Bu devre özgü

 Yazılarımı çözmek, yorumlamak, anlamak, algılamak kolay değildir.

Sen de boşuna yorulma, ey yücelsel, insansal, dinsel, evrensel değerlere sinsice düşmanlık edici kişi!

Çünkü benim gibi; bir akla, bir mantığa, bir imana, bir bilgiye, bir üstbilgice, bir ahlâka, bir arzuya, bir ereğe, bir hizmete, bir çabaya, bir yaşata, bir saygıya, bir kültüre, bir anlayışa, bir algılayışa, bir zekâya, bir ülküye, bir yücegönüllülüğe, bir adalete, bir hakka, bir duyguya, bir düşünceye, bir kalbe, bir  beyne sahip değilsin!

Fakat sen de haklısın. Çünkü her devre özgü bazı insanlar gelmiştir. Ben de bu devre özgü özel bir insanım. Ereğim; doğru bilgi, doğru Türkçe ile insanlara yücelsel, evrensel, toplumsal, kişisel, dinsel bir hizmet etmektir. Böyle bir erekte başka birini de bulamazsın.

Sen ise bunu anlayacak kapasitede değilsin.

Sen göstermelik salt ideoloji ve salt çıkar peşindesin.

Sen gaflet ve dalâlet içindesin.

Sen yalancı, iftiracı, fitneci, korkak kahraman, cimri, kıskanç, beleşçi, hazırcı, cahil, okumuş cahil, inatçı, önyargılı, zancı, güvensiz, saygısız, sevgisiz, yüzsüz, ikiyüzlü, anlayışsız, algılayışsız, kötü niyetli, nankör, kör, dönek birisin!

Öyleyse sen gereksiz, yararsız, değersizsin!

Bunun için yücelsel, insansal, dinsel, evrensel, toplumsal konularda hizmet edicilere engel, köstek olmak istersin.

Ayrıca zayıf bir zihniyete, bir kişiliğe, bir karaktere sahipsin. Bunun için doğru bildiğin yanlışlar, bilgi kirliliği seni rahatsız, huzursuz, mutsuz etmez! Benimsediğin, uyguladığın, seçtiğin şeyler ap açık ortada. Tüm uyarılarıma, önerilerime, açıklamacalarıma, çabalarıma rağmen anlamadın!

Kötü alışkanlıklardan da vazgeçmek kolay değildir, biliyorum. Ne kadar olumsuz çağrışımlı (!) bir sözce varsa onları ağzına zevkle almaktan utanmazsın. Üstelik olumsuz çağrışımlı sözceler yerine olumlu çağrışımlı sözceleri tercih edicileri de suçlarsın! Hem suçlu hem güçlüsün! Bu ne cüret!

Bu bir kıyamet alâmeti midir?

Kendi nefsî duyguların, düşüncelerin, arzuların, eylemlerin doğrultusunda hareket edip başkalarının dinsel, kişisel, insansal, evrensel, yücelsel, toplumsal değerlerini hiçe sayıp engel olmak, bunlara sinsice düşman olmak; sana özgü bir hak mı?

Kendi güvensizliğin, yetersizliğin, bilgisizliğin, şuursuzluğun, çaresizliğin yüzünden söylediğin yalan, attığın iftira, yaptığın ihanet vb. seni kurtarır mı?

Temize çıkarır mı?

Seninki tüm haklara, değerlere saldırıp sonra da tecavüze, tacize, haksızlığa uğramış gibi mağdur ayaklarına yatmaktan başka bir şey değildir.

Farkında mısın? Çirkeflik edip kişileri küçücek düşürmeceye çalışmakla kendini ne kadar küçülttüğünü söylemeceye gerek var mı?

Unutma ki, yalan üzerine yalan; bir gün olur yılan. Ve boynuna sarılır; dünyada, kabirde, ahirette. Hakkın neyse alırsın!!! Senin hakkın hak da başkasının ki ne?

 Ramazan Gülsen

(Kaynak: www.rgyayin.com)