Bozoklar Buluşması

İnsanla başlıyor her şey. İnsana ait her ne güzellik var ise kültürü oluşturan da odur aslında. Her toplumun yaşayış biçimi kendi içinde bir özgünlük taşır. O çeşitlilik tanımayı, anlamayı ve zenginleşmeyi doğurur. Sürekli bir değişim yaşarız ve özlem duyarız geçmişe. Dostlarla bir araya gelip geçmişi yad etmek isteriz hep.

Büyük kurultaylar, şölenler, festivaller kadar kıymetlidir köy ve kasabalardaki şenlikler, oturuşlar, köy odalarındaki sohbetler... İrfan ocağıdır -hayalen de olsa- köklere dönüştür. Masal tadında bir kaç hatıra dinlersiniz ve bir iki şiir okunur ve belki eşlik edebileceğiniz türküler gelir peşi sıra. Böyledir böylesi buluşmalar.

Zaman zaman davetlerine iştirak ettiğim “Bozoklar Buluşması” programları da böyleydi. Önceki yaz 29 Ağustos 2021 günü Yozgat’ta gerçekleştirilen “Birinci Bozoklar Kültür Sanat Buluşması” ilgiyle katıldığım bir etkinlikti. Gurbetçisi çok olan bir yerdir Yozgat ve yöresi. Hemşehri dernekleri de çoktur. Yozgatlılar; Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Kayseri gibi pek çok şehirde hatta yurtdışında da Sivil Toplum Kuruluşları (STK) etrafında bir araya gelip dayanışma içerisinde olurlar.

Kayseri’deki Bozok Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Kuddusi Erkılıç ve Yozgat’taki Bozok Edebiyat Sanat ve Kültür Derneği Başkanı Songül Yurdagül Aksoy hanımefendi son derece yerinde, özgün ve nitelikli bir programı özveriyle ortaya koydular. Zafer Haftası’nda düzenledikleri kültür buluşması ile bence örnek ve güzel bir başlangıç yaptılar.

Gerçekleştirilen programla, mütevazı ama zengin içerikli etkinliklerde sivil toplum kuruluşları arasındaki dayanışma ve kaynaşmanın da bir örneğini sergilediler. Farklı şehirlerden ve farklı STK mensuplarından katılımlar da olmuştu. Hem hemşehri hem de dost insanların iştirak ettiği Yozgat’ta gerçekleştirilen programda yer almaktan mutluluk duymuştum.

Yozgat’a dair güzelliklerin, tarihî doku ve kültür değerlerinin, yöreye özgü yemek çeşitlerinin yeniden keşfedilip tanıtılmasının yanı sıra şair, yazar ve sanatçıların sunumlarıyla dopdolu bir programdı. Bir güne pek çok güzelliğin sığdırılmış olması ayrıca bir başarıydı.

Türk sanat müziğinde harika yorumlarıyla Yozgat Bozok Üniversitesi emekli Öğretim Görevlisi Mehmet Eminel ile Türk halk müziğinin seçkin örnekleriyle Müzik Öğretmeni Gülay Korkmaz da katılımcılara duygulu anlar yaşatmışlardı. Ozanların sunumları ve şairlerin şiirleriyle renkli ve anlamlı bir program oldu.

Şarkılara ve türkülere can ve ruh veren şiirlerin gerisinde yatan hikâyelerini de dinliyorsunuz bu buluşmalarda. Yöreye has ağızlarla okunuşunda kendinizi buluyorsunuz. Yerele özgü kelimeleri yeniden keşfediyorsunuz. Bazen gülümsüyor ve bazen de hüzünleniyorsunuz. “Unutulmadan kayda alınsa!” diye içinizden geçiriyorsunuz.

Yörenin dilini ve sesini yaz sıcağına inat bir konağın bahçesinde, gün batımı serinliğinde dinlerken kimi zaman bir ağaç dalında, kimi zaman bir kuş sesinde ve belki gözünüze takılan bir nakışta dalıp gidiyorsunuz, taa ötelere gidiyorsunuz.

Etkinlik süresince Prof. Dr. Kuddusi Erkılıç Hoca’mızla, Ankara’dan iştirak eden Rıfat Çakır Bey ile, Kayseri’den Derneğin Genel Sekreteri İlhan Şenol Bey ile ve diğer pek çok değerli katılımcılarla kısa kısa da olsa sohbet etme fırsatı bulduk. Yeni yeni yüzlerle buluştuk. Tanışıklıklar tazelendi ve daha da güçlendi.

