Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mayıs '15

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Bolluk bereketin anahtarı: Alma verme dengesi

Bolluk bereketin anahtarı: Alma verme dengesi
 

Verme enerjisini boşaltırken, yerini alma enerjisi ile doldurmamız için hatırlanması gereken en önemli şey ....


Çoğumuz bolluk ve bereket isteriz, daha çok kazanmak için çabalarız.  Bazılarımız olumlamalar okur, niyet çalışmaları yaparız. Bir süre sonra da işe yaramadı der bırakır, neden işe yaramadığını düşünmeyiz. Hatta çoğu zaman bu çalışmalara olan inancımızı da kaybederiz. Halbuki yaşamda “alma-verme” yasası diye evrensel bir yasa var.

İşte sizealma vermeya sasından bir kesit; ne verirsek mutlaka karşılığını alırız. Ne alıyorsak da mutlaka karşılığını vermeliyiz. Bunu aldığınız kişiye vereceksiniz diye düşünmeyin. Önemli olan aldığın kadar vermek, verdiğin kadar almak, aynı kişiden alıp aynı kişiye vermek değil...

Şimdi biraz daha derinlere  inelim:

Sorumuz :Ne istiyoruz?

Cevap: Sevilmek istiyoruz.

Kural: Sevgi istiyorsak önce sevgi vermeliyiz.  

Anlamı: İnsanlara, çevremize, tüm canlılara daha sevgi dolu yaklaşmalıyız. Daha fazla hoşgörülü olmalıyız.

Cevap: Daha çok para istiyoruz.

Kural: Para istiyorsan önce para vermelisin.

Anlamı: Elindekini paylaşmalısın. Kullanmadığın eşyaları tutmamalı ihtiyacı olanlara dağıtmalısın. Ve en önemlisi paylaşırken çok sevdiğin eşyalarından da vazgeçebilmelisin zaman zaman. Evren boşluk sevmez. Boşalt ki yenisi gelsin.

Ne istiyoruz sorusuna daha pek çok cevap verebiliriz.

Peki parası olmayan nasıl para dağıtsın da bereketi bulsun? O zaman sevgisini dağıtacak, gülümsemesini dağıtacak, güzel sözler söyleyecek.

Günlük hayatımızı gözden geçirelim ve günlük hayatta bereketi almak veya geri çevirmek adına neler yaptığımıza göz atalım.

Siz direksiyon başındayken, karşıdan gelen araca yol veriyor musunuz?

Otobüse, dolmuşa vb bindiğinizde araç içindekilere selam veriyor musunuz?

Sizden sonra apartmana giren komşunuza kapıyı tutuyor, yol veriyor musunuz?

Yılda iki defa gardırobunuzu, mutfağınızı, kitaplarınızı, ayakkabılarınızı vb. gözden geçirip kullanmadıklarınızı, az kullandıklarınızı ihtiyacı olanlarla paylaşıyor musunuz?

Sokak hayvanlarının başını okşuyor, arada onlara yiyecek ve su veriyor musunuz?

Çiçeklerle, ağaçlarla konuşup onlara sevginizi ifade ediyor musunuz?

Marketten çıkan yaşlı teyzenin poşetlerini taşımasına yardım ediyor musunuz?

Arabanızla işe giderken, otobüs duraklarında durup aynı yöne gidecek olanları aracınıza davet ediyor musunuz?

Yağmurda tanımadığınız biri ile şemsiyenizi paylaşıyor musunuz?

Geri dönüşüm ürünlerini ayırıyor musunuz?

Sokağa atılmış çöp gördüğünüzde alıp çöp kutusuna atıyor musunuz?

İnsanları olduğu gibi kabul edip yargılardan uzak, eleştirmeden sevginizi gösterebiliyor musunuz, yoksa ilk fırsatta dedikoduya mı başlıyorsunuz?

Borçlarınıza sadık kalıp zamanında ödemeye gayret ediyor musunuz?

Yanınızda çalışanlarınız varsa maaşlarını zamanında ödeyip, onlara saygı gösteriyor musunuz?

Gün içinde söylediğiniz sözcüklerin farkına varıyor musunuz? İçinde ne kadar olumsuzluk, ne kadar kıskançlık, ne kadar yargı, ne kadar öfke, kızgınlık var? Bunların ne kadarını olumluya dönüştürebiliyorsunuz?

İnsanlara alaycı davranıp, lakaplar takıyor musunuz?

Size doğru görünmese bile karşınızdakinin düşüncesine saygı gösterip kabul veriyor musunuz?

Arada güzel yemekler yapı eşiniz dostunuzla komşularınızla paylaşıyor musunuz?

Dışarıda  bedenen çalışan insanlar gördüğünüzde onlara yazın bir bardak soğuk ayran veya kışın sıcak bir fincan çay götürdünüz mü hiç?

Bu liste uzar gider, bu gibi şeyler alam- verme enerjisini ve bolluk bereket enerjisini etkiler. Siz kendiniz ölçün bakalım, alma verme dengesinde teraziniz ne durumda.

Aslında kural çok basit, sen boşalt evren doldursun. Örneğin, hiç tanımadığın birisi için iyi dileklerde bulunduğunda verme enerjisi boşalır, alma enerjisine yer açılır. İşte o zaman olumlamalar ve niyet çalışmaları işlemeye başlar.

Verme enerjisini boşaltırken, yerini alma enerjisi ile doldurmamız için hatırlanması gereken en önemli şey ise olduğumuz her halimiz için, şimdimiz için, olan ve olmayan her şey için yüce Allah’a şükretmek. Yaptığımız eylemler kilide sokulan anahtar, şükür ise anahtarı çeviren koldur.

 

 

Esra  Eray

Spiritüel Ve Holistik Yaşam Koçu & Nefes Koçu & Reiki Grand Master/Teacher & Akaşa & Kişisel Gelişim Danışmanı & Şifa Terapisti & Telkin Terapisti & Sembol İletişim Uzmanı & İnsan Kaynakları Uzmanı
esra.eray@gmail.com

İşiniz su gibi rast gitsin, yolunuz su gibi aksın, hayatınız su gibi ferah olsun, ışığınız bol olsun

 

 
Toplam blog
: 78
: 839
Kayıt tarihi
: 19.03.13
 
 

Spiritüel Yaşam Koçu & Nefes Koçu & Reiki Grand Master/Teacher & Akaşa & Kişisel Gelişim Danışman..