Blog Yazarımız Muzaffer Cellek'ten Bayram gibi bir kitap: Ört ki Ölem!

Türkiye'nin bayramı bugün. Engellemelerle karşı karşıya kalmamız gölgeler düşürdüyse de sevincimize Cumhuriyet Bayramımız tüm milletimize kutlu olsun. 100.sünü, 189.sunu görmek dileğiyle...

Böyle kutlu bir bayrama en çok yaraşan kitaplardan biri kuşkusuz Milliyet blog yazarımız Muzaffer Cellek'in esprili ve aydınlık diliyle, Cumhuriyetten, İzmir'den, Amasra'dan, Gökova'dan ve tabii ki Bartın'dan söz açtığı, düşler müzesinden oyuncak müzelerine uzandığı, çökertmeden kedilere aşureye geniş yelpazeli bir deneme kitabı Ört ki, Ölem... Bu kitapla mizah dolu ince esprilerle geçmişin izini sürüyor Muzaffer Bey. Ardında  müthiş bir tecrübenin güveni, okuruyla sohbet ediyor. Üstelik yazılarında Milliyet blog'tan bazı isimlere de rastlamak ayrı bir keyif veriyor.

Bir şişe alın, içine sevgiyi -eşine, yaşama, geçmişe, doğaya, insanlara ve yazıya- koyup denize atın. Bu kitapla Cellek'in yaptığı bu ve diyor ki önsözde: 'İşte ben, Marmaris sahillerinde bu şişenin karaya vurmasını beklerken yazdım bu satırları...'  

Bilmeyenler için blog yazarımız Cellek, İzmir'de ulusal gazetelere yazılar hazırlamış, değerli öykücümüz Orhan Duru ile Güneş gazetesinde birlikte çalışmış bir isim. Ört ki Ölem'deki gezi-anı yazılarında işlenen turizm temasından da anlaşılacağı gibi bir turizm dergisi çıkarıyor ve gazetecilik hayatını ise Ege Telgraf Gazetesi'yle sürdürüyor.

Bunları bilen çok zaten diyorsanız, o zaman Etki Yayınları'ndan 2011 yılında çıkan ve Tarık Dursun K.'nın 'İçtenlik; kitabın çatkısını oluşturmuş. Sizi kuşatıyor, ısıtıyor da.' sözleriyle tanımladığı Ört ki Ölem'i açıp Cumhuriyet bayramı için Mor Salkımlar'ı, 'Türk'ün ateşle imtihanı uzun yollardan geçti' dediği Cumhuriyet'e Doğru'yu sıcacık okuyabilirsiniz. Sinemaseverler de Cellek usulü 'Benim Sinemalarım'ı :)