Bu bizim sevgimiz, hastalıklı bir sevgi mi?

Memleket sevdamızdan bahsediyorum. Bu topraklara olan aşkımızdan, sadakatimizden söz ediyorum. Kılına, taşına, toprağına zarar gelmesin, gölge düşmesin diye çırpınan yüreklerimizden bir de.

Her şeyine vurgunuz ya bu ülkenin. Havasına, dağına, taşına, toprağına, denizine, gölüne, akarsuyuna. Yemeklerine, türkülerine, şarkılarına, yazarına, ozanına. Harmandalına, horonuna, ata barına, kaşık havasına, karşılamasına, barağına, bozlağına. Kadınına, kızına, adam gibi adamına, yiğidinin harman olduğu tüm güzel insanlarına, çocuklarına, bebelerine. Ormanlarına, kuşlarına, kangalına, kelaynağına, boz ayısına, alabalığına ve tüm kalabalığına olan sevdamız.

Bazen de düşünmüyor değilim. Acaba hastalıklı bir sevda mı bu bizim yaşadığımız; hissettiğimiz, iliklerimize kadar.

Hiçbir zaman AB’ci olmadım. Aslına bakarsanız başka bir “-cı”cı ya da “-ci”ci falan da olmadım. Çok sevdiğim, saydığım, takip ve takdir ettiğim en önemli devlet adamı olan Gazi Mustafa Kemal Paşa’mı bile kendimi “Atatürk-çü” olarak addetmeden sevdim. Sırf “Atatürkçülük” kisvesi altına saklanmış ama Atatürk’ten bihaber birtakım “-çülerin” dangalaklıklarına ortak olmamak için.

Avrupa Birliği yetkililerinin, üye ülke devlet yöneticilerinin ve ülkemizdeki AB sempatizanlarının; onur kırıcı ve küçük düşürücü değerlendirme, tespit ve aşağılamalarından da acayip derecede rahatsız oldum. Zaman zaman, bu rahatsızlıklarımı, okumuş olduğunuz sayfalarda dile getirdim. Dilimin döndüğünce yazmaya çalıştım. Hepsi, bu blog sayfasında aynen ve yerli yerinde durmaktadır. Arzu edenler okuyabilir.

Peki neden “<ı>bu bizim sevgimiz, hastalıklı bir sevgi midir?” sorusunu soruyorum şu anda kendi kendime?

Bu sorunun cevabına, aslında benim de tam olarak cevap veremediğim yanıtına dayanak teşkil edecek yüzlerce olay, olgu ve örnek verebilirim. Ama ben sadece, şu anda Milliyet internet sitesine, halen yayında olan haberlerden bazılarını, başlıklar halinde buraya almakla yetineceğim. Fazlasıyla yeterli olacaktır sanırım.

@Konya’nın Ereğli ilçesinde, bir köy otobüsü devrildi; tam 6 ölü ve 23 yaralı.

@Mardin’in bir köyünde, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan tam 44 kişi, düğün evinde kurşuna dizildi ve öldü.

@Devlet, memurunu istediği yerde ve saatte çalıştırabileceği bir düzenlemeyi hazırlamakla meşgul.

@Ülkenin parasal anlamda en değerli oyuncusu, yeşil sahalardaki vukuatından sonra bu sefer de saha dışında bir kavganın taraflarından biri oldu. Kendisine, dünyanın en zengin futbol kulüplerinden transfer teklifleri geldiği yazılıyor, çiziliyor.

@Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda çalışan iki general istifa etti. İstifa nedenleri şimdiden yeni polemikleri başlattı bile.

@Bitlis’te mayın tuzağı:1 şehit.

@Borsa ihalesine adı karışan üç polis müdürü...

@İzmir-Karşıyaka’da, anlamsız siyasi bir adım olarak peydah edilen yeni ilçe düzenlemelerinden kaynaklanan, işten çıkarılan işçiler ve çöp toplama krizi...

@YouTube yasağı 1 yaşına girdi.

@Ülkenin gözbebeği İstanbul’un, en ünlü caddesi İstiklal’de yürürken başına cam düşen üniversiteli genç kızın yaşadıkları...

@Viranşehir Adliye binasına silahıyla girebilen bir vatandaş, başka bir vatandaşın gözünü çıkardı...

@Merkez Bankası vakfına vergi cezası gelebiliyor güzel ülkemde. Burada cezanın gelmesinden ziyade, paranın patronunun vergisini neden ödemediği enteresan galiba değil mi?

@Bartın’da, bir işadamının aracına yerleştirilen elektrikli bomba düzeneği patladı. Saldırı da ilk değilmiş bu arada.

@İstanbul Emniyet Müdürü’nün yakın koruması olan polis memuru, sokak ortasında, üç kişi tarafından dövüldü...

@Komşularının kendisine emanet ettiği anahtarla evlerini soyan komşu kadın fark edilince tuhaf bir teklif yaptı...

@Hıncal Uluç’a göre; koskoca Fenerbahçe, ekonomik durumu kendisi ve Beşiktaş ile kıyas kabul etmez Sivas’tan teşvik primi almış...

@Sanatçı Sibel Turnagöl’ün 8 yıldır görüşmediği temizlik işçiliği yapan babası, kirada oturduğu evde tek başına öldü...

@Askeri minibüs devrildi: 17 asker yaralı...


@Anayasa Mahkemesi Başkanvekili, bazı Cumhuriyet Savcıları için suç duyurusunda bulundu...


@İstanbul'da, aralarında doktorların da bulunduğu 30 kişi, bir ilaç operasyonu kapsamında gözaltına alındı...


@Bir yolcu otobüsünün mola verdiği anda, yolculardan 27 yaşındaki genç vatandaş birden uyandı ve elindeki bıçağı yanındaki yaşlı adamın boğazına dayadı...


@Ve son olarak bir yurdum insanı manzarası, sağ üstteki fotoğraf, yine Milliyet.com.tr ana sayfadan.

Şimdi tekrar sormak istiyorum. Bizim bu sevgimiz, gerçekten de hastalıklı bir sevgi mi, Allahaşkınıza yahu? Yeni haberlerle sürekli site güncellendiğinden, ben bakıp yazmaya yetişemedim, yukarıda okuduklarınızı.

Kişi başına düşen gelirleri, sahip oldukları imkanları, sosyal güvence, eğitim, sağlık ve güvenlik sistemleriyle belirli bir standardı yaşam tarzları olarak hayata geçiren o AB ülkelerinin arasında; hadi söyleyin, bizim bu şaklabanlıklarımızla ne işimiz var?

Bu memlekette birileri çöpten geçinirken, eğitimli, donanımlı insanları işsiz kalırken; birileri de iyice zıvanadan çıkmışçasına para saçmaya devam etmiyor mu? Böyle bir gelir dağılımı ve sosyal adaletsizliğin olduğu kaç toplum vardır ki yarım günlük haber envanteri bu kadar dolu olmasın.

Galiba bizim bu sevgimiz, hastalıklı bir sevgi. Böyle bir sevgili sevilir mi yahu?



@İki sene önce bugün "Starbucks, Etiyopya'ya Telif Ödeyecek": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=38905