Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '13

 
Kategori
Güncel
 

Bu beden senin mi Abla

Bu beden senin mi Abla
 

Son dönemlerde kadın bedeni üzerine tartışmalar arttı . Dillerde sloganlaşan “benim bedenim” şeklinde kısa bir cümle var. Bedenin özel hayat olduğu, bedene ait tasarrufun özel yaşam ilkeleri gereği dışardan müdahale edilemeyeceği görüşünün medyada sürekli pompalandığını görüyoruz. Artık beden fetişleri her türlü olayı bahane ederek eylem yapma yoluna gidiyorlar.

Kürtaj tartışmaları, Hamile göbeği, Gezi olayları, bu benim bedenim tartışmasının zirveye çıktığı zamanlar olarak karşımıza çıkıyor.

TRT 1 kanalında Ramazan programında bir İslam bilgini İslam’ın ortaya koyduğu değerler çizgisinde kadın bedeninin teşhir edilmesinin edebe uymadığını söylüyor. Tüm iktidar muhalifi guruplar özel hayata müdahale ediliyor repliği ile sokaklarda göbek şov yapıyor.

Başbakan Kürtajın cinayet olduğunu söylüyor. Bir kısım çevreler hop oturup hop kalkıyor. Bedenlerinin kendilerine ait olduğunu istediği gibi tasarruf edebileceklerini savunanlar örtülü kadınların bedenlerinin üzerini kapatmasını çağdışı olarak görmek ve onları aşağılamaktan geri durmuyor.

Ülkemizde asıl olan değerler birbiri ile çalışılıyor. Birileri kendilerinin özgürlükçü değerlerine müdahale edildiği feryadını basarak kıyamet koparırken diğerinin değerlerini aşağılayarak onun özgürlük alanına saldırdığını umursamıyor. Varsa yoksa "ben".

Gerçekte içinde olduğumuz beden bizim mi diye soran çıkmıyor. Gerçekte beden bizim diyenlere sormak gerekmez mi?

Babanın yediği portakalın dikiminde, büyümesinde bir katkın var mı?

Bir damla suyun, anne karnında ete kemiğe bürünmesinde bir dahlin var mı?

Bedenin oluşurken onun sağlam mı özürlümü olacağı konusunda bir tercihte bulundun mu?

Tenin rengi, beden uzuvlarının şekli, uzunluğu kısalığı, büyüklüğü küçüklüğü hakkında bir seçimde bulundun mu?

Burnun estetik yaptırırken neden küçük numaralı ayakkabının içine girecek ayaklarına müdahale edemiyorsun?

Saçına istediğin modeli verirken dökülmesini neden engelleyemiyorsun?

Dişlerin dökülürken neden sızlanıyorsun?

En çok korktuğun yaşlanmayı neden durduramıyorsun?

En hazini üzerinde bu kadar yorumlar yaptığın bedenini mezarlıkta, yılanlara, çıyanlara bırakama lüksün var mı?

Neden bedenini öldüğünde ruhunun gittiği yere götüremiyorsun?

Gerçek o ki biz insanlar kiracısı olduğumuz bedeni mülkümüze geçirmeye çalışıyoruz. Sahi kiracısı olduğun bu bedeni kendi üzerine tapulamak ne kadar etik (ahlaki demiyorum dikkat) hiç düşündün mü?

Oluşumunda hiç tuğlan olmayan kiracısı olduğun şu bedeni istediğin gibi kullanabilme hakkı sana verilmiş. Kullanabilirsin. İstersen çarşaflara, burkalara büründürüp onu dış etkenlerden koruyabilirsin. İstersen poyumda, gazete dergilerde sergileyebilirsin. İstersen şarap fıçısına dönüştürebilirsin. Ama bil ki bu beden senin değil.

Siyasi ve ideolojinin kör yaklaşımlardan kurtulabilir ve kendi vicdanımıza sorarsak ( en iyi hâkim vicdandır) bedenin bizim olmadığını görürüz. Kiracısı olduğumuz bedenide nasıl kullanırsak kullanalım bedenin sahibi kira kontratı bitikten sonra bedenin yıpranma payını bizden isteyecektir.

www.istekadin.org

 
Toplam blog
: 65
: 3295
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

Çeşitli dergi ve gazetelerde, gezi, deneme, öykü, şiir yazan bir yazar. ..