Bu aşk öksüz bu aşk yetim

O değil de;

‘Şarkılar öksüz… bu aşk öksüz… bu aşk yetim… sensizlik çok zor sevdiğim’ denildiğinde üzülmek mi gerekir sevinmek mi… Niye durduk yerde sevinmeli ki diyorsunuz da… Öyle bir aşk bu zamanda/Ah belki bugün belki yarın anlayacaksın/Çok sevdiğimi, ağlayacaksın…

Rahmetli Zeki Müren’in ‘Kahır Mektubu’nu bilmeyeniniz var mı bilmem… Yoktur herhalde… Dimi!

O değil de;

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşın sayfasında şiire yazılmış bir yorum gördüm… Yorumda, ‘Sen şiir yazma!’ diyordu…

Emredersiniz… başka istekleriniz de varsa lütfen çekinmeyin! Hatta peçeteye istek şarkı bile yazabilirsiniz… Siz isteyin yeter ki… biz çalar söyleriz… hatta, baktık olmadı oynarız bile… Yeter ki sizin gönlünüz hoş olsun…

O değil de;

Neden ayakkabılar çift üretilir ki… Ve eldivenler… Mecbur muyuz ikisini de aynı giymeye. Temsil; ben bu duruma çok içerliyorum.

O değil de;

Ünlülerin reklam için bile olsa erkekten tokat yemeleri ne kadar basit ne kadar aşağılayıcı bir durum… Onlarla aynı oksijeni tüketmek çok ağrıma gidiyor…

O değil de;

Patates kızartması, mayonez, ketçap… MFÖ gibi… Yanında da drink… Manzarada karar veremedim ama İstanbul diyorum… Yanınızda kimin olmasını istiyorsanız onunla tabii… Yağmurlu bir hava olsun… Ve yılların eskitemediği bir şarkı… ‘Bu sabah yağmur var İstanbul’da…

O değil de;

Şu an İstanbul ağlıyor. Belki üzüntüden belki mutluluktan. Umarım mutluluktan ağlıyordur. Üzüntüden ağlıyorsa çok üzülürüm…

O değil de;

Mertin çocukluk arkadaşı Efecan 05 Haziran Cumartesi günü nişanlandı. Efecan ve Gözde’ye mutluluklar diliyorum. Darısı Mert’in ve saz arkadaşlarının başına…

Şimdi düşündüm de benden nasıl bir kaynana olur acaba… İyi olur inşallah…

O değil de;

:) İyi bayramlar…