Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '12

 
Kategori
Öykü
 

Börek

Börek
 

Hafif bir ışık süzmesi aydınlattı sonbahar rehaveti çökmüş odayı. Saat erken olmalıydı, gözlerini zorla açarak saate bakmaya çalıştı. Sabahın ilk saatleriydi. Neden uyanmıştı ki şimdi. Halbuki gece çok geç yatabilmişti. Küçük kızını uykuya hazırlamak zaman alıyordu biraz. Sonra ortalığı toplamakta hayli güç oluyordu. Zaten günün yorgunluğu yetiyordu, bir de gece toparlanıp yatmak daha da yoruyordu. 

Yatakta dönüp durmaya başladı, tek başına. Yine yalnız bir sabaha uyanarak son bir hamleyle fırladı yataktan, çok fazla yalnızlık düşüncelerine dalmadan. Nasılsa bir iki saate gelirdi sevgili eşi. Bazen böyle gece çalışır, onu ve küçük kızını yalnız bırakmak zorunda kalırdı. Hayıflanırdı bu durumdan ama yapacak çok şeyide yoktu durumu değiştirmek için.

Banyoya gidip elini yüzünü yıkadı. Serin suyun tüm damlalarını hissederek üç beş kere yıkadı yüzünü. Havluya kurularken badem gözlerini bişey farketti. Ne kadar da solgun, mutsuz uyanmıştı. Soğuk suya rağmen canlanamamıştı. Yine buhranlı düşünceleri bırakıp banyodan çıktı. Küçük kızının odasına yönelerek kapıdan içeri uzandı. Melekler gibi uyuyordu küçük kız. Tebessüm belirdi o an yüzünde. Kendini şanslı hissederek koridordan mutfağa geçti. Kahvaltı hazırlamaya başladı, her sabah olduğu gibi. Eşinin sevdiği gibi demledi çayı. Yatmadan önce, sabaha hazır olsun diye pişirdiği böreği fırına yerleştirdi. Eşi geldiğinde sıcak olması onun için önemliydi. 

Demir kapının sesini duydu, saate çevirdi gözlerini. Tam vaktiydi gelmesinin, nefesini tutarak yukarı doğru çıkan ayak seslerini dinledi. Tanırdı onun ayak seslerini, topuklarına vurarak yürürdü her zaman. Bunu da ayakkabısının topuk kısmının çok aşınmasından bilirdi. Hissederdi birde, bilirdi. Saniyeler sonra kapının önünde bir ses, anahtar deliğinden gelen tıkırtı sesiyle irkildi ve yöneldi. Kapı açıldı. Tüm yorgunluğu, uykusuzluğu ve ona rağmen gülümsemesiyle o gelmişti. "Nihayet" dercesine nefesini tuttuğu yerde bıraktı. Tam sarılacakken, minik ayak seslerini duydu küçük kızının. O da hissetmiş olamalıydı babasının gelişini ki yatağından kalkıp onu karşılamaya gelmişti elinde oyuncak kedisiyle. Kocaman sarıldı küçük kız babasına, "hoşgeldin" der gibi öptü yanaklarından.

Şansl hissetti kendini. Yüzünde mutlulukla gülümseme belirdi. Ne güzel bir sabahtı, börek kokulu bir ev, sıcak karşılama ve küçük kızı. 

 
Toplam blog
: 2
: 94
Kayıt tarihi
: 24.11.12
 
 

'86 Kocaeli doğumluyum. Gündelik yaşamın en kolayından en zoruna kadar olan kısmını dünyaya açıla..