Bu iki güzide dernek, devamında 5 Eylül 2021 günü Sarıkaya’da da bir etkinlik düzenledi. "Bozoklar Buluşması" namını almaya başlayan etkinliklerin müdavimleri de oluşmaya başlamıştı. Çoğunlukla Kayseri ve Sarıkaya’da yaşamakta olan STK mensupları yer almakla birlikte farklı çevrelerden ve şehirlerden katılımcılar da vardı.

Tarihî Roma kalıntılarının yer aldığı ve kaplıcalarıyla ünlü diyar olan Sarıkaya’nın yaşatılmaya değer güzelliklerinin yanı başında gerçek bir duyarlılık sergilenmiş oluyordu. Roma Dönemi kalıntılarının olduğu bölgeden, ileride bir inanç turizmi olarak kullanılabilecek orijinal bir yer ortaya çıkabileceğine inanılıyor. Bekleyip göreceğiz.

Bölgenin köklü değerlerinin kaynağı olan Bozok kültürüne sahip çıkma çabası bakımından bölgedeki sivil toplum kuruluşları önemli bir misyona sahiptir. Yerele ait sanatın, edebiyatın ve halk biliminin bütün unsurlarının bilinip tanıtılması ve bunlara sahip çıkılması gerekir. Unutulan değerlerin yaşatılabilmesi ve kayıt altına alınması gerekir. Yaşama biçimlerinden hem bireyin hem de sosyal hayatın nasıl beslendiğini anlaşılır hâle getirmek gerekir. Toplumun çok güzel hasletleri var. Bir çoğu hâlen yaşıyor olmalı. Onlar tespit edilmelidir. Bunları kaybetmemek gerekir. "Bozoklar Buluşması" bu yönden de bir boşluğu doldurabilir. Şair-yazar Songül Yurdagül Aksoy; bunun bilincinde olan ve bu konuda yaptığı değerlendirmelerde haklı olan biridir. Söylemekle yetinmemektedir ve çözüm için sürekli bir çaba içerisindedir. Kendisi her türlü takdiri hak ediyor.

Bu toplantıların emektarları çok fazla ve hepsi de çok değerliler. Bu buluşmaların güzel olan bir yanı ise köy derneklerinin de dâhil edilmesiydi. Yozgat Sarıkaya Tepedoğan Köyü ve Çevre Köyleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Ali Gömeç de aktif biçimde destek verenlerdendi. Tepedoğan köyü Muhtarı Fevzi Şenyürek ve köy ahalisi pek çok katılımcıyı köylerinde misafir ettiler. Her birinin ayrı bir değer olduğunu düşünüyorum.

İlçe protokolü de duyarlıydı. Sarıkaya Belediye Başkanı Ömer Açıkel katılımcılarla bir araya geldi hatta türkülere de eşlik etti. Sarıkaya İlçe Emniyet Müdürü Murat Kundakçı ve Sarıkaya İlçe Jandarma Bl. Kom. J. Teğmen Mustafa Kızıl da ilgi gösterenler arasındaydılar. Akademisyenler, bürokratlar, iş insanları, STK yöneticileri ve bazı çevre köylerin muhtarları da oradaydılar. Etkinliklerin sağlıklı biçimde yürütülmesi için çaba sarf eden Sarıkaya Şairler Yazarlar Müzisyenler Derneği Başkanı Kelami Akdemir epeyi emek harcayanlardandı.

Böylesi buluşmalar her zaman yeni ve güzel başlangıçlar doğurabilir. O yönüyle güzel olduğu gibi sivil toplum kuruluşları arasındaki iş birliği bakımından da anlamlı etkinlikler olarak görüyorum. Köy derneklerini de dâhil ederek yörenin tanınırlığına ve görünürlüğüne katkı veren böylesi çalışmaların devam etmesinde fayda görüyorum. Yanlarında olmak bizlere de umut veriyor. Yaptığı güzel öncülükten dolayı Prof. Dr. Kuddusi Erkılıç Hoca’mıza ve etkinlikte yer alan herkese teşekkür ederim.

Kültürümüzün ve kadim medeniyetimizin izini sürmek; derinlerde, toplumun içinde bir yerlerde saklı olan değerlerin yüceliğine giden bir yolda yükselmek gibidir. Kültür ve sanat içerikli bu buluşmaların henüz birer çekirdek niteliği taşıdığını ve bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Sivil toplum kuruluşlarının daha aktif olması gerektiği ve Türkiye’nin buna çok ama çok ihtiyacı olduğu bir gerçektir. Yapılacak daha çok iş var, yürünmeyi bekleyen daha çok yol var. Öyleyse hiç durmak olur mu...