Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '11

 
Kategori
Güncel
 

Bozkırın Çocukları II

Bozkırın Çocukları II
 

Bozkırın çocukları başlıklı ilk yazımda, ülkemizde ki yanlışları, çarpıklıkları özellikle insanımızın çevreye verdiği zarardan söz etmiştim. Ülkemin halkına haksızlık etmemek için bu yazımda ise bu toprakların yetiştirdiği değerli insanların başarılarından söz etmek istiyorum.

Özellikle son 20-25 yıl içerisinde dünya çapında iş yapan, adını duyuran iş adamımız , müteahhitlerimiz, doktorlarımız, eğitimcilerimiz, sanatçılarımız, sinemacılarımız yetişti ve çoğaldı. Nobel alan yazarımız var. Yurt içinde ve dışında büyük projelere imza atan mühendislerimiz, müteahhitlerimiz var. Yurt içinde çok başarılı organ nakilleri yapan doktorlarımız var. Atatürk' ün çok güzel bir sözü var; " Ülkesini seven insan işini en iyi yapan insandır" . Nutuklara karnımız tok, artık söze değil yaşam tarzlarına bakma zamanı. Yukarıda bahsettiğimiz başarılı insanlar, ülkesini en çok seven insanlardır. Bütün bunlar göğsümüzü kabartmakta. Ne yazık ki ülkemizi doğru düzgün yönetemeyen siyasilerimizin olması, yolumuzu tıkamakta. Siyasilerimiz çok yerel kaldılar. Çağımızın değerlerini, ruhunu anlayamıyorlar. Bu toprakların yetiştirdiği dünya çapında insanlarımız var. Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Farabi, Gazali, İbni Sina, Mevlana, Hacı Bektaşı Veli, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal gibi. Siyasilerimiz bu değerli insanların felsefelerini örnek alsalar yine başarılı olacaklar. Dikkat ederseniz bu büyük insanların ortak özellikleri, yerel değerlerin üzerine evrensel değerleri eklemeleridir. Barışa, hoşgörüye, sanata ve bilime değer vermeleridir. Atatürk ve Fatih Sultan Mehmet asker olmaları sebebi ile diğerlerinden ayrı bir yerde durmaktalar fakat ikiside batı ile savaştığı halde batının o günkü değerlerine sahip çıkmışlardır.Örneğin Fatih; döneminde resim yasak ve günah olduğu halde İtalyan ressam Belliniye kendi resmini çizdirmiştir. Hiristiyan ahaliye hoşgörü ile yaklaşmış ve onlara dinlerini ve kültürlerini yaşamalarında hiç bir baskı yapmamıştır. Yalnız hiristiyanlara değil diğer bütün dinlere kültürlere en ufak bir baskı yapmamıştır, hatta onları diğer dinlerden ve kültürlerden gelen ve gelecek olan baskılara karşı korumuştur. Bu sayededirki Osmanlı topraklarında barışı ve hoşgörüyü tesis etmiştir. Barış ve hoşgörü ortamında da Osmanlı dünyada en güçlü ve en zengin imparatorluk olmuştur. Kendilerine Fatih Sultan Mehmet'i örnek alanlara bunları hatırlatırım. Atatürk ise ülkesini işgal eden batılı devletleri savaşarak yenmiş ve ülkesini işgalden kurtarmıştır. Buna rağmen hiç komplekse kapılmayıp batının evrensel değerlerini ülkesine taşımıştır. (Bale, opera, tiyatro, çok sesli müzik, hukukta medeni kanun, Cumhuriyetin ilkeleri, giyim kuşam, müzkte resimde heykelde velhasıl sanatın ve edebiyatın tüm dallarında.)Yani Atatürk çağının değerlerine sahip çıkmıştır. Ama bugün kendilerine Atatürkçüyüm diyenler böyle mi düşünüyorlar? Sanmıyorum... Günümüzün evrensel değerleri olan barış, demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü, düşünce özgürlüğü gibi konulara bildiğim kadarı ile tamamen kapalılar. Ve tabi ki Atatürk'ün ruhu ile çelişmekteler.

Bizim halkımız yeniliklere çok çabuk uyum sağlamakta hünerlidir. Yeter ki yöneticiler (asker sivil bürokrat) ve siyasiler engel olmasınlar. Ne yazık ki siyasiler ve yöneticiler günümüzün çağdaş değerleri olan demokrasi, özgürlük, hukukun üstünlüğü, insan hakları, düşünce ve vicdan özgürlüğü gibi kavramları benimsemedikleri gibi halkında benimsemesine engel olmuşlardır. Tam da bu nedenlerden dolayı ülkemizde kaos ve kargaşa sona ermemekte ve ekonomimiz de bu yüzden gelişememektedir.

Velhasıl ülkemizin esenliği halkın refahı için hem yönetici ve siyasilerin hemde halkın çağdaş değerleri kabul etmek ve hayata geçirmekten başka çareleri yok. 

 
Toplam blog
: 104
: 478
Kayıt tarihi
: 31.01.07
 
 

Antalya'da yaşıyorum. İki yıl öğretmenlik yaptım, şu anda müteahhitlik yapıyorum. Aslen Kayserili..