Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '13

 
Kategori
Blog
 

Blog yazmak, şişeden cin çıkarmak ve Emin Hoca'nın telefonu!

Blog yazmak, şişeden cin çıkarmak ve Emin Hoca'nın telefonu!
 

internetten alınmıştır.


Uzun sessizliklerin ardından böyle "blog zamanları" gelip çatıyor... Her mevsimin sonunda mıdır, yoksa başında mıdır, bir blog tartışması yaşıyoruz...

Şimdi de, böyle bir zamandayız anlaşılan... Blog yazmayla ilgili ontolojik, sosyolojik, psikolojik fikirler beyan ediyor arkadaşlar... Hem güzel ve yerinde tesbitler bunların çoğu...

Ben de zaman zaman bu kategoriye katkıda bulunmuşumdur... Hepsi yayınlanma şerefine ermese de yayınlananlar bile hatırı sayılır bir yekün oluşturur.

Doğal tabii... Şurda günümüzün nerdeyse yarısını ayırdığımız bir  ortam burası... Burada okuyor, burada yazıyoruz... Ne yaptığımıza, ne ettiğimize dair fikirler, endişeler, serzenişler olmasın mı!...

Kendinizi bir meydana atıyorsanız, bu meydanda görülmek, anlaşılmak ve dahi takdir edilmek istersiniz... Bundan daha insani ne olabilir... MB'de bir "meydan" olduğuna göre bu er meydanına çıkanlar, elbette takdir ve teşekkür beklerler...

Gerçi, belli bir zaman sonra benim "şişedeki cin sendromu" dediğim hali yaşıyorsunuz... O da nedir diyenler için kısaca anlatayım: Bir şişeye hapsedilen cin, uzun bir süre kendisini bu şişeden kim kurtarırsa onun için dile benden ne dilersen diyeceğine, onun kulu kölesi olacağına yemin etmiş... Beklemiş, beklemiş gelen yok... Psikolojisi o hale gelmiş ki sonunda, beni bu şişeden kim çıkarırsa şişeye girmekten beter edeceğim; diye yemin etmiş... Sonunda onu biri şişeden çıkarmış mı, bilmiyorum...(Eğer çıkarmışsa büyük ihtimalle bir blog yazarı çıkarmıştır, diyenleri duyar gibi oldum!!...)

Yani, artık bizler bunca yıl ve bu kadar blog'tan sonra, şişedeki cin misali, bizi keşfedip de büyük gazetelere köşe sahibi yapacakları şişeye girmişten beter edecek modlardayız...

Bir zamanlar istemez miydik, bizim de bir köşemiz olsun, biz de bu köşe sayesinde köşe dönelim... Ünümüz, şanımız olsun; televizyonlarda harıl harıl ateşli tartışmalara katılalım, evde hanım, çocuklar;  mahalleli, akrabalar ve dostlar bizimle gurur duysun!... İster miydik, istemez miydik??

Tabiikine isterdik... Ama isteyenen bir yüzü kara, vermeyen zenci, misali herkes kaderinin kendisine çizdiği yolca yol alır... Yeteneğinizin sınırları vardır ama aynı zamanda  "yazgınız" kadar yazar ve yazgınız elverdiği kadar "yazar" olursunuz!!!...

Dedim ya, blog yazmanın felsefesi çoktur; ama bu felsefelerin bu ülkede fazlaca alıcısı yoktur...

Gelelim sadede: Şurada kendi çapınızda uğraş verip gününüzün yarısını ayırdığınız yazılarınızı "hayır kutusu misali" MB'ye atarsınız, sonuçta balık bilmezse Halık bilir... dersiniz...(Ben böyle dedim)

Ama, bir gün bir telefon gelir ve tüm felsefe, tüm sanallık gerçeğe dönüşüverir... Telefondaki ses yıllar önce aynı okulda çalıştığınız Mehmet Emin hocadır... İyi bir matematikçidir ama onun asıl uzmanlık alanı Osmanlı tarihidir.. Yıllarca öğretmenlik ve yöneticilik yapmış eski bir dosttur...

Telefonunuzu bulmak için kitabınızı yayınlayıp-  sonra da üstüne yatan- yayınevini aramış, oradan bilgi alamamış ama yılmamış, internet üzerinden bir şekilde evinizin telefonunu bulmuştur ve sizi yakalamıştır.

Mehmet Emin hoca, sizi okuduğunu, çok da takdir ettiğini, bir dost ve bir arkadaş olarak yazdıklarınızla gurur duyduğunu ve hatta aslında sizin çok daha önemli yerlerde bulunmanız gerektiğini söyler...

Rektör olmuş öğrencilerinizden, büyük şehirlere beledeyi başkanı olmuş sınıf arkadaşlarınızdan söz ederek, sizin adınıza hayıflanır...

İşte, gerçek budur; işte BLOG budur...

Büyük bir gazetede yazsaydık, daha fazla okuyucuya ulaşıp ünlenseydik... Hatta, güzel paralar da kazansaydık kötü mü olurdu?... Yukarda söyledim, elbette iyi olurdu...

Ama, madem bunlar olmamış ve siz şurada  yazıp bir şekilde sesinizi duyurabiliyor, eski dostların o hafızalara kotlanmış seslerinden takdir sözleri işitebiliyorsanız... Bu da bir şey değil mi!!

Ya bu da olmasaydı!!

Demek ki iyi yerdesiniz....

Bu yüzden ben, Blog nedir, diye soranlara, "Blog, Mehmet Emin hoca'nın telefonudur", diyorum... 

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..