti çok kolay…

Ama sorular müşkül, zor, çetrefilli, “kazık!”…

Yanıt vermek daha da zor; daha da güç; en fazla berbat…

Hukuk, hiç bu kadar yıpranmamıştı bu ülkede…

Hak arayışı hiç bu kadar umutsuz bir mecraya dökülmemişti.

Adalet, hiç bu kadar onun bunun telefonu, mesajı, kartviziti ve çatılan kaşı ile yürümemişti…

Ve dolayısıyla; bittabi, adalet duygusu hiç bu kadar sarsıntı geçirmemişti.

Bir doktor hata yaparsa ne olur?

Hasta iyileşemez, daha da hastalanır ve sonunda belki de ölür.

Ama, adalet hastalanırsa ne olur?..

Hak ve hukuk kavramları erozyona uğrar ve adaletin çivisi yerinden oynarsa ne olur?..

Toplum çöker, toplum düzeni çöker, yok olur!..

Tüm insanların güvenliği sarsılır, anarşi, kaos ve vahşet topluma egemen olur…

İşte önemli olan da budur. Korkutucu, içinden [kolay kolay] çıkılamayan durum vaziyeti de budur.

Hukuka saygı göstermeyenler, toplumun adalete olan güveninin sarsılmasına vesile olanlar gerçek anarşistlerdir; hakiki teröristlerdir.

Dağdaki üç-beş eşkıyanın attığı kuru-sıkı kurşun değil; kentteki hukuk kargaşasının ortaya koyduğu tahribattır bir toplumun temelini dinamitleyen…

Esas düşman budur!

Gerçek terörist odur!

Arasıra bir söz duyarsınız medya organlarında;

- Hukuka saygı gösterin… Bir gün size de lazım olabilir!

Hayır, doğru değildir bu söz.

Adalet, bu nitelikteki bir çıkar aldı-verdisi için ve bu nedenle savunulamaz.

Adaleti, bir gün bize de yararı dokunacak olduğu için değil; hakkı temsil ettiği için, eşitliği, gerçek demokrasiyi, özgürlüğü ve bireysel var oluşun nitelikli değerlerini koruduğu için savunmalıyız…

Soruşturma aşamasındaki Ergenekon sanıklarını “terör örgütü” olarak damgalayan yandaş medyaya yaslanarak siyaset yapan… Ama iş, kesinleşmiş mahkeme ilamı ile ortalığa dökülen Deniz Feneri hortumculuğuna gelince sırtını hukuka dönüveren bir zihniyetin “hukuka saygı” söylemi ne kadar inandırıcı olabilir ki?..

Ama bu noktadaki sorulması gereken önemli soru bizce şudur:

- Halkın önemli bir çoğunluğu asla inandırıcı olmayan bu söylemlere inanıyorsa, ne yapılacaktır?

Anlatılacaktır.

Bir kez daha anlatılacaktır.

Halk öncüleri oluşturulacaktır.

Halkın damarları içine nüfus edilecek ve çivisi yerinden sökülen toplumsal değerler [ve illaki bilinç,] Ortaçağ karanlığının yıkıcı etkisinden kurtarılacaktır.

Kurtuluşun başka bir yolu bizce yoktur.

Eğer var, diyorsanız;  biz sustuk siz söyleyin…

farukhaksal@gmail.com

www.soruyusormak.com

www.akceder.com

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..