Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '12

 
Kategori
Blog
 

Blog'da krallar ve kraliçeler...

Blog'da krallar ve kraliçeler...
 

 

BUNLARI…

& En son nerede kalmıştık? / Eminenin güğümlerini kalaylamıştık / Çekilin yoldan / Bu muhalefet başka muhalefet / Rüzgarı siler geçer / Seni çekecek olan çeker / Arabası dört teker / Yandan Halimem yandan / Çatal matal kaç çatal / Zeynebin karşısında ne yazar / Alttan verir samanı / Üstten çıkarır dumanı / Civciv çıkacak / Arzuya göre kuş çıkacak / Ah emmi kızı emmi kızı / Yaktın bizi, yaktın bizi / İlahi Zeynep, ilahi Zeynep” ! Böyyük dağları ben yarattım, güççüklere garışmam” mı deyon? O zaman durdurun klavyeleri ,/ Çifte Kave’lerde encek va şüför efendi / Hünkâr beğendi / Gazan dibi / Hanım göbeği / bamaaak datlısı / Nar danesi / Nur danesi / İçimin bi danesi / İçimin bayığı / Plağın çızıltısı / çekilin üleyn / Asma Mescitli / birileri geliyo” diye diye “ Bunları Biliyor muydunuz?”  isimli yayınımıza, arzu üzerine tekrar başladığımızı,

& Bu blog kategorisine; az daha, “Hediye tarağımı veya “takma dişimi” kaybettim, göreniniz var mı?” diye artık  blog yazısı kaleme alınmadığını, kaliteye doğru gidiş olduğunu,

& Sevgili Sabiha Rana’nın son yazısı, Blog  kategorisinde yayınlanıp bu adla yayında  iken, son dakika golü ile küme düşürüldüğünde, İdaremizin  kendisine bir kıyak yaparak aynı yazıyı, aynı blog kategorisinde bu sefer “ Günü yorumlayanlarda tekrar yayına soktuğunu görünce: “ İşte bir gizli editör daha açıkğa çıktı” diye düşündüğümüzü,

 & Milliyet.com. tr’ye yerleşeliden beri Gülgün Karaoğlu’nun, her yazıya yorum yapmadığını, “seçici” davrandığını, sebebini sormadığımızdan,  sebebini bilmediğimizi, açıklarsa memnun olacağımızı.

& Blog’larda görünen yüzümüzle, görünmeyen yüzümüzün arasında uçurumlar olmasına rağmen, yine de blogcularımızın bir araya gelerek, içlerindeki tanışma heyecanını bastıramadıklarını,

& “Ankara’yı yavaş yavaş unutup, İzmir’i benimsemeğe başlayan Shalimar, İzmir’in bir İzmir’i kıyı bucak koklayarak çizgilerden çizgi çıkararak eleştirme huyunu artık terk ettiğini, bunu Ankara hayranlığından dolayı yapan aynı Shalimar’ın   çizgileri arasında bulunan İzmir’in otobüs şoförleri, yolcuları, dilencileri, gevrekleri ve yağmur edebiyatını da terk ettiğini,

&  Blog yeni yüzünün  ortaya çıkmasından bu yana, “biz döşek yastık yüzümüzü değiştirmeyiz” diye inatlaşanların, ayaklarının suya değdiğinden beri, verimin de azaldığını, idaremizin, bu abdestle  daha çok namazlar kılınacağı gerçeğini kabul etmesinden sonra,  bir dahaki olası değişikliklerden üyelere zırnık danışma ve fikir teatisinde bulunmayacağını sandığımızı,

& Aylar geçtikçe MB’un oturaklaştığını, yeni bir kuşak doğduğunu, onların, hamleler peşinde, kafa göz yara yara ilerlediklerini, “aga” larını da taklide yeltendiklerini

& Blog’da 2006-2007 kuşağının hırçın, mütecaviz ve acımasız olduğu, 2007-2008’de atışmalarının çoğalıp ayrılmağa başlayanların olduğunu, 2008-2009’da ise üyelerin çoğalması ile ipin ucunun kaçtığını, bu yüzden de idarenin sertlendiğini, 2010- 2011’de de, egoların azaldığını, yazar seçilme umutlarının kaybedildiğini, başka sitelere hava değişime gidildiğini, sonunda da “ne haliniz varsa görün” diyerek ipin ucunun temelli elden çıkarıldığını,

& Blog’dan firar eyleyenlerin, kepenkleri sessizce kapatıp, hiçbir açıklama yapmadan sessiz sedasız yıllık izne çıkıp bir daha dönmediklerini, sürekli hava değişimine gidenlerin, geriye dönüp bakmadıklarını.

& Köpeğini kaybedenlerin “Bulursanız haber verin” diye sızlanmasını, BLOG Kategorisinde okursanız, şaşmayın dediğimizde, bize kızanlar olduğunu,  bu eski anımıza karşılık şimdiki durumda bu hallere yer verilmediğini, işin sıkı tutulduğunu,

& Başka sitelerde bir araya gelen eski MB’ üyeleri, her siteye yeni düşen için, merasimle başına çökülüp, derinden, ciğerden, kalpten birer “Hojjjgeldin” çekildiğini, sonra da eskisi gibi sırtların da dönüldüğünü,

& Eski blogcu’ ların, dışardaki sitelerde daha neşeli, daha uyumlu, daha sevecen hallere otomatikman girdiğine de şaştığımızı,

& Blog’larda köşe muhabbetlerinin bu kadar uzun gündemde kalmadığına bakarak şaştığımızı, hala daha havanda su döğenlerin, geyik muhabbetlerine devam eylediklerini, bir zamanların şarkısı olan “civciv çıkacak, kuş çıkacak” diye diye hala nefes tükettiklerini,

& Öte yandan bloğa yeni gelenlerin dahi, kantarı tutmasını, eskiler kadar iyi bilenler olduğunu, blog yorıumlarını biriktirip biriktirip, toptan cevap verdiklerini, her “tık’ı” kâr saydıklarını,

& Halbuki Blog’cular Çarşısında bile bu tıkları alan da, satan da olmayıp, repo’ya kabul edilmediğini, eskicilerin tablasında kenarı tırtıllı bir kuruşlarla, bakır renkli Atçalı Kel Mehmet’in bastırdığı sıkkelerle birlikte görücüye çıktığını,

& Facebook’ un kapısını araladığımızda, tanıdık simaların eksiksiz kadro halinde orada bulunduklarını, şen şakrak olduklarını,

& Oradakilerin, mahalle değiştirmekten dolayı feraha erdiklerini, en çok da kendi yazılarının editörleri olmaktan dolayı sevinçli olduklarının gözlemlendiğini,
 

BİLİYOR
MUYDUNUZ?


 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